Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Bosna Hersek'in başkenti Saraybosna'ya gerçekleştirdiği günübirlik ziyaretin sonunda basın mensuplarıyla sohbet toplantısında bir araya geldi.
Türkiye'nin Saraybosna Büyükelçiliği Basın Müşavirliği tarafından düzenlenen toplantıda Kalın, öncelikle Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından Suriye'nin Afrin bölgesinde başlatılan Zeytin Dalı Harekatı'na değindi.
Bu harekatın, Türkiye'nin sınırlarını ve Suriye'nin toprak bütünlüğünü korumak amacıyla başlatıldığını aktaran Kalın, daha önce de Fırat Kalkanı Harekatı ile Cerablus, El Bab ve El Rai arasındaki bölgenin teröristlerden temizlendiğini anımsattı.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın: Müslümanlar her gün 'en büyük tehdit' olarak gösteriliyor
Afrin bölgesinden, terör örgütü PKK'nın Suriye'deki uzantısı PYD/YPG tarafından özellikle Hatay, Kilis ve çevresini hedef alan saldırılar gerçekleştirildiğini anlatan Kalın, Türkiye'nin de meşru müdafaa hakkını kullanarak Zeytin Dalı Harekatı'nı başlattığını söyledi.
Harekatın, bölgedeki tüm terör unsurları temizleninceye kadar süreceğini vurgulayan Kalın, Zeytin Dalı Harekatı'nın bölgedeki Kürt halkına yönelik olmadığını vurguladı.
İbrahim Kalın, PKK bağlantılı bazı kaynakların "Türkiye'nin Kürtlere saldırdığı" iddialarının doğru olmadığına dikkati çekerek, bugün Suriye, Irak ve Türkiye'de yaşayan milyonlarca Kürt kökenli insanın PKK ve PYD ideolojisini desteklemediğini ifade etti.
AB ve ABD ile ilişkiler
Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki sığınmacılar anlaşmasını hatırlatan Kalın, bu kapsamda Türkiye'nin, Schengen bölgesine dahil edilmesi, sığınmacılar için 3 milyar avroluk yardım ve yeni fasıllar açılmasının öngörüldüğünü belirtti.
Kalın, mali yardımın sadece 850 milyon avroluk bölümünün aktarıldığını ve katılım müzakerelerinde yeni bir faslın da açılmadığını kaydederek, AB'nin verdiği sözleri tutmadığını dile getirdi.
AB üyeliğinin Türkiye için stratejik bir hedef olduğuna dikkati çeken Kalın, 2018'in AB ile ilişkiler bakımından daha iyi bir yıl olmasını diledi.
Türkiye-ABD ilişkilerine de değinen Kalın, bu çerçevede iki ana mesele bulunduğunu belirterek, bunlardan ilkinin PYD/YPG'nin desteklenmesi, diğerinin Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) konusu olduğunu söyledi.
Türkiye'nin, FETÖ elebaşının iadesini ABD'den istediğini anımsatan Kalın, bu meselede herhangi bir ilerleme kaydedilmediğini belirtti.
PYD/YPG konusunun da ikinci kritik mesele olduğuna işaret eden Kalın, bu terör örgütünün PKK'nın Suriye'deki uzantısı olduğunun ABD tarafından da bilindiği vurgusunu yaptı.
Balkanlar ve Bosna Hersek değerlendirmesi
Türkiye'nin Balkanlar ve Bosna Hersek politikasıyla ilgili değerlendirmelerde de bulunan Kalın, Türkiye'nin bu bölgede barış ve güvenliğin tam manasıyla sağlandığını görmek istediğini aktardı.
Kalın, Türkiye'nin Bosna Hersek ile "özel bir ilişkisi" olduğunu anlatarak, Bosna Hersek'i güvenli ve istikrarlı bir ülke olarak görmeyi dilediklerini, Boşnak, Hırvat ve Sırp halkları arasında etnik gerginlikler yaşanmasını istemediklerini kaydetti.
Rusya'nın bölgedeki etkisini de değerlendiren Kalın, Türkiye'nin, tüm dostlarına Balkanlar'da barış ve istikrarın korunması gerektiği tavsiyesinde bulunduğunu dile getirerek, "Özellikle Bosna Hersek'te ayrılıkçı düşünceler görmek hatta bunların cesaretlendirilmesini dahi istemeyiz." dedi.
Bosna Hersek'teki yönetimin kırılgan bir yapıya sahip olduğunu kaydeden Kalın, "Dayton Barış Antlaşması, savaşı sonlandıran bir antlaşma ancak kendi içerisinde zayıflıkları mevcut. Dolayısıyla daha fazla karmaşıklığa yol açabilecek eylemler görmek istemeyiz. Rusya dahil tüm dostlarımıza bu dengenin korunmasını tavsiye ediyoruz." diye konuştu.
Bosna Hersek'teki iki entiteden biri olan Sırp Cumhuriyeti'nden gelen ayrılıkçı söylemlerin endişelendirici olduğunu ifade eden Kalın, bunun sadece Türkiye'yi değil, bölgede barış ve istikrar görmek isteyen diğer ülkeleri de endişelendirdiğini söyledi.
İbrahim Kalın, bölgedeki durumun halihazırda hassas olduğuna dikkati çekerek, "Sırp Cumhuriyeti'nden Bosna Hersek'in kalanına, özellikle de Boşnaklara yönelik herhangi bir provokasyon kabul edilemez." dedi.
Bosna Hersek'teki ayrılıkçı söylemlerin Balkanlar'daki barış ve istikrara kesinlikle yarar sağlamayacağını belirten Kalın, "Umarım gidişat bu noktaya ulaşmaz. Geçmişte bunun sonuçlarını gördük." yorumunu yaptı.
Boşnakların savaşta büyük bir bedel ödediğini ve bu dönemin akabinde oluşturulan yapının tatmin edici olmadığını anlatan Kalın, "Ancak bu yapı şu an burada ve en azından anayasal haklar sağlanıyor. Bunlar korunmalı. Bunun dışındaki herhangi bir şey Pandora'nın kutusunu açacaktır. Bunu ne Bosna Hersek ne de Balkanlar için görmek istemeyiz." değerlendirmesinde bulundu.
Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) bünyesinde Bosna Hersek'te kurulan Avrupalı Balkan Demokratlar Birliğince (UEBD) düzenlenen "Endülüs ve Bosna Hersek Ekseninde Avrupa'da İslam ve Müslümanların Geleceği" başlıklı panele katılmak üzere Saraybosna'ya gelen Kalın, ayrıca Bosna Hersek İslam Birliği (Diyanet İşleri) Başkanı Husein Kavazovic ile görüştü.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın ayrıca, Uluslararası Saraybosna Üniversitesinde "İslam ve Batı Arasındaki İlişkiler" konulu ders verdi.
Kaynak: AA