Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, uğurlama törenindeki konuşmasına, Babalar Günü'nü kutlayarak başladı. Böbrek yetmezliği olan ve 8 yaşındayken Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına verilen Kader'e böbreğinin tekini bağışlayan koruyucu babası Mustafa Boyraz'ın Mersinli olduğunu ve "Yılın Babası" ödülünü aldığını anımsatan Kaynak, Boyraz'ı tebrik ettiğini söyledi.
Kaynak, ramazanın ilk haftasında Mersin Taşucu Limanı'ndan yola çıkan ve Somali'nin başkenti Mogadişu'ya ulaşan yardım gemisinin ardından bu sefer Gazze için bir gemi göndermenin mutluluğunu yaşadıklarını belirterek, "Bizim için Filistin ve Gazze bir başka mana taşımaktadır. Filistin, milletimizin her bir ferdinin yanında, kalbinde ayrı bir yer işgal etmektedir. Osmanlı İmparatorluğu zamanında Filistin'i yönettik, onlarla et-kemik olduk. Filistin'de yüzlerce yıl barışın, adaletin, sembolü olduk." ifadesini kullandı.
Filistin'in bugün çok acılar çeken bir bölge olarak anıldığını vurgulayan Kaynak, "İslam dünyasının birçok sıkıntı yaşadığı bugünlerde Türkiye'nin, kardeşlerinin, sevgisiyle, şefkatiyle doldurduğu bir gemi daha bayram öncesi, Mersinimizden Gazze'ye doğru hareket ediyor. İnşallah 30, 36 saat sonra bu gemi Aşdod Limanı'nda olacak ve bayrama kadar çocuklarımızın, Gazze'deki kardeşlerimizin, Filistinli kardeşlerimizin bayramlıklarını oraya yetiştirecek." diye konuştu.
"Biz de bu modaya uyamayız"
Kaynak, Gazze'de şu anda çok acil insani bir durumun olduğuna dikkati çekerek, Gazze'de elektriğin olmadığını, her türlü insani ihtiyacın en düşük seviyede karşılandığını belirtti.
Gazze'de, Gazzelilerin hakkını ve hukukunu koruyacak bir "hami"nin olmadığını ifade eden Kaynak, şöyle konuştu:
"Gazze'deki elektrik sıkıntısı için Birleşmiş Milletlerin çağrısı üzerine, Gazze'deki hastanelerin, kreşlerin, okulların, yani toplulukların olduğu himayeye muhtaç kesimlerin elektrik ihtiyacının belli bir kısmını karşılamak üzere inşallah bundan sonra Gazze'ye bir de yakıt desteğinde bulunacağız. Bununla Gazze'deki santral çalışacak ve en azından sağlık tesislerindeki, kreşlerdeki elektrik ihtiyacı belki 20, 25 günlük karşılanmış olacak. Bütün bunları yaparken bizim için önemli olan orada bir insanın, mazlumun, mağdurun, muhtacın olmasıdır. Onun dışında başka hiçbir ölçümüz yoktur. Eğer, Gazze'yi, Filistin'i, Somali'yi bütün dünya yalnız bırakmışsa, orayı açık hava hapishanesi haline getirmişse, oralar için fiilen ambargolar uygulanıyorsa biz de bu modaya uyamayız."
Kaynak, Gazze'ye yardımları ulaştıracak gemiye, "Şefkat gemisi" denilmesinin çok anlamlı olduğunu vurgulayarak, "Biz, dünya sessiz dursa da ilgisiz olsa da duyarsız olsa da mazlum, mağdur coğrafyalar için ilgi ve alakamızı aynen sürdüreceğiz. Nasıl sürdüreceğiz? Arkamızda milletimizin desteği oldukça sürdüreceğiz. Bunun başka bir yolu, formu yok. Milletimizin desteği, yaptığımız bu işlerin arkasında olduğu müddetçe Allah'ın izniyle dünyanın neresinde bir mazlum, mağdur varsa, Türkiye'deki kardeşlerine el açan her kim varsa az, çok demeden orada olacağız. Bunu yaparken de ırk, dil, din, renk ayrımı gözetmeyeceğiz. Biliyoruz ki insanları farklı yaratan, hepimizi yaratan Allah'tır." dedi.
Türk milleti sayesinde Türkiye'nin bugün dünyanın en cömert ülkesi olduğunu ifade eden Kaynak, 2016'da yapılan 6,5 milyar dolarlık insani yardımla bu vasfını devam ettirdiğini vurguladı.
Kaynak, Gazze'ye yapılan bu yardımla bir ilkin de gerçekleştirildiğini ifade ederek, "Vakıflar Genel Müdürlüğümüz tarihinde bir ilki de bizlere yaşatmaktadır. Bu 50 bin gıda kolisi, Vakıflar Genel Müdürlüğümüzce teşkil edilmiştir ve Filistin'e gitmektedir. Niye ilk? Çünkü ecdanın vakfettiği şeyler arasında o coğrafyadaki fakir, fukaraya, muhtaca, yardım ulaşma şartı da vardı. Şimdiye kadar Türkiye bunu yapamıyordu. İlk defa Vakıflar Genel Müdürlüğümüz, ecdanın vakfettiği vakfiyedeki bu şartı yerine getirmektedir. Vakıflar Genel Müdürlüğümüzü gerçekten tebrik ediyorum." dedi.
"Suni bir krizi hep beraber izliyoruz"
Başbakan Yardımcısı Kaynak, Katar ile bazı Arap ülkeleri arasında yaşanan krize de değinerek, şunları kaydetti:
"Suni bir krizi hep beraber izliyoruz. Körfez'de Katar'a yönelik bir abluka uygulanmaktadır. Bu hususta, onlar arasında bir an önce selameti sağlamak için uğraşan Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Dışişleri Bakanı var. Onlara, 'Durun, siz kardeşsiniz' diye haykıran bir Recep Tayyip Erdoğan var. Katar meselesinin çok önemli olduğunu ifade etmek istiyorum. Katar'ın haksız yere bir ablukaya maruz kalması ve haksız yere bölgede güçsüzleştirilmeye çalışılması hepimizi çok yakından ilgilendirmektedir ve ilgilendirmelidir. Biz o yüzden bu bölgede, güçlü bir devlet olmak zorundayız, güçlü bir milletiz de elhamdülillah. Güçlü milletin devletinin de güçlü olması lazım. Bütün dünya mazlumlarının gözlerinin üzerimizde olduğunu unutmayalım."
"Öyle bir zulüm düşünün ki"
Kaynak, Türkiye'nin, Suriye'de barışın sağlanması için de büyük oranda çaba gösterdiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İçindeki hain unsurlar temizlendikten sonra gerçek cevheri ortaya çıkan Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, Suriye'de, Fırat Kalkanı bölgesinde 2 bin kilometrekareden fazla bir alanı tekrar insanların, vatanı, yuvası haline getirdi. Bu sene hasat yapıldı, biliyor musunuz? Bu sene orada tarım yapıldı ve tarım ürünleri hasat edildi. Bu sene orada 66 bin çocuk, Fırat Kalkanı bölgesinde kendi okullarında eğitim hayatlarına devam ettiler. Bu sene orada, bu ramazanda Diyanet İşleri Başkanlığımızın yeniden tamir ettiği 86 camide insanlar ibadetlerini yaptılar. Öyle bir zulüm düşünün ki bu zulümden camiler, ibadethaneler de nasibini almıştı. Hemen Türkiye'nin güneyi, Suriye'nin kuzeyinde, Türkiye sınırında 86 cami tahrip edilmişti zalim bir diktatör tarafından. İşte Fırat Kalkanı bölgesi, bölgede barışın nasıl tesis edileceğini bütün dünyaya göstermiştir."
"Boş bir hayal olduğunu görecekler"
DEAŞ terörüyle, bir başka terör örgütü vasıtasıyla değil meşru silahlı güçlerle mücadele edilebileceğini vurgulayan Kaynak, şöyle konuştu:
"Koskoca meşru devletlerin, 60 yıldan fazladır müttefiki olduğu, NATO müttefiki olduğu, stratejik müttefik olduğu ülkeler yerine PKK'nın bölgedeki uzantısı terör örgütleriyle iş yapmak asla yakışık almaz. Türkiye'de 40 binden fazla cana mal olmuş PKK terör örgütünün Suriye'deki PYD, YPG vasıtasıyla, onlarla bir başka terör örgütünü yok etmek, onlara silah dağıtmak, bunlar asla günümüzde anlayışla karşılanabilecek, kabul edilecek şeyler değillerdir. PYD'ye verilen o silahların DEAŞ terör örgütüyle yapılan mücadeleden sonra kime döneceğinin garantisini asla kimse veremez. Bu bölgede kalıcı istikrarı, huzuru sağlamak için Türkiye'nin fikrini herkes almak zorundadır. Niye? Biz bin yıldır bu coğrafyada yaşıyoruz. Bin yıldır bu coğrafyada, bu coğrafyanın diğer asli unsurlarıyla beraber kardeşçe yaşadık, adaletle yönettik. Dünyanın kaç bin kilometre ötesinden, kaç bin deniz mili ötesinden gelip bu bölgenin sükununu sağlayacağını iddia edenler, yakın zamanda bunun boş bir hayal olduğunu göreceklerdir. DEAŞ terör örgütüne karşı hem dışarıda, hem içeride en etkili mücadeleyi Türkiye vermiştir. Fırat Kalkanı bölgesinde 3 binden fazla DEAŞ teröristini bertaraf etmiştir. İçerideki mücadelemiz gerçekten çok başarılı şekilde sürmektedir."
Çocuklar da bayram edecek
AFAD Başkan Yardımcısı Fatih Özer ise Gazzelilerin bayramda acil ihtiyaçlarını karşılamak için AFAD koordinasyonunda 10 bin tonluk insani yardım malzemesi hazırlandığını ifade ederek, gıda malzemeleri yanı sıra çocuklar için oyuncaklar, bisikletler ve bayramlık kıyafetlerin de gönderildiğini belirtti.
Özer, "Şefkat" adı verilen gemide 18 bin 100 oyuncak, 32 bin kırtasiye seti, 50 bin gıda kolisi, 5 bin ton un, 100 ton bisküvi ve kek, 50 bin muhtelif giyecek, bin bayramlık giysi ve bin 10 bisiklet bulunduğunu sözlerine ekledi.
Konuşmaların ardından Kaynak, Mersin Valisi Özdemir Çakacak, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, AFAD Başkan Yardımcısı ve protokol üyelerince yapılan duanın ardından, gemi uğurlandı.