Uluslararası Organ Nakli Ağı (International Transplant Network), Türkiye Organ Nakli Vakfının (TONV) koordinasyonunda paydaş kurum ve kuruluşlarla iş birliği içinde yürütülüyor.
Organ Nakli Ağı kapsamında, organ naklinde kullanılan ileri teknolojilerin anlatıldığı "Ölü Donörden Organ Çıkarımı" başlıklı uluslararası kurs programı, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde düzenlendi.
Dünya genelinden 22 ülkeden 60'dan fazla cerrahın katıldığı kurs programında, koyundan alınan karaciğer ve böbrekler kullanılarak "Perfüzyon Cihazı" uygulaması gerçekleştirildi.
Türkiye'de 30 bin kişi organ bekliyor
AÜ Tıp Fakültesi Böbrek ve Pankreas Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr. Acar Tüzüner, Türkiye'de 25 bini böbrek, 2 bin 500'ü karaciğer olmak üzere yaklaşık 30 bin kişinin organ beklediğini belirtti. Ayrıca, canlıdan organ bağışının yüksek olmasına karşın kadavradan organ bağışının düşük olduğunu söyledi.
İspanya'da milyonda 50 olan kadavradan organ bağışçı sayısının Türkiye'de milyonda 8 olduğunu anlatan Tüzüner, kadavra bağış oranlarının mutlaka artırılması gerektiğini anlattı.
Prof. Dr. Tüzüner, kadavradan kısıtlı koşullarda alınabilen ve uygulanabilen organ sayısının yeni teknolojilerle birlikte arttığını vurguladı.
Perfüzyon cihazıyla organlar 24 saat korunabiliyor
"Marjinal donör", vericiden alıcıya nakil sürecinin uzaması, uyumsuzluk tespit edilmesi ve yeni testlerin yapılmasına bağlı geçen sürenin artması sonucunda hasar oluştuğundan kullanılamaz hale gelen organlara deniyor. Yeni cihazlarla birlikte bu organların artık kullanılabilir hale gelmeye başladığını anlatan Tüzüner, şunları söyledi:
"Kadavradan çıkarılan organlar, alıcıya takılana kadar bir süre geçiyor. Canlı nakillerde organ hemen takılabiliyor ama kadavrada organ çıkarılıyor, doku testine gidiyor. Bazen organın il dışına çıkması gerekiyor. Bir hastalıktan dolayı ölen ve hastalığı organa da zarar veren bağışçının hasarlı olan organı takıldığında da performansı düşük oluyor. Yeni teknoloji, organ çıkarıldıktan sonra alıcıya takılıp tekrar kan gidene kadar organı hayatta tutabiliyor.
Karaciğer ve böbrek naklinde 12 saatte nakil yapılamadığında organ kullanılamaz hale gelirken artık bu cihazla 24 saat korunabiliyor ve mükemmel sonuç alınıyor. Perfüzyon cihazı, kalp, pankreas için de kullanılabiliyor."
Türkiye'de bağış oranları artırılmalı
Perfüzyon cihazlarının İngiltere, Hollanda ve İspanya'da rutin uygulamaya alındığını belirten Tüzüner, AB ülkeleri ile ABD'de yaygın olarak uygulanmaya başlandığını da söyledi.
"Türkiye'de de bağış oranları artırılmalı. Kadavradan bağışlarda organların ziyan olmaması için bu cihazların kullanıma girmesi önem taşıyor."
Cihazın kullanımına ilişkin bilgi veren Tüzüner, klasik yöntemde çıkarılan organların atardamardan verilen özel saklama solüsyonlarıyla +4 derecede soğutularak korunduğunu vurguladı.
Hücrelerin metabolizmasının yavaşlatılarak fazla enerji harcamalarının engellenerek organın ömrünün uzatılmaya çalışıldığını anlatan Tüzüner, perfüzyon cihazlarında ise 2 ayrı teknik kullanılarak organın sağlıklı kalabilme sürecinin uzatıldığını söyledi.
"Organlar beslenebildiği için zarar görmüyor"
Prof. Dr. Tüzüner, ilk yöntemde organa soğuk solüsyonla devamlı oksijen verildiğini, diğer teknikte ise organa kalbin gönderdiği kan gibi oksijenli kan verilerek atardamardan beslendiğini belirterek, şöyle konuştu:
"Organın hiç vücut dışına çıkarılmamış gibi fonksiyonu ve canlılığı korunabiliyor. Uzun süre bekletildiği için sınırda olan organlar, beslenebildiği için zarar görmüyor. Hatta çok yağlı olan bir karaciğer nakil için mümkün değilken, bu makinelerle organa yağları eritici maddeler verilerek, normal karaciğer değerlerine getirilerek nakil mümkün olabiliyor."
"Organların daha iyi hale getirilmesi sağlanıyor"
Hollanda Leiden Üniversitesi Hastanesi Organ Nakli Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Andrzej Baranski de organın korunmasında yüksek teknolojik cihazların çok büyük önem taşıdığını anlattı.
"Bu makinelerin en büyük özelliği, takılması pek mümkün olmayan organların kullanılabilir hale gelmesine olanak tanımasıdır. İki yıl önce bunu hayal bile edemezken bugün bu makineler sayesinde organları çıkardıktan sonra organların daha iyi hale getirilmesi sağlanıyor."
Prof. Dr. Baranski, bu şekilde kadavradan alınan organların bir başkası için kullanılmasında önemli bir artış sağlanabildiğini söyledi.
Ayrıca Baranski, Türkiye'nin canlıdan organ nakli başarısının ve cerrahi tekniklerin çok iyi düzeyde olduğunu vurgulayarak, kadavradan bağış ve nakillerin ise yeterli olmadığını belirtti. Baranski, "Türkiye'nin kadavradan organ nakillerini artırmasını bekliyoruz" dedi.
Kaynak: AA