Kuşaktan kuşağa aktarılan pekmezin en önemli özelliği ise hiçbir katkı maddesinin kullanılmaması.
2
Soğuk kış günlerinin vazgeçilmez gıda kaynaklarından biri olan pekmez, Türkiye’nin dört bir yanında farklı yöntemlerle üretilirken, ihtiva ettiği mineral ve vitaminlerle tam bir şifa deposu.
3
Düğüncüler ve Derecikören sakinleri, eylül başında bağlarından topladıkları üzümlerin önce şırasını çıkarıyor, daha sonra büyük kazanlarda kaynatarak pekmez elde ediyor.
4
Dağlardan getirilen killi özel pekmez toprağı serpilen üzümler, ayaklara çizmeler giyilip çiğnenerek şıraları çıkartılıyor.
5
Daha sonra şaraphanede yakılan ateş üzerine büyük kazanlar yerleştiriliyor. Kazanlar kaynatılarak pekmez elde ediliyor
6
Özellikle tavaların etrafı hava almayacak şekilde oturtuluyor, susaktan elde edilen kevgirlerle sürekli karıştırılarak kaynatılıyor.
7
İlk kaynatmadan sonra toprağın çökmesi bekleniyor ve daha sonra süzülerek iki ayrı kaynatma işleminden daha geçiriliyor ve pekmez hâlini alıyor.
8
Doğal yolla pekmez üreten Adem Bilgon, "Pekmezin tatlı bir telaşı vardır. Köylülerimiz önce üzümlerini bağlarda bozarlar. Sonra toprakta karıştırırlar. Ve sonra burada bunları kazanların içine alırlar. Dışarıda kaynatırlar. Bekledikten sonra, şu gördüğünüz ocaklara alırlar. Ve burada 1 buçuk saat kaynatarak pekmez haline gelir" dedi.
9
Derecikören muhtarı Mustafa Az da, "Yıllardır atalarımızdan görmüş olduğumuz şaraphane kültürümüz devam etmektedir. Köylüler gelip burada atalarından gördükleri gibi pekmez kaynatıyorlar" diye konuştu.
10
Düğüncüler köyü muhtarı İbrahim Kaya ise, "Üzüm bağlarımız var. Bu üzüm bağlarını çapalarız, otlarını ayıkladıktan sonra doğayla baş başa bırakırız. Olan üzümleri şaraphaneye getiririz. 3-5 kişi toplanır, birbirlerine yardım ederler. Böylece yardımlaşarak pekmezlerimizi elde ederiz. 10 Eylül ile 30 Eylül arasında üzümün verimine göre devam eder. Gece gündüz burası hiç kapanmaz" dedi.