Erginal, son 10 yılda Türkiye’nin değişik bölgelerindeki göl, baraj ve akarsuların sedimentlerinde analiz yapıldığına değindi.
2
Erginal, bu çalışmalarda amaçlarının su kaynaklarının durumunu incelemek olduğunu anlattı:
"Sularımız bir yandan küresel ısınmayla buharlaşıp yok olurken, bir yandan da insan etkisiyle aşırı derecede kirletiliyor. Doğal yollarla, akarsularla, kayaların ayrışmasıyla metaller her yere taşınıyor. İnsan etkisiyle oluşan, hatalı tarım uygulamalarıyla, tarım arazilerinde aşırı gübre kullanımıyla, böcekler ve zararlılarla mücadele için kullanılan pestisislerle, bunların sulara ne ölçüde karıştığını, sedimentlerde, sularda ve topraklarda yol açtıkları metal zenginleşmesini araştırıyoruz."
3
26 noktadan örnek alındı
Sarıçay`daki kirliliğin renginden de fark edilebildiğine dikkat çeken Erginal, çay boyunca 26 noktadan örnek aldıklarını söyledi.
Erginal, alınan örneklerin, Kanada’da güvenilirliği yüksek akredite laboratuvarlarında analiz edildiğini vurguladı.
4
Çayda metal zenginleşmesine rastladıklarına değinen Erginal, “Aldığımız örneklerde cıva ve arsenik bakımından çok yüksek değerlere rastlanmadı. Ancak kadmiyum metalinde zenginleşme söz konusu. Özellikle nikel ve kurşun bakımından Sarıçay’ın yatağındaki sedimentlerde yüksek düzeyde ekolojik risk söz konusu" dedi.
5
Sonuçların Akademiye katkı sağlaması umuluyor
İnceleme sonucunu akademik çalışma haline getirdiklerini anlatan Erginal, "Madem Sarıçay’ın yatağındaki sedimentlerde özellikle nikel, kadmiyum ve kurşun bakımından zenginleşme var, bir adım ötesinde artık bunun canlılara geçip geçmediği konusunda da araştırmalar yapılması gerekiyor" diyor.
Prof. Dr. Erginal, çayın Çanakkale Boğazı`na döküldüğünü hatırlatarak, denizde kirlilik olup olmadığının uzman bilim insanlarınca araştırılması gerektiğini söyledi.