İstanbul Boğazı'nın simgesi afalinalar açlıktan zayıfladı
DHA
Deniz Memelileri Araştırma Derneği'nin (DMAD) çalışmalarında, İstanbul Boğazı'nda çok görülen afalina yunus türlerinin, açlıktan zayıfladığı belirlendi.
2015 yılında Antalya`da kurulan DMAD, Türkiye`nin Akdeniz, Ege, Marmara ve Karadeniz sularındaki bilinen 10 balina, yunus ve mutur türü hakkında bilimsel araştırma yapıyor. Kuruculuğu Dr. Aylin Akkaya`nın yaptığı ve çok sayıda gönüllü uzmanın katılımıyla özellikle Doğu Akdeniz`de bilimsel araştırma seferleri düzenleyen DMAD, bilimsel bilgiler içerenleri içeren Türkiye sularındaki yunus ve balinalarla ilgili bilgiler dikkat çekti.
2
Doğu Akdeniz`in zenginliğinin ispatı
Dr. Aylin Akkaya, Türkiye`nin kıyı boyu olarak Akdeniz`de önemli bir yere sahip olduğunu, ancak bilimsel çalışma süreçlerinin oldukça az olduğunu belirtti. Balina ve yunusların yaşadığı denizlerdeki ekosistemde biyoçeşitliliğin olduğunu söyleyen Dr. Akkaya, “Yaptığımız çalışmalarla biyoçeşitliliğin zenginliğini bir nevi kanıtlamış olduk. Doğu Akdeniz, Yunus ve Balinalar açısından Akdeniz`in diğer bölgeleri kadar zengin bir bölge. Bu türlerin bayrağının tür özelliğinde, bölgedeki bölgenin korunması da gösteriliyor" dedi.
Deniz memelileri içinde en çok görülen türün özellikle İstanbul Boğazı`nda afalina yunus türü olduğunu dile getiren Dr. Akkaya, “Bunlar biraz iri ve cesur türler. Kıyısal olarak görülenlerden İstanbul Boğazı, Karadeniz`den Doğu Akdeniz`de Hatay açılana kadar tüm Türkiye sularında mevcut. Fakat endişe uyandırıcı durumlar da var. Daha önce 10 kişiyi gözlemlerken, şu an 2-3 kişiyi genel olarak görüyoruz. Vücut yapılarının değişmesi gereken bir türken, biraz zayıflamışlar. Kaburgaları daha çok dışarıda, nefes alıp veren yer biraz içeride çökmüş. Özellikle bu baskıları İstanbul Boğazında görebiliyoruz. Sistemin yerel bir tür olmasına rağmen ne yazık ki şu an yerleri o kadar iç açıcı değil" diye konuştu.
Afalinaların zayıflamaları ve kaburgalarının ortaya çıkmasının nedeninin açlık olduğu, ancak bunun henüz bilinmediğini belirten Dr. Akkaya, İstanbul Boğazında yeterli balık stoğu olmaması veya su altı gürültü gibi tehditler nedeniyle yunusların strese girdiğini ifade etti.
3
"2019`dan beri Doğu Akdeniz`de görülmüyor"
Tırtak yunusun daha güzel ve renkli bir tür olduğunu söyleyen Dr. Akkaya, “Afalinadan daha küçük gözlemlenebiliyor. Bu tür hem kıyılarımızda hem de açık sularda görüyoruz. Ama tırtak türü sadece bizim sularımızda değil, Akdeniz`in tamamında tehlike altında. İçeriği oldukça azalıyor. Doğu Akdeniz`de 2019 yılından bu yana bu türü artık göremiyoruz. Ve çalışmaların 500 gün geçtiğini düşünüyorum. 500 gün önce sık sık gözlemlediğimiz bu tür artık Doğu Akdeniz bölgesinde neredeyse yok. Ege Bölgesi`ne kıyasla, özellikle Dilek Yarımadası açıklarında tür hala güzel bir açılmaya sahip. Gruplar içerisinde hala yavruları görebilirsiniz. Bu da umut verici" dedi.
4
Balinalar da tehlikede
Kaşalot balinalarının derin sularda bulunduğunu anlatan Dr. Akkaya, “Bölgede 30 bireyin Türkiye`de ve yaz mevsimlerinde yoğun gözlemlendiğini kanıtladık. Ülke suları bu tür için büyük önem taşımakta. Akdeniz genelinde yine tehlike altında olduğu düşünülen bir tür. Yaklaşık 350 kişinin olduğu düşünülüyor. Gagalı balinalar ise Antalya Körfezi`nin yoğun deniz dönüşümüne rağmen kıyısal sularında gözlemlenmekte. Daha önce bu türler yoğun bir şekilde görüyorlardı. Gagalı balinalar da oldukça utangaç ve en derine dalan türlerinden. 3 bin metreden kayıtlı var. Akdeniz ve Lara Körfezi açıklarında bu tür gözlemlenebiliyorken artık ne yazık ki göremiyoruz. Gagalı balinalar ve kaşalotlar açısından en önemli tehditlerden biri su altı gürültüsü. Bu nedenle bölgesel gözlemlerde gün yazıyorlar azalıyorlar" diye konuştu.
5
"Türkiye`de balina olduğu pek bilinmiyor"
Coğrafyanın sularında yunusların varlığının bilindiğini, balinaların toplum tarafından pek bilinmediğini dile getiren Dr. Aylin Akkaya, “Biz ne zaman çalışma yapsak, herkesin ilk söylediği şey `Türkiye`de balina mı var?` oluyor. Evet, bilinen balinalar var ve bu balinalar sadece küçük gruplarda göze çarpıyor, aynı zamanda büyük gruplar da içinde yer alıyorlar. Genel olarak tehditleri sayarsak habitat kaybı, deniz gürültüsü, su altı gürültü, deniz kirliliği ana tehditler" dedi.