Karadeniz'in çalışkan kadınları

Yaz-kış ellerinden kazmaları, bellerinden orakları, sırtlarından da yünden örülen ve yük taşımada kullanılan arkalıkları (dırmaç) eksik olmayan kadınlar, bugünlerde bahar ekimine hazırlık için belleme ve kazma işlerine yoğunlaştı.

Sabahın ilk ışıklarıyla kalkan, güne hayvanlarını besleme ve ev rutinleri ile devam eden kadınlar, hava kararıncaya kadar arazilerindeki işleriyle ilgileniyor.

Akraba ve komşuların bir araya gelmesiyle Karadeniz`in dik yamaçlarında imece usulü her gün ter döken kadınlar, lahana, patates, mısır, fasulye, kabak ekiyor, sırtlarında gübre ve yük taşıyor.

Kendilerinin yanı sıra hayvanları için de yoğun çaba sarf eden kadınlar, kilolarca ağırlıktaki ot ve lahana saplarını da hayvanlarına yem olması için evlerine kadar sırtlarında götürüyor.

Sis ve yağmura aldırış etmeden tarlalarda kazmayla toprağı kazan, zaman zaman öğle yemeklerinden bile feragat eden kadınlar, yorucu günü tamamlayarak akşam saatlerinde evlerine dönebiliyor.

Mesailerini evde de sürdüren kadınlar, günün sonunda aile ve arkadaşlarıyla bir araya gelerek hem yemek yiyor hem de ertesi günkü işlerin planlamasını yapıyor.

Üç çocuk annesi Fatime Yılmaz, bahçe, inekler derken bir günde birçok işi yaptıklarını söyledi.

"Bizim istirahatimiz yok, iş beklemez"

Yaz aylarında daha çok yorulduklarını belirten Yılmaz, "İş çok, yapmazsan olmuyor. Mecbur yapıyorsun. Akşam eve gittiğinde sofraya bir dilim ekmek koyacaksın. Onu getirmek zorundayız." ifadesini kullandı.

Yılmaz, onlar için özel günlerin pek anlamı olmadığını dile getirerek, şöyle konuştu: "Bizim istirahatimiz yok, iş beklemez. Mecbur tarlaya geleceğiz. Yoruluyoruz ama sabah kalktığımızda alıyoruz omuzumuza kazmayı doğru bağ bahçeye. Yağmur çamur bizi engellemez, bizim mesleğimiz bu. Yağmurda, çamurda, güneşte çalışmak, bahçeye girmek zorundayız."

55 yaşındaki Ayşe Civelek de Karadeniz`de kadın olmanın zor olduğunu belirterek, yağmur çamur demeden yaz kış çalıştıklarını kaydetti.

"İşlerimiz zahmetli ama hepsini severek yapıyoruz"

Her işin bir zorluğu olduğunu vurgulayan Civelek, "Zoru görmeden olmuyor. İşlerimiz zahmetli ama hepsini severek yapıyoruz. İstiyoruz ki işimiz bir an önce bitsin. Onun için de gayret ediyoruz." dedi.

Fatma Melek ise sabahın ilk ışıklarıyla evde başlayan mesailerinin, akşam saatlerine kadar bahçe ve tarlalarda devam ettiğini anlattı.