Kuraklık ve hastalıklara dayanıklı 3 yeni ayçiçeği çeşidi geliştirildi

Türkiye`deki ayçiçeği ıslah çalışmalarının koordinatörlüğünü yürüten Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü, her yıl yaklaşık 20 binden fazla genetik materyal üzerinde çalışma yaparak verimli ve kaliteli çeşitleri tescile sunuyor.

Enstitünün ayçiçeği deneme bahçesinde yapılan çalışmalar sonucunda bu yıl, parazit otu ve köse hastalığıyla kuraklığa dayanıklı 3 yeni çeşit geliştirildi.

Yeni çeşitler, Bakanlığın Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkez Müdürlüğünce tescili sonrası gelecek yıl geniş alanlarda toprakla buluşacak.

Ayçiçeği Birim Sorumlusu Mehmet İbrahim Yılmaz, ayçiçeği AR-GE ve ıslah çalışmalarının yoğun şekilde sürdüğünü söyledi.

İklim koşullarına ve hastalıklara karşı yüksek toleranslı çeşitleri geliştirmek için çaba sarf ettiklerini vurgulayan Yılmaz, başarılı çeşitlerin tescil sürecinin ardından üreticilere sunulduğunu ifade etti.

Enstitüde başarılı ıslah çalışmaları gerçekleştirdiklerini dile getiren Yılmaz, "Geliştirdiğimiz çeşitlerin bu sene sertifikalı tohumluk üretimleri gerçekleştiriliyor. 2024 yılının ilk aylarında sertifikaları alındıktan sonra deneme amaçlı çiftçilerimize dağıtılarak daha geniş alanlarda ekimleri yapılacak." dedi.

Yılmaz, iklim koşullarının değiştiğine ve yeni çeşitlere duyulan ihtiyacın her geçen yıl arttığına dikkati çekti.

Islah programlarının uzun soluklu ve devamlılık isteyen bir süreç olduğunu anlatan Yılmaz, şunları kaydetti: "2023 yılında üretim izni aldığımız 3 yeni hibrit ayçiçeği çeşidimiz var. Biyotik ve abiyotik stres faktörleri çok önemli. Bu faktörleri dikkate alarak çalışmalarımızı yönlendirmemiz gerekli. Özellikle bölgemizde köse hastalığı ve parazit otu yaygın görülebiliyor. Bu hastalıklara dayanıklı çeşit geliştirmede çok başarılıyız. Bölgede köse hastalığına karşı en dayanıklı çeşitler enstitümüzde geliştirilenler. Hem çiftçimiz hem de bizim için önemli hususlar. Aynı zamanda bu yıl derinden hissettiğimiz kuraklık sıkıntısı var. Kuraklık nedeniyle bazı bölgelerde ayçiçeğinde verim düşüklüğü görülecek. Abiyotik stres faktörlerini göz önüne alarak kuraklık, yüksek sıcaklık ve tuzluluk gibi stres faktörlerine karşı çeşitler geliştirmeye çalışıyoruz."