Kuveyt'teki Altın Camii, Osmanlı mimarisinden esintiler taşıyor

Altın Cami, Bedriye Nasır el-Ciyan Camii olarak da adlandırılıyor.

Şubat 2021`de hizmete açılan cami, ana kubbesi devasa sütunlarla değil, tavana kaynaştırılmış küçük payandalara dayanan dört yarım kubbe ile ayakta duruyor.

Böylelikle kubbeler görenlere desteksiz gökyüzünü anımsatıyor.

Zeminden tavana doğru uzanan dev pencereyle ışığın mekanın merkezinde toplandığı caminin üç şerefeli dört minaresi de ihtişamını artırıyor.

Caminin yapımından sorumlu Muhammed İbrahim Amr, kendilerinden caminin aynı zamanda turistlerin de ziyaret edebileceği bir mekan olmasının talep edildiğini söyledi.

İstanbul başta olmak üzere Türkiye`deki birçok camiyi tasarlayan Mimar Sinan`a büyük hayranlığını anlatan Amr, "Bağışçıyı Osmanlı üslubunda bir cami yapmaya ikna ettim ve onu tasarlamaya başladım" dedi.

Caminin halısı Türkiye`den getirildi

Tasarımını sunduğunda bağışçının da çok memnun kaldığına dikkat çeken Amr, şöyle konuştu: "3 bin 600 metrekarelik alana sahip cami, Osmanlı üslubu ile yerel üslubu birleştiriyor. Türkiye`deki camiye benzemesi için içerisini nasıl yapmamız gerektiğini düşündüm ve Ömer Faruk Çalışkan adında bir Türk mühendis ile tanıştım. Kendisini camiyi ziyaret etmesi için davet ettim. Taş, oyma, cam gibi detaylar üzerinde anlaştık. Türk ve Kuveyt ekipleri de uygulamada başarı sağladı."

Mihrabın çevresindeki mermerin bir çiçek bahçesini andırdığını ve mihrabın çevresine Allah`ın isimlerinin nakşedildiğini vurgulayan Amr, camide kullanılan 3 bin 600 metrekare büyüklüğünde halının Türkiye`den getirildiğini söyledi.