Osmanlı'nın sağlık hizmetlerinin anlatıldığı müze salgın sürecinde de ziyaretçi ağırladı

Salgın nedeniyle geçen yıl nisan ve mayıs aylarında müzenin kapalı olduğunu belirten Pehlivancık, "Buna rağmen haziran ayında müze açıldıktan sonra yine ziyaretçi ağırlamaya devam etti. 2019 yılında yaklaşık 300 bin ziyaretçi ağırlarken 2020 salgın yılında 50 bin ziyaretçiyi ağırlama şansımız oldu. Tabii ki düşüş var ama hareketli bir yıl geçirdik. Yeni müze alanımız açıldı. Ziyaretçilerimiz halen gelmeye devam ediyor." diye konuştu.

Pehlivancık, ziyaretçilerin maske, mesafe ve hijyen tedbirlerine uyarak müzeyi ziyaret edebildiğine işaret ederek, şunları kaydetti: "Turistlere maske ve dezenfektan sağladık, sosyal mesafe konusunda ekibimiz bilgilendirmesini gerçekleştirdi. Bu yılı bir avantaja çevirdik. Anıtlar Kurulunun bilgisi dahilinde müzemizde uzmanlarla restorasyon ve peyzaj çalışmalarına başladık. Külliyenin değişik yerlerini misafirlere göstermeyi ve külliyede daha fazla vakit geçirmelerini sağlamayı amaçlıyoruz çalışmalarımızla. Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu çalışmalarımıza çok destek veriyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`ın eşi Emine Erdoğan hanımefendinin teşrifleriyle açtığımız İmaret Müzemiz ilgi topluyor. Külliyenin diğer kısımlarına zenginlik olarak İmaret kısmını da kattık. Fodlahane (ekmek yapılan yer) ve kiler kısımlarında da proje bazında çalışmalarımız devam ediyor. Salgın sürecinde külliyemize yeni müze alanları kazandırıyor, restorasyon ve peyzaj çalışmalarımızı yapıyoruz."

Yahya Baba`nın yaşadığı dönemde yemeklerinin arta kalanıyla balıkları beslediğini dile getiren Pehlivancık, şöyle devam etti: "Biz bu geleneği her hafta sürdürüyoruz. Müzenin 533 yıllık bir geçmişi var. Amacımız buranın özüne, geleneğine uygun bir biçimde imaret, aşevi geleneğini hayata geçirmekti. Külliyenin yer aldığı semtin kadınları da destek oldular. Burada her hafta bin kişilik ziyaretçiye cuma namazı çıkışında lokma dağıtıyoruz ve Yahya Baba`nın nehirde balıkları besleme geleneğini sürdürüyoruz."

Sultan II. Bayezid`in Akkirman seferine çıkarken 1484`te temelini attığı külliye, 1488`de tamamlandı. Osmanlı döneminde tıbbiye, şifahane ve imarethane görevleri üstlenen külliyede, 1800`lü yıllardan sonra sadece akıl ve ruh sağlığına yönelik tedaviler gerçekleştirildi.

Osmanlı`nın son dönemlerinde, Balkan Savaşları`ndan sonra faaliyeti sonlandırılan ve zarar gören müze, 1978`de Trakya Üniversitesinin yapıyı bünyesine almasının ardından 1986`da restorasyon süreciyle ayağa kaldırıldı.