Yaklaşık 44 yıl önce yerleştiği Türkiye'de 'Naciye' adını kullanmaya başlayan 76 yaşındaki Belçikalı Nancy Vanderstraeten, 9 yıl önce yakalandığı Parkinson hastalığının ilerlemesini önlemek için 4 yıl önce boksa başladı.
19 yıl önce eşini kaybeden Naciye, dağcılık sporuyla ilgilenen kızının isteğiyle Antalya`ya yerleşti. Geyikbayırı Mahallesi`ndeki evlerinde organik tarım, mobilya dekorasyonu, ahşap boyama, ressamlık yapan Naciye, 9 yıl önce Parkinson hastalığına yakalandı.
2
Geçmişte ziyaret ettiği bazı Avrupa ülkeleri ile ABD`de, Parkinson hastalarının rehabilitasyon merkezlerinde boksla ilgilendiği aklına gelen Naciye, doktorlarının yönlendirmesiyle spor salonuna kayıt olmaya karar verdi. 4 yıldır haftanın 3 günü ringe çıkan `Boksör Naciye`, Parkinson hastalığı belirtilerini en aza indirdi.
3
"Boks benim için tutku oldu"
4 çocuk annesi, 8 torun sahibi Naciye, hastalığı nedeniyle 6 yıl boyunca ağır ilaç tedavisi gördüğünü, 90 kilolara kadar ulaştığını anlattı. Günlük rutin işlerini yapamaz hale geldiğini aktaran Naciye, “Saçlarımı tarayamıyor, dişlerimi fırçalayamıyordum. Konuşmakta zorlanıyordum. Bastonla yürüyordum ve `yeter` dedim. ABD`de Parkinson hastalarının boks yaptığını öğrendim. Ben de hemen denedim. Taksi çağırıp `Boks salonuna gidiyoruz` dedim. Taksici yol boyunca güldü. Sonra spor klübüne geldim. Hocaya söylediğimde bana gülmedi ve hikayemi dinledi. `Siz ayakta durabilirsiniz` dedi. Ben de `Evet hocam` dedim. Bu şekilde boksa başladım. 15 gün sonra antrenmanda hocam bana `Vur bana` dedi. Finalde boks benim için tutku oldu. Boksu çok seviyorum. 4 senedir boks yapıyorum" diye konuştu.
4
Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs nedeniyle zor günler yaşadığını aktaran Naciye, şunları söyledi:
"Pandeminin ilk dönemlerinde herkes gibi beni yakaladılar. 4 ay evde durdum. Allah`tan evde boks için kum torbası ve yürüyüş makinesi vardı. Spor salonları kapalıydı ama benim fizik tedavi almam ve boks yapmam lazımdı. Fizyoterapiye ve boks gitmek için jandarmaya gittim ve izin aldım. O şekilde spora devam ettim. Spor salonları kapalı olduğu için boks hocam fizyoterapiye geldi. O gündür bu gündür devam ediyorum. Boks tutku oldu, spor tutku oldu. Gençken çok aktiftik ama 72 yaşında spor veya hiçbir şey yapmıyorduk. 72 yaşında boksa başladım ve devam ediyorum. Kendimi çok daha iyi hissediyorum. Bende dopamin eksikliği var. Gençken daha iyi, kalp atışını daha çabuk yapıyorsunuz. Spor yapınca dopamini kendi beyninizde yapıyorsunuz. Dopamin için mutluluk hormonu diyorlar, gerçekten öyle. Terliyorsunuz, emek veriyorsunuz ve sonunda büyük gülümsüyorsunuz."
5
Boks hocası ve milli sporcu Öznur Caner Şengel, Naciye teyzeyle yaklaşık 4 sene önce tanıştıklarını ve hareketlerinin hastalığı nedeniyle çok kısıtlı olduğunu söyledi.
6
Şengel, "Birebir çalışmalar sonunda boks antrenmanlarına ara vermeden devam ettiğimiz için hareketliliğinde herhangi bir kısıtlama olmadı. Günlük hayattaki aktivitelerini yeterli şekilde yerine getirebiliyor. En önemlisi de günlük yaşantısını devam ettirebiliyor. Parkinson bir kas hastalığı olduğu için insanların kas kontrol yetisi beyinsel olarak sinir uçlarından dolayı bir nevi kaybediliyor. Boks antrenmanlarında biz vücudun hem sağ hem de sol taraflarını eşit çalıştırdığımız için kaslar güçleniyor. Kasları güçlendikçe hastalığının ilerlemesi bir nevi durmuş oluyor" dedi.