Yıllık 300 bin ton ihracatı yapılan bulgurun meşakkatli yolculuğu başladı

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yetişen buğday, hasat sonrası bulgura dönüştürülmek üzere tesislere getiriliyor.

Fabrikalarda eleme işlemlerinden geçirilen buğday, büyük kazanlarda haşlandıktan sonra geniş alanlara dökülerek, güneşin altında kurumaya bırakılıyor.

Hava sıcaklığının 45 dereceyi gördüğü Gaziantep’te güneşte kurutularak, daha doğal ve lezzetli hale getirilen bulgur, bu süreçte traktörlerdeki tırmıklar yardımıyla karıştırılarak güneş görmesi sağlanıyor.

Kuruyan buğdaylar toplanıp üzerindeki 5 kat kepeği makineler vasıtası ile alınıp temizleme işleminden sonra sofralarla buluşuyor.

Nizip Ticaret Borsası Başkanı İbrahim Sarı, bulgurun meşakkatli bir yapım süreci olduğunu ifade etti. Sarı, bulgurun temizlendikten sonra temiz bir ortamda güneş altında kuruması için serildiğini ifade etti. Aslında kapalı devre kurutma sistemleri de olduğunu ancak güneşte kuruyan bulgurun hem lezzetinin hem de renginin çok farklı olduğunu anlatan Sarı, bulgurun tadını güneşten aldığına dikkat çekerek, “Bulgur pişirdikten sonra temiz bir ortamda bulgur serilir ve kurutulmaya bırakılır. Aslında kapalı devre kurutma sistemlerimiz de var ancak doğal güneşte kuruyan bulgurun hem lezzeti hem de rengi çok farklı oluyor. Tadını güneşten alıyor. Yaz aylarında bunu güneşte kurutmaya özen gösteriyoruz. Sağlık yönünden hijyenik şartlarda güneşte kurutuyoruz. Kuruttuktan sonra yine bir yıkama işlemine tabi tutuluyor. Toplanan bulgurun yüzeyindeki 5 kat kepeği makineler vasıtası ile alınmış oluyor’’ dedi.

​İbrahim Sarı, Gaziantep’in Türkiye’nin yıllık bulgur ihtiyacının tonun yüzde 40’ını karşıladığını söyleyerek, Türkiye’de kişi başı yıllık 15-16 kilogram bulgur tüketildiğinin tahmin edildiğini kaydetti. Son zamanlarda bulgura olan ilginin arttığını vurgulayan Sarı, en büyük pazarın Irak olduğunu bunun yanı sıra Avrupa Birliği ülkeleri, Amerika hatta Avustralya’ya kadar bulgur ihracatı gerçekleştirdiklerini vurgulayarak şöyle konuştu: "Bulgur, ülkemizin milli bir ürünüdür. Dünyanın her ülkesinde her dilde bulgur diye anılır. Çünkü Türkiye’ye özgü bir üründür. Bulgur buğdayın elenip temizlendikten sonra haşlanıp kurutulmasından sonra kabuğundan soyulması ile elde edilir. Bulgur ısıl işlemden geçip pişirildiğinden dolayı raf ömrü uzun bir üründür. Böceklenme ve bozulma olayı olmaz. Türkiye’nin yıllık bulgur ihtiyacı 1 milyon 200 bin ton civarında. Kişi başı 15-16 kilogram bulgur tüketildiği tahmin ediliyor. Biz Gaziantep olarak diyebilirim ki Türkiye’nin bulgur ihtiyacının yüzde 40’ını karşılıyoruz. Pandemi sürecinin ardından bulgura olan ilgi arttı. En büyük Pazar, Irak pazarı. Bunun yanı sıra dünyanın dört bir yanına bulgur ihracatı var. Avrupa Birliği ülkeleri, Amerika hatta Avustralya’ya kadar bulgur ihracatı yapıyoruz.’’

Son zamanlarda sağlıklı gıdaya olan talebin artması ile bulgura olan ilginin de arttığını kaydeden İbrahim Sarı, Gaziantep’ten yıllık 300 bin ton bulgur ihracatı gerçekleştiğini ifade ederek, “Bulgur, bünyesinde nişasta barındırmayan sağlıklı bir üründür. Bundan dolayı her geçen gün hem ülkemizde hem dünyada bulgura olan ilgi artmaktadır. Tarladan gelen buğday önce elenir, içerisindeki toz, toprak ve yabancı cisimler alınır. Yıkama işlemine alınır ve sonrasında haşlama işlemi gerçekleştirilir. Aşağı yukarı yıllık 300 bin ton bulgur ihracatı gerçekleşiyor. Son zamanlarda sağlıklı gıdaya olan talep arttığı için Avrupa ve Amerika’da bulgur tüketimi artıyor. Bunun daha da artmasını temenni ediyoruz" diye konuştu.