Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Bakanlığının bütçesi üzerindeki görüşmelerde milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Güvenlik ve savunma konusunda çalışmaları açık ve şeffaf şekilde yürüttüklerini belirten Akar, etkin, caydırıcı ve saygın Türk Silahlı Kuvvetleri'nin önemine değindi.
Akar, ordu kurumu ve insanların güvenlik konusunun ilk insandan beri bulunduğuna dikkati çekerek, Türkiye'de 83 milyon insanın rahat ve huzur içinde yaşaması gayretinde olduklarını söyledi.
Herkesin bir şekilde bu amaca katkı sağlaması gerektiğini ifade eden Akar, Milli Savunma Bakanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin içinde ve dışarıda hiçbir şekilde ayrım yapılmadığını vurguladı.
Akar, herkesin kanunlar karşısında sorumlulukları ve yükümlülükleri bulunduğunu belirterek, "Namusuyla, ahlakıyla çalışıyor. Hırsızlık, yalan, taciz, tecavüz, kırma, dökme yok. En saygın kişi o. Bunun dini, mezhebi, orijini, kimliği nedir? Böyle bir şey söz konusu değil. Silahlı Kuvvetler'de gerçekten söz konusu değil. Yaptığımız çalışmalarda, faaliyetlerde böyle bir şey yok" diye konuştu.
"Emperyalist güçlere alet olmamak lazım"
Birliğin, beraberliğin pekiştirilmesi ve çözüme buradan başlanması gerektiğini ifade eden Akar, şunları kaydetti:
"Birlik, beraberlik içinde olduğumuz zaman, sahici konuşmak, kameraya konuşmamak, tribüne konuşmamak... Bunu eğer biz içselleştirebilirsek, problemlerin çoğunu çözeriz. Emperyalist güçlere alet olmamak lazım. Emperyalist güçlere karşıymış gibi konuşurken, onların dediklerini yapar duruma düşmemek lazım. Çünkü onu demek bizatihi ayrımı getiriyor. Ayrılık yokken ayrılık doğuyor.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin özünde, ruhunda, devletin temelinde bir ayrımcılık yok. Farklı bir şey düşünmüyoruz. Personelimiz için de aynı şey geçerli. Ayrımcılık olmadığı gibi bizim şu anda yaptığımız mücadele teröristle. Bunun dışında hiçbir kimliğe, hiçbir kişiliğe, hiçbir gruba karşı ne bir hesap ne bir kitap var ne öyle bir çalışma var."
"Hiçbir toplantıdan, görüşmeden kaçmıyoruz"
Hulusi Akar, diplomasi faaliyetleri kapsamında yapılan ziyaret, kabul ve mektuplaşmalara değinerek, "Milli Savunma Bakanı olarak 151 ziyaret ve kabul var. Bakan, bakan yardımcısı, başbakan, başbakan yardımcıları da uğruyor, ziyaret ediyoruz. Telefon görüşmeleri de var. 190 mektup alışverişi var. Buna ilaveten Genelkurmay Başkanının da 60 seyahati ve kabulü var. Biz güçlüyüz çünkü haklıyız. Bunun için de Yunan komşularımız başta olmak üzere hiçbir toplantıdan, hiçbir görüşmeden kaçmıyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ardından Türk Silahlı Kuvvetleri'nin emir komuta hiyerarşisinde sorun yaşandığı iddiasının dile getirilmesi üzerine Akar, hiyerarşi konusunda hiçbir sorun yaşanmadığını belirtti.
Akar, Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde yaşanan bazı olayların bilgisinin saklandığı iddialarına yönelik soru üzerine, şunları söyledi:
"Bunu çok açık ve net söylüyorum, Silahlı Kuvvetler'de çok özel durumlar hariç, yani bir bakanın, genelkurmay başkanının, kuvvet komutanının, ordu komutanının, tümen komutanın herhangi bir olayı kapatması söz konusu değil, mümkün değil. 'Efendim şehitler var, saklıyorlar.' Bu çok muhal bir şey, imkanı yok. Herhangi bir intihar olayı, ölümlü bir olay vesaire. Bunlarla ilgili idari soruşturma yapılmaması, idari soruşturmaya bağlı olarak mahkemeye, yargıya, savcılığa bunun verilmemesi söz konusu değil. Parasal konularda mümkün değil."
Uzman çavuşları temsil eden çok sayıda derneğin olduğuna dikkati çeken Akar, bunun önüne geçilmesinin önemine değindi. Emekli subay ve astsubayları temsil eden birer dernek olduğunu anımsatan Akar, çıkacak yasa ile emekli uzman çavuşların da bir derneği olacağını, onun da yasalar çerçevesinde sorumluluğunun belli olacağını ve ona göre faaliyet göstereceğini aktardı.
"TSK'nın Atatürkçü düşünce sistemi dün nasılsa bugün de öyle"
Milli Savunma Bakanı Akar, personelin özlük haklarını karşılamak için mevcut kaynaklarla yapılabilecek ne varsa Cumhurbaşkanlığı başta olmak üzere bütün ilgili kurum ve kuruluşlarla duyarlı şekilde çalıştıklarını ifade etti.
Bir milletvekilinin, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Atatürk konusundaki söylemlerine ilişkin soru üzerine, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Atatürkçü düşünce sistemine bakışının dün nasılsa bugün de öyle olduğunu vurguladı.
Akar, bu konuda kimsenin şüphesi olmaması gerektiğini dile getirerek, "Bu insanı çok irite ediyor. Atatürk'e karşı bir şey söz konusu olamaz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Türk Silahlı Kuvvetleri, Milli Savunma Bakanlığı, Atatürkçü düşünce sistemi çerçevesinde yapılması gereken ne varsa yapıyor" değerlendirmesinde bulundu.
"Kuvvet komutanlarının, YAŞ'taki atamalardan haberinin olmaması söz konusu değil"
Yüksek Askeri Şura atamaları kapsamında genelkurmay başkanı veya kuvvet komutanlarının bilgisi dışında bir terfi yapıldığı iddiasına ilişkin soru üzerine Akar, "Bu hayatın doğal akışına aykırı bir şey. Şu anda Ağustos 2021'de yapacağımız çalışma başladı. Kuvvet komutalarının haberinin olmaması, onların herhangi bir işe müdahil olmaması asla söz konusu değil" diye konuştu.
Akar, YAŞ sonrasında askeri kademede çok sayıda albayın emekli edildiği iddialarına ilişkin, "Normal işin gereği yapılan bir çalışma olarak ortaya çıkmıştır." dedi.
Kanama engelleyen bantlar konusuna değinen Akar, "Bununla alakalı Sağlık Bilimleri Üniversitesi tarafından kabul edilmiş, Savunma Sanayi Başkanlığı tarafından tedarik edileceği söylenmiş. Bunun muayenesi 17 Kasım'da yapılacak. Ödemesi yapılmamış. Bununla ilgili yapılması gereken ne varsa arkadaşlarımız gereğini yapacaklar" dedi.
Bakan Akar, Karabağ'daki anlaşma ile ilgili soruları cevapladı
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Karabağ'daki anlaşmaya ilişkin, "Yarın Rusya'dan geniş bir heyet geliyor. Arkadaşlarımız taktik ve teknik olarak, kim nerede duracak, kaç kişi olacak, ne yapacak, ne edecek onları görüşecek" dedi.
Akar, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Bakanlığının bütçesi üzerindeki görüşmelerde milletvekillerinin sorularını da yanıtladı.
Azerbaycan'ın işgal altındaki topraklarını kurtarması sonrasında yapılacak faaliyetlerde "Türkiye'nin yerinin" sorulması üzerine Akar, Azerbaycan ordusunun 7 bölgenin dördünü işgalden kurtardığını anımsattı. Kalan bölgelerin anlaşma kapsamında belli bir takvimle alınacağını belirten Bakan Akar, şunları söyledi:
"Türkiye orada nerede? Türkiye işin dibinde. Hem masada hem sahada diyoruz. Burada biz Azerbaycanlı kardeşlerimizi egemen ve bağımsız bir devlet olarak görüyoruz. Dolayısıyla orada herhangi bir oldubitti, vesaire söz konusu değil. Konuşmalar, görüşmeler yoluyla bunlar yapılıyor. Rusya ile dün görüşme yapıldı, gerekli çerçeve çizildi. Yarın Rusya'dan geniş bir heyet geliyor. Arkadaşlarımız taktik ve teknik olarak, kim nerede duracak, kaç kişi olacak, ne yapacak, ne edecek onları görüşecek. Tabii ki bizim burada varmaya çalıştığımız nokta, en sonunu söyleyeyim, ateşkesin kalıcı olması, istikrarın, barışın, normalleşmenin sağlanması, hudutların açılması, refahın yayılması. Kimse kimsenin hakkına tecavüz etmesin. Mesele bu. Bu konu sadece bizim fikrimiz değil, Azerbaycan'da konuştuğumuz en yüksek düzeydeki yetkililer dahil, diğer arkadaşlarımızın samimi kanaati, beklentisi."
Azerbaycan'ın topraklarının 30 yılı aşkın süredir işgal altında kaldığını, Ermenistan'ın işgali genişletmek için 27 Temmuz'da Tovuz'a saldırdığını ifade eden Akar, "Azerbaycan da 'Yeter artık' diyor, gücünü, kuvvetini toplayıp yürüyor. Bunun anlaşılması lazım. Burada Azerbaycan'a insanlık, barış dersi vermeye kalkmak gerçekten abesle iştigal. Azerbaycan'ın yaptığı bir şey yok, evini, toprağını savunuyor" diye konuştu.
Hulusi Akar, "Tunus'taki Libya görüşmelerinde Türkiye neden yok?" sorusuna ise, "Biz Libyalı kardeşlerimizle yan yana, omuz omuzayız. Hiçbir ayrı gayrımız yok. Konuşmamız, görüşmemiz, danışmamız, istişaremiz eksiksiz devam ediyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ilgili kurum ve kuruluşlarından ilgili ve yetkili arkadaşlarımız onlarla beraber Trablus'ta, Tunus'ta, nerede gerekiyorsa oradalar. Bundan da kimsenin şüphesi olmasın" dedi.
"Terör koridorunu yıkacağımızı söyledik"
Milli Savunma Bakanı Akar, Suriye'nin kuzeyindeki gelişmelere ilişkin, "Biz bütün dünyaya 2011'den itibaren 'Burada bir tedbir alınmaz, bir düzenleme yapılmazsa burası bataklığa döner' diye anlattık. Yapılması gerekenler, şunlar şunlar. Ama herkesin kendine göre bir politikası var, seyrettiler. Amaçları, maksatları nedir kendilerine sormak lazım" ifadelerini kullandı.
Suriye'nin kuzeyinden Kilis'e, Reyhanlı'ya düşen roketler nedeniyle hayatını kaybeden vatandaşların olduğu, bölge halkının büyük endişeler içinde yaşadığı dönemi de anımsatan Akar, şunları söyledi:
"Bir taraftan DEAŞ, bir taraftan PKK. İnsanlar evlerine, işlerine, tarlalarına gidemiyordu. Bunların önlenmesi gerekmiyor muydu? Devlet olarak bu bizim görevimiz değil mi? İşte yapılan şey bu. Bizim Suriye'nin toprağında gözümüz olmadığını, derdimizin hudutlarımızın ve halkımızın güvenliği olduğunu milyonlarca defa söyledik. Çok açık ve net, bunun için çalıştık. Oradaki terör koridorunu yıkacağımızı, oradaki teröristleri kazdıkları çukurlara gömeceğimizi söyledik, çok şükür gömdük. Komşularımız ne kadar güvendeyse biz de kendimizi o kadar güvende hissederiz. Suriye'nin bağımsız, tek, egemen bir devlet olmasını tabii ki arzu ediyoruz toprak, siyasi bütünlüğü ile. Irak da aynı şekilde. Bizim Suriye'deki politikamız çok açık ve net. Diyoruz ki bir an önce Anayasa ve seçim yapılsın, hükümet kurulsun dolayısıyla bundan sonra normalleşme çerçevesinde herkes gereğini yapsın, bağımız egemen bir devletle ilişki nasıl olursa öyle olsun."
"Türk Silahlı Kuvvetlerinde ne zaman bir kadın generalin olacağı" yönündeki soruya Akar, "Kadın albaylarımız var. Yüksek Askeri Şura dönemi geldiğinde hiçbir ayrımcılık olmadan, hak hukuk neyse ona göre şuraya girecekler ve olacaklar. Biz de onların terfilerini iftiharla kutlayacağız inşallah" yanıtını verdi.
"Mehmetçik girdi, o kazdıkları çukurlara onları gömdü"
Çözüm Süreci'ne yönelik tartışmalar üzerine de Akar, "Çözüm Süreci'ne 'ne gerek vardı' diye karşı çıkanlar vardı. Hayır. Çözüm Süreci gerçekten bizim tarihimize not düşmek bakımından çok önemli olmuştur. Devlet bütün şefkatini, sabrını göstermiş, 'Gelin, bu terörü bitirin. Hep beraber konuşalım, oturalım bu işi çözelim' demiştir" diye konuştu.
Buna yanıt olarak terör örgütünün saldırılarıyla yüzlerce kişiyi katlettiğine dikkati çeken Akar, şöyle devam etti:
"Bunun üzerine ne oldu? Karşılık bu olunca, bu katliamlardan sonra 24 Temmuz'da çok büyük çaplı, o ana kadar tespit edilen terör hedeflerinin hepsi vuruldu. 48 saat boyunca vuruldu. Daha sonra İkiyaka Dağları'na çıkıldı. Orada 'girilemez' denilen yerlere girildi, 'çıkılamaz' denilen yerlere çıkıldı ve Mehmetçik oranın altını üstüne getirdi. Dağlarda başarılı olamayacağını anlayan teröristler şehirlere indiler. Oradaki teröristlerin ifadeleri var: 'Biz çukurları kazdık, duvarları yaptık, zannettik ki 3-5 kişi gelecek, bu iş bitecek'. Oraya Mehmetçik girdi, o kazdıkları çukurlara onları gömdü."
Milli Savunma Bakanlığının bütçesi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda yapılan görüşmelerin ardından kabul edildi.
Komisyondaki görüşme sonrasında gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Akar, bir gazetecinin, Karabağ'daki ateşkesin ardından Türk Silahlı Kuvvetlerinin orada yapacağı görevlere ilişkin Meclis tezkeresine gerek olup olmadığı sorusuna, "Gerekebilir" yanıtını verdi.