Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın sosyal medya hesabından yaptığı "Rusya ve Azerbaycan devlet başkanları ile Karabağ savaşının sonlandırılmasına ilişkin bir anlaşma imzaladım" açıklaması Azerbaycan- Ermenistan arasında yaşanan sürecin en kritik açıklamalarından biri oldu.
Paşinyan’ın hemen ardından Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev kameralar karşısına geçti ve Dağlık Karabağ’daki krizle ilgili varılan anlaşmanın detaylarını kamuoyuna duyurdu. Aliyev, "Kelbecer 15 Kasım, Ağdam rayonu 20 Kasım, Laçin ise 1 Aralık'a kadar Azerbaycan'a geri verilecek" bilgisini paylaştı, Rus askerlerin barış gücü olarak kimi bölgelerde konuşlanacağını duyurdu.
Anlaşma nasıl okunmalı?
Anlaşmanın duyurulmasıyla beraber Azerbaycan’da halk sevinç gösterileri için sokaklara inerken, Ermenistan’da ise öfke vardı. Kalabalık gruplar Erivan’daki hükümet binasını bastı, sokaklar göstericilerle dolup taştı.
Peki bu anlaşma nasıl okunmalı, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki sürecin Türkiye’ye etkileri nasıl olacak?
Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Görevlisi, Terör ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar’a göre bugün gelinen noktanın en önemli dönemeci Şuşa’da kazanılan zafer oldu. Ermenistan’ın mağlubiyeti kabul etmesinde burada alınan ağır yenilginin büyük etkisi bulunduğuna işaret eden Ağar, Paşinyan’ın aldığı kararı "Ordusunun kurtulması için son şansını iyi kullandı" cümleleriyle değerlendirdi.
Ermeni ordusu imha olacaktı
Ermenistan’ın barış anlaşmasını imzalamak ‘zorunda’ kaldığını anlatan Ağar, “Paşinyan direndi, ağır kayıplar verdi ama öyle bir noktaya gelindi ki, inat etseydi, direnseydi, Karabağ’da ordusu kuşatılacak ve tamamen imha olacaktı. Bunu gördü ve yenilgiyi kabul etti” bilgisini paylaştı.
Ağar, “1991’e geri dönüldü” dedikten sonra “İşgal sona erdi. Dağlık Karabağ’ın (Hankendi-Hocavend-Hocalı) statüsü belirsiz. Ama Şuşa bizde kaldı. Özerklik ya da Muhtar Cumhuriyet olasılığı var mı? Evet, ama bu durumun geleceği belirsiz. Artık Ruslar da belli yerlerde var” diye konuştu.
Ermenistan’ın anlaşmayı bozma ihtimali üzerinde de duran Ağar, böyle bir gelişme durumunda Azerbaycan’ın çok daha güçlü bir şekilde ilerleyeceği kanaatinde. “Eski Azerbaycan yok artık” diyen Ağar’a göre gittikçe güçlenen bir Bakü var ve Rusya kendi çıkarları için Azerbaycan’ı karşısına almak istemiyor.
Türkiye için stratejik bir sonuç
Ankara-Bakü arasında ‘İki devlet-Tek millet’ yaklaşımının hakim olduğunu ve bunun sahaya da yansıdığını anlatan Ağar, söz konusu anlaşmanın Türkiye’ye nasıl bir etkisi olacağı sorusuna şu yanıtı verdi:
“Azerbaycan 7 rayon, Şuşa ve Kazak’a bağlı 7 köyü kurtardı. Benim özellikle üzerinde durduğum alan Zengezur koridoru… Nahçivan-Azerbaycan arasından yapılacak bağlantı yolu ya da yolları Türkiye ile Azerbaycan arasında ve daha da önemlisi ülkemiz ile Türk Dünyası arasında yeni bir bağlantı kurulmasını beraberinde getirecek.
Bu bağ son derece önemli… Neden önemli? Çünkü çok büyük bir coğrafyada yeni bir jeostratejik denklem oluşma ihtimali doğdu.
Biz burayı sorunlu bölge olduğu için kullanamıyorduk, artık kullanacağız. Diğer yandan Çin’in ‘1 Kuşak-1 Yol’ projesine de bu koridorun ciddi etkileri olacağı inancındayım. Gürcistan üzerinden dolanmak yerine doğrudan Türk Cumhuriyetlerle de erişim sağlayabilen bir Türkiye görebileceğiz.
Bu sadece Türkiye’ye katkı sağlayacak bir anlaşma olarak kalmaz. Türkiye, Rusya, Azerbaycan, İran arasında yeni bir süreç başlayabilir. Hatta bu sürece eğer inadını bırakıp, girdiği travmadan kurtulabilirse Ermenistan bile dahil olabilir.
Azerbaycan-Ermenistan anlaşmasının sonuçlarını Suriye’de görebileceğimizi ve burada yaşanan gelişmelerin Suriye’deki gelişmelerden bağımsız olmadığını düşünüyorum.”