Ermenistan'ın 1993'te işgal ettiği Kelbecer ilinin gerçek sahibi olan Azerbaycanlılar, vatanlarının 27 yıl sonra kurtarılmasının mutluluğunu doyasıya yaşasa da oradan çıktıklarında yaşadıkları eziyetleri ve zorlu yolculuklarını hiç unutmuyor.
Kelbecer işgal edildiğinde, buradaki sivil Azerbaycanlılar neredeyse hiçbir eşyasını götüremeden bölgeyi terk etmek zorunda kalmış, canlarını zor kurtarmıştı.
Buraya sonradan yerleştirilen Ermeni nüfus ise kendilerine verilen 15 gün sürede bölgeyi rahatça ve tüm eşyalarını alarak terk etti.
Azerbaycan'ın batısında, Ermenistan sınırındaki Kelbecer'in kent merkezi ve 128 köyde yaşayan 77 binden fazla Azerbaycanlı, mayınlar temizlenip bölgenin güvenliği sağlandıktan sonra evlerine dönebilecek.
Soğuk havada 4 gün yolculuk yaptılar
Vatanlarına dönmeyi bekleyen ailelerden biri de Bakü'de yaşayan Memmedovlar ailesi. İşgalden önce Kelbecer'in Necefalı köyünde yaşayan aile, beklemedikleri bir anda Ermeni güçlerin köye yaklaştığı haberini almış ve traktöre takılı römorka binerek hemen köylerini terk etmiş. Çıkarken yanlarına birkaç ufak valiz, bir koli elma ve bir çuval unun dışında hiçbir şey alamamış.
Babaanne, anne, baba ve 5 kardeş, eşleri ve çocuklarından oluşan Memmedovlar ailesi, soğuk ve zor hava şartlarında süren 4 gün yolculuktan sonra güvenli bölgeye ulaşabilmiş. Aile yolda römorka aldıkları Kelbecerlileri de kendileriyle götürmüş.
"Römorkla kaçarken kaza yaptık"
Kardeşlerden Hüseyin Memmedov'un kullandığı traktör yolda kaza yapmış, çok kişi yaralanmış, anne ise bu yaralar nedeniyle 12 gün sonra hayatını kaybetmiş.
Köyden çıktıklarında havanın çok soğuk olduğunu aktaran Hüseyin Memmedov, şunları söyledi:
"Her taraftan abluka altına alınmıştık. Sadece dağlık bir yol kalmıştı. Tüm akrabalarımı traktörüme alarak köyden çıktık. Kar, yağmur, soğuk... Yolda da kimi gördüysek aldık. 35 kişi römorkta, bebekleri olan 8 kadın da traktörün ön kısmındaki kabinde köyümüzü terk ettik. Maalesef yolda kaza yaptık ve insanlar yaralandı. Römorku kaldırdık ve yaralıları tekrar bindirerek yolumuza devam ettik."
Memmedov, yolculukta yaşadıkları sıkıntıların ve vatandan yıllarca uzak kalmanın kelimelerle ifade edilmesinin zor olduğunu vurgulayarak, "Fakat o zor günler arkada kaldı. Kahraman ordumuz topraklarımızı kurtardı. Kelbecer, bana göre Azerbaycan'ın en güzel bölgesi. Kelbecerli Şücaet isimli bir şair vardı, onun şöyle mısraları var: Ağlaya ağlaya göçen Kelbecer, bir gün güle güle dönecek mi?... Ağlayarak yurdunu terk eden biz Kelbecerliler, güle güle geri döneceğiz" diye konuştu.
"Kendi toprağımızda daha mutlu olacağız"
Hüseyin Memmedov'un eşi Bahar Memmedova da o günlerde yaşadığı acıları hala unutmuş değil. 1 yaşındaki bebeğini göğsüne yaslayarak soğuk havada günlerce yol gitmesi, karlı havada yarı aç yarı tok gerçekleştirdikleri kötü yolculuk hala Memmedova'nın hafızasında yerini koruyor.
Memmedova, evinden çıkarken yanına içinde birkaç başörtüsü, birkaç fotoğraf, lisede yazdığı günlük ve düğünlerinde taşıdıkları aynanın bulunduğu ufak valizi alabilmiş.
Konuşurken göz yaşlarına hakim olamayan Memmedova, "Devlet burada bizim için çok iyi yaşam koşulları oluşturdu. Fakat kendi toprağımızda daha mutlu olacağımızı biliyoruz. Zorlu yolculukla tek düşündüğüm bebeğimi korumaktı. Onu sağ salim götürebildim. Şimdi evlendi, hatta torunlarımız da var" ifadesini kullandı.
Hüseyin Memmedov'un 22 yaşındaki oğlu İnam Memmedov, Kelbecer'de doğmasa da her zaman o topraklara gitmeyi arzu ettiğini belirtti.
Kelbecer'e olan sevgisini, o bölgede meşhur olan sazı çalarak ifade ettiğini söyleyen İnam Memmedov, "Anne babamın doğduğu topraklar benim de topraklarımdır. İnşallah bu sazımı, Kelbecer'de de çalacağım" dedi.