Güney Kore ve Greenpeace Doğu Asya'dan araştırmacılar, Avrupa, Asya, Kuzey ve Güney Amerika, Afrika'dan gelen sofra tuzu markalarını inceledi. Çevre Bilimler ve Teknoloji alanında yayınlanan bu çalışma, 21 ülkeden getirilen 39 markanın 36'sında mikroplastik olduğunu ortaya çıkardı.
Mikroplastik yoğunluğun özellikle Endonezya'da bulunan Asya markalarında yüksek olduğu tespit edildi. Plastikten arınmış 3 tuz markası ise Tayvan, Çin ve Fransa'dan gelen tuzlardaydı.
"Plastik kirliliğini durdurmamız gerekiyor"
Araştırmacılar, aynı zamanda deniz tuzunun en yüksek mikroplastik seviyesine sahip olduğunu düşünüyor. Deniz tuzunu ise göl tuzu ve kaya tuzu takip ediyor.
Araştırmanın yazarı Profesör Seung-Kyu Kim, deniz ürünlerinde, yaban hayatında, musluk suyunda olduğu tespit edilen mikroplastiklerin şimdi de tuz içerisinde bulunduğunu söyledi.
"İnsanların ve çevrenin sağlığı için plastik kirliliğini durdurmamız gerekiyor" diyen Prof. Kim mikroplastiklere maruz kalınmasını sınırlamak için plastik atığın azaltılması gerektiğini anlattı.
1 yıl boyunca 2 bin mikroplastik
Çapı 5 milimetreden daha az olan mikroplastikler tuz ile aynı renkte ve neredeyse hiç fark edilmiyor. Araştırmacılar, ortalama bir yetişkinin bir yıl boyunca 2 bin mikroplastik tükettiğini tahmin ediyor.
Bilim insanları mikroplastiklerin vücuda nasıl zarar verdiğini henüz belirleyemedi. Ancak şimdiye kadar fareler üzerinde yapılan deneylerde sonuç iyi çıkmadı.
Mikroplastik nedir?
Dünyada plastik tüketim oranı katlanarak artıyor. İnsanların uzun bir süre habersiz olduğu mikroplastikler yani küçük plastik parçaları ise günlük hayatta kullanılan birçok ürünün başlıca hammaddesi.
Diş macunu, kozmetik ve tekstil ürünleri içerisinde bulunan mikroplastikler, denizlerde ise plastiklerin sürtünerek parçalanması ile ortaya çıkıyor.
Deniz canlılarının besin zannettiği mikroplastikler katkı malzemesi içeriyor ve canlıların sağlığına zarar veriyor.
Kaynak: Reuters