COVID-19 salgınının ortaya çıkmasıyla birlikte ASELSAN Araştırma Merkezi'nde, kimyasal ve biyolojik tehditlerin tespitiyle ilgili araştırmalar kapsamında elde edilen bilgi birikimiyle COVID-19 tespitinde kullanacak şekilde bir cihaz geliştirme çalışması başlatıldı.
Antikor tabanlı dijital tespite dayanan sistem, mercekler kullanılarak optik yöntemle tespit yapıyor.
Hastalardan alınan örnekler tek kullanımlık kasetler üzerinde inkübe ediliyor. Hastadan alınan örneğin yer aldığı kartuş, yapay zeka yazılımıyla analiz ediliyor ve sonuç raporlanıyor.
Virüs tanı sistemi, yapısı bozulmamış virüsün, kartuş içinde bulunan ve anahtar-kilit uyumuyla çalışan antikorlar tarafından tutularak optik temelli olarak tespit edilmesini sağlıyor.
ASELSAN, sistemin kritik görülen bileşenleri için patent başvuruları yaptı.
İnaktif ve aktif virüslerle çalışmalar yapıldı
Bu sistemle COVID-19, influenza gibi üst solunum yolu enfeksiyonu semptomlarını gösteren virüslerin tek kaset üzerinde aynı anda tespit edilmesi amaçlanıyor. Sistem testleri sırasında antijenler, inaktif ve aktif virüslerle çalışmalar yapıldı ve başarılı sonuçlar alındı.
Virüs tanı sistemi için yüzde 99 test doğruluk oranına ulaşılması amaçlanıyor.
Sistem, hastane testleri için etik kurul onay aşamasında bulunuyor. Hasta örnekleriyle çalışmalar ise yakında başlayacak.
ASELSAN, öncelikli olarak Türkiye'nin ihtiyaçlarını karşılamayı, ardından ihracatı hedefliyor.
Salgına karşı hızlı çözüm
ASELSAN Araştırma Merkezi Müdürlüğü Biyosavunma Araştırma Programları Biriminden Lider Mühendisi Didem Lale Özkan, virüs tanı sistemi konusunda yürüttükleri çalışmalar ve gelinen aşamayla ilgili bilgi verdi.
Şirketin 45 yıldır çok farklı alanlarda savunma sanayisine yönelik yerli ve milli çözümlerle ülke ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştığını hatırlatan Özkan, salgın döneminin, sağlık alanında da yerli ve milli çözümlere ihtiyaç olduğunu ve hızlı çözümler üretilmesi gerektiğini ortaya koyduğunu söyledi.
Özkan, kimyasal, biyolojik, radyolojik, nükleer (KBRN) tehditlerin tespitine yönelik bilgi birikimleriyle virüs tanı sistemine odaklandıklarına işaret ederek, "Kendi mühendislerimizin çalışmalarıyla yerli ve milli bir sistem geliştirdik. Mikroelektronik optik tabanlı bu sistemle COVID-19 virüsünü tespit etmekteyiz." dedi.
"Hastanelerde demirbaşa dönüşebilecek cihaz geliştirdik"
Yeditepe Üniversitesi ve TÜBİTAK Biyogüvenlik Seviye 3 (BSL3) Laboratuvarı'nda onaylı testlerin tamamlandığını ifade eden Özkan, şöyle konuştu:
"YÖK KBRN ekibi içinde yer alıyoruz. Üniversitelerimizle de bu anlamda temas halindeyiz. Cihazımız çok yakında hastanelerde yerini alacak şekilde çalışmalarımıza devam ediyoruz. Cihazımız optik tabanlı, dünyada ilk defa bu alanda ürünleştirilmiş bir sistem. Çoklu tanı yapabiliyoruz. Birden fazla hastalığı aldığımız sürüntü örneğiyle tek seferde tespit etme imkanımız var. 'İn vitro' bir sistem.
Cihazımızdaki tek kullanımlık kasetleri değiştirerek sınırsız sayıda hastalığın tespiti için uygulama yapma imkanı tasarlayabiliriz. Sadece SARS Cov2 özelinde değil, sürekliliği olan, hastanelerde demirbaşa dönüşebilecek cihaz geliştirdik diyebilirim."
Özkan, hastane klinik testlerinin tamamlanmasının ardından cihazın üretim sürecine başlanacağını ve hastanelerde yerini alacağını kaydetti.
Benzer belirtilerden nokta atışı hastalık tespiti
Didem Lale Özkan, sistemi geliştirirken tüm çalışmalarında olduğu gibi yerli ekosistemle iş birliği yaptıklarını, üniversite ve laboratuvarların altyapılarını kullanarak destek aldıklarını söyledi.
Sistemin birbirine benzer belirtiler gösteren hastalıkların kolayca ayırt edilmesine de katkı sağlayacağını vurgulayan Özkan, şu bilgileri verdi:
"Sistemin bu konuda önemli bir mihenk taşı olabileceğini düşünüyoruz. Şu anda hem Kovid-19 hem influenza virüsünün belirtileri birbirine benziyor. Bu noktada da gerekirse çoklu testler yaparak teşhis koymaya çalışıyor hekimlerimiz. Geliştirdiğimiz cihazla belirlediğimiz, hastane ihtiyaçlarına göre kurguladığımız her tür hastalığı tek örnekle tespit edebiliyoruz. Dolayısıyla nokta atış yapma şansımız var.
Maliyet etkin çözümlerle çok daha hızlı teşhis ve tedaviye başlama imkanı sunuyoruz. Etik kurul onay işlemleri devam eden prototip sistemimiz, sonraki adım olarak Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunda (TİTCK) onaya arz edilecek. Hastane klinik testleri önümüzdeki aylarda tamamlandıktan sonra seri üretim safhasına geçilecek."
Farklı hastalıklar için de kullanılabilecek
Hastadan alınan örneklerin yaklaşık 2 saatte analize hazır hale geldiğini ve bu süreyi kısaltmak için çalışmalarını sürdürdüklerini ifade eden Özkan, analiz sonucunun ise dakika mertebesinde alınabildiğini dile getirdi.
Özkan, geliştirilen cihazın ana ünitesinin değiştirilmeyeceğini aktardı.