Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi ve Türkiye Meteor Takip Sistemleri Projesi Yürütücüsü Doç. Dr. Ozan Ünsalan, 2015 yılında Bingöl'ün Sarıçiçek Köyü'ne düşen meteoritlerden sonra araziye çıkarak gök taşı arayan vatandaşların sayısında artış olduğunu belirtti ve bu işin insanlar için "umut kapısı" haline geldiğini vurguladı.
"Bingöl Sarıçiçek köyüne düşen meteoriti NASA ile inceledik"
Ozan Ünsalan, halk arasında "yıldız kayması" olarak nitelendirilen ve görenlerin dilek tuttuğu ışık yansımasının aslında atmosfere giren meteorun parçalanması olduğunu, bu sırada dünyaya düşen parçaların meteorit olarak adlandırıldığını söyledi.
Meteoritlerin nereye düştüğünün tespitinin çok zor olduğunu anlatan Ünsalan, 2015 yılında Bingöl'ün Sarıçiçek Köyü'ne düşen meteoritleri NASA ile incelediklerini, oradaki meteorit parçalarının hem kamera kaydı hem de görgü tanıkları sayesinde bulunabildiğini belirtti.
Gök taşı toplayıp satarak gelir elde ediyorlar
Ozan Ünsalan, Sarıçiçek Köyü'ndeki olaydan sonra meteoritlerin popüler olduğunu ifade etti:
"2015 yılından itibaren vatandaşımız örnekleri toplayıp koleksiyonerlere satarak küçümsenmeyecek maddi gelir elde etti, ev-araba alabildi. Bu durum diğer insanların da dikkatini çekti. Şöyle bir furya oluştu; 'hava düzelsin ben de araziye çıkayım, elime de bir mıknatıs alayım, onun çektiği taşları toplayıp satayım'
'Ben araziye çıkayım bir gök taşı arayayım' niyetiyle çıkıldığı zaman bir insan ömrü boyunca gök taşı bulma ihtimali yüzde 1'den de az. Sarıçiçek olayı ve Rusya'daki Çelyabinsk olayı gibi görüp de tanık olmadığınız sürece bulma ihtimaliniz gerçekten yüzde 1'den daha az."
"Araziye çıkıp meteorit arayanların sayısı arttı"
Sarıçiçek'e düşen meteoritlerin ardından araziye çıkarak gök taşı arayan vatandaşların sayısında da artışlar olduğunu anlatan Ünsalan, ilkbahar ve yaz aylarında bu sayıların en yüksek seviyeye ulaştığını söyledi.
Ünsalan, vatandaşların arazide toplanan taşların incelenmesi için kendisine mail yoluyla ulaştığını ve her geçen yıl bu sayının arttığını belirtti:
"Bingöl'de meteorit bulunması sonrası bana gelen maillerin sayısı bine ulaştı. İlk başta 200 civarıydı, sonra 400 oldu ve giderek artıyor bu rakam. Vatandaşlarımız gök taşı olduğunu düşündükleri numunelerin fotoğraflarını gönderiyorlar."
Kendisine getirilen parçalar arasında ancak 3 örneğin meteorit olacağı ihtimalinin oluştuğunu, yapılan incelemede bunların da meteorit olmadığını tespit ettiğini söyleyen Ünsalan, gök taşı arayan kişilere rehberlik etmesi amacıyla bir kitapçık hazırladı.
Sosyal medyada satılan gök taşları
Ozan Ünsalan, sosyal medyada göktaşı satış ilanları bulunduğuna ve ilanlarda "raporlu gök taşı" gibi ifadelerin yer aldığına dikkat çekti:
"Her mıknatıs tutan taş, gök taşı değildir. Ben bulduğum bir taşı analizler yapan kuruma gönderirim, onlar da bir para karşılığında bunun içerisinde şu elementler ve bu mineraller var diyebilir fakat 'gök taşıdır' diyemez. Bunun için konuda yetkin olmaları gerekir. Boşuna analiz yapılmasın, bu başlı başına bir çalışma alanı. Bir taş örneğinin gök taşı olup olmadığını belirlemek için analiz yapılmaz, NASA, Japonya Uzay Araştırma Ajansı (JAXA) ve Avrupa Uzay Ajansı (ESA) da dahil hiçbir zaman böyle yapmazlar."
Vatandaşları gök taşı olduğundan şüphelendikleri parçalara çıplak elle dokunmaması konusunda uyaran Ünsalan, bulunan cismin folyoya sarılarak kapalı bir kavanozun içerisine konulması, tartılması ve bölgenin fotoğraf ve koordinatının alınması gerektiğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA