Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2018 yılına ilişkin biyoteknoloji istatistiklerini açıkladı. Buna göre, Türkiye'de bir önceki yıl 347 girişim biyoteknoloji faaliyeti yürüttü. Bu sayı 2017 yılında 344, 2016 yılında 341 olarak kayıtlara geçti.
Biyoteknoloji faaliyetlerinde 2018 yılında bin 922 kişi çalıştı. Bu dönemde görev alanların yüzde 16'sını doktora ve üstü, yüzde 22,9'unu yüksek lisans, yüzde 38,2'sini lisans, yüzde 5,9'unu yüksekokul ve yüzde 16,9'unu lise ve altı eğitim düzeyine sahip çalışanlar oluşturdu.
Girişimlerin 2018'de en çok kullandığı teknik, yüzde 44,1 ile DNA/RNA oldu. Bunu yüzde 28 ile süreç biyoteknolojisi teknikleri, yüzde 27,1 ile hücre ve doku kültürü mühendisliği ve yüzde 25,1 ile proteinler ve diğer moleküller izledi. Amaçlarına göre söz konusu dönemde girişimlerin yüzde 43,8'i insan sağlığı, yüzde 31,4'ü tarımsal biyoteknoloji ve yüzde 23,6'sı çevre amaçlı faaliyet yürüttü.
Ar-Ge harcaması 276 milyon lira
Girişimlere göre, biyoteknolojik Ar-Ge faaliyetlerinin önündeki en önemli engel sermayeye erişim, biyoteknoloji ürünlerinin ticarileşmesinin önündeki en büyük engel ise uluslararası piyasalara erişim olarak görüldü.
2018 yılında gerçekleştirilen Ar-Ge harcamaları 276 milyon lira oldu. Bu değer 2016 yılında 115 milyon, 2017 yılında ise 310 milyon lira olarak kaydedildi.
3 yılı kapsayacak biçimde ilk kez yayımlandı
TÜİK, Türkiye Biyoteknoloji Stratejisi ve Eylem Planı kapsamında yer alan ilki 2016-2017 ikincisi 2018 referans yıllı olmak üzere biyoteknoloji araştırmalarını gerçekleştirdi. Sonuçlar, üç yılı kapsayacak biçimde ilk kez yayımlandı.
Biyoteknoloji, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü tarafından "Ürün, hizmet ve bilgi üretimi amacıyla canlı ya da cansız materyallerin değiştirilmesi için bilim ve teknolojinin canlı organizma, parça, ürün ve modellere uygulanması" olarak tanımlanıyor. Bu kapsamda biyoteknoloji, üretim yapmak, yaşamın moleküler ve genetik temeliyle ilgili yeni bilgileri keşfetmek veya bitki, hayvan ve mikroorganizmaları istenilen özelliklere sahip olacak şekilde modifiye etmek için canlılardaki hücresel, moleküler bileşenleri değiştirmeye yarayan çok sayıdaki teknolojiyi içeriyor.
Kaynak: AA