Çok Bulutlu 15.5ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Bilim Teknoloji
Science, teyit.org 08.02.2021 12:51

Çağımızın çevrimiçi salgını: Yalan haber

Günlük hayatta sosyal veya geleneksel medyada pek çok habere maruz kalıyoruz. Bunlardan kaç tanesinin yanlış bilgi içerdiğini hiç düşündünüz mü? Yalan haberlere kimler neden inanıyor? Detaylar haberimizde.

okuma süresi
Okuma süresi
Çağımızın çevrimiçi salgını: Yalan haber

2013 yılında Twitterda Associated Press isimli bir haber ajansının hesabından Son Dakika: Beyaz Sarayda iki patlama oldu ve Barack Obama yaralandı” diye bir tweet yayımlanıyor ve bu tweet 5 dakikadan kısa bir sürede 4 binden fazla kez paylaşılıyor.

Fotoğraf: USA Today[Fotoğraf: USA Today]

Sonradan bu hesabın ele geçirildiği ve paylaşılan bilginin yanlış olduğu açıklansa da, bir ABD başkanının patlamada ölme ihtimali borsayı çöküşe sokuyor ve bir günde 140 milyar dolara yakın değer kaybediliyor. Yalan haberlerin etkisinin ne denli büyük olabileceğini görüyor musunuz?

Fotoğraf: CNN Business[Fotoğraf: CNN Business]

Tıpkı “Gerçek, ayakkabılarını giymeden yalan, dünyayı üç kez dolaşır” sözündeki gibi yalan haber doğru bilgiden kat kat daha hızlı yayılıyor. Science dergisinde yayımlanan bir araştırmada 2006 yılından 2017 yılına kadar Twitterda paylaşılan, doğruluğu veya yanlışlığı kanıtlanmış tüm haberlerin yayılışı inceleniyor. Sonuçlar, yanlış bilginin doğru bilgiye göre daha fazla, daha hızlı ve daha geniş kapsamlı olarak yayıldığını gösteriyor. İşin ilginç yanı, yanlış bilginin bu kadar fazla yayılmasının nedeni bot hesaplar değil, gerçek insanlar.

Peki yalan haberlere neden inanıyoruz?

Bunun birden fazla nedeni olabilir. Bunlardan biri, zihinsel kapasitemizi zorlamak istemememiz. Yani bir haberle karşılaştığımızda bunun doğru mu yanlış mı olduğuna kafa yormak istemeyebiliyoruz. Neden yanlış olsun ki, bir insan neden yanlış bilgi yayar?” düşüncesiyle karşımıza gelen tüm haberleri doğru kabul edebiliyoruz. Oysa sosyal medya hesabı olan herkesin istediği mesajı yayabildiğini düşününce gördüğümüz her bilgiyi doğru kabul etmek çok mantıklı görünmüyor.

Psikolojide doğrulama yanlılığı” olarak adlandırılan kavram, kendi düşüncelerimizle ve inançlarımızla benzer olan bilgileri doğru kabul ettiğimizi ifade ediyor. Yani kendi görüşümüzü yanlışlayan bir haber gördüğümüzde haberin doğruluğunu sorgulayabiliyoruz ama görüşlerimizle uyuşan bir haberi çoğunlukla direkt olarak doğru kabul ediyoruz.

Örneğin 27 Ağustos 2020de atılan bir tweette TRT Haber’in tarihte ağustos ayında kazanılmış zaferleri haberleştirirken 30 Ağustos zaferine yer vermediği, 30 Ağustos Zafer bayramını kutlamayacağı ima ediliyor. Aslında iki sayfa olan görselin (30 Ağustos ikinci sayfadaydı) ilk bölümü herhangi bir araştırma da yapılmadan paylaşılınca, önyargılı bakışla eşleşen bu yanlış bilginin hızla yayıldığını görüyoruz.

Fotoğraf: Twitter[Fotoğraf: Twitter]

Sonraki tweette olayın aslı öğrenilip TRTnin 30 Ağustos Zafer Bayramı’na özel bir program yayınladığına yer verilmiş olsa da bu paylaşım önceki kadar etkileşim almamış. Çünkü yalan haberler her zaman daha ilgi çekici görünüyor.

Fotoğraf: Twitter[Fotoğraf: Twitter]

 

Başka bir örnek de Azerbaycan’ın Karabağ Harekâtı döneminde Ermenistan ordu sözcüsü Shushan Stepanyan’ın paylaştığı “Bir Bayraktar daha düşürdük” iddiası. Stepanyan, daha önce düşen TB2 SİHAnın fotoğraflarını “Karabağ Savunma Ordusu hava savunması bir Bayraktar’ı daha vurdu” ifadesiyle paylaşıyor.

 


 

Özellikle çatışma gibi kritik anlarda, insanlar olayla ilgili her bilgiyi öğrenmek ve bulundukları tarafın başarılarını hemen beğenmek ve paylaşmak istedikleri için yanlış bilginin yayılımı daha hızlı olabiliyor. Burada da ordu personelinin paylaştığı bilgi doğru kabul edilip oldukça fazla etkileşim almış. Hâlbuki sonra yapılan coğrafi alan analizleri, paylaşılan görüntülerin, düşen ilk SİHAnın farklı açıdan çekilmiş fotoğrafları olduğunu gösteriyor. Sonrasında olayın aslı sosyal medyada paylaşılsa da Ermeni ordusunun propagandası kadar etkileşim alamıyor.

Yalan ve yanlış haberlerin cazibesi hem insanların kendi görüşlerini doğrulama arzusundan, hem de bu ilginç bilgileri yayan insan olma ayrıcalığını tatmak istemesinden kaynaklanıyor olabilir.

Yanlışlığı kanıtlanan haberlerin bile çoğu zaman paylaşılmaya devam etmesi ise ilgi çekici bir konu. Zihnimiz, daha uzun süredir hatırladığımız bilgileri doğruymuş gibi kabul edebiliyor. Hatalı bilgi, düzeltme mesajından daha önce var olduğu için uzun süredir var olan bilgiyi doğru gibi anımsayabiliyoruz. Bu da düzeltildiğini bilmemize rağmen yanlış bilgiyi daha net hatırlamamıza neden oluyor.

Yalan haberlere kimler inanıyor?

Bu soruyu duyduğunuza aklınıza gelen ilk cevap diğerleri” olabilir. Ama aslında bu sorunun net bir cevabı yok. A grubuna üye olanlar veya B görüşünü destekleyenler yalan haberlere daha çok kanıyor diyemeyiz. Diğerleri”nin yalan haberlere daha çok inandığını düşünmemizin de psikolojik bir açıklaması var. İnsanların bazı durumlardan kendilerinin etkilenmediğini düşünüp başkalarının daha çok etkilendiğini düşünmesi “üçüncü şahıs etkisi” olarak adlandırılıyor. Yani Yalan habere ben inanmam ama diğer insanlar çok inanıyor” şeklinde düşünüyorsanız büyük ihtimalle yanılıyorsunuz. Zira bu düşünce sizi, yalan haberlere karşı daha savunmasız bir hale getiriyor olabilir. Yalan haberlerin size etki etmediğini düşündüğünüzde karşınıza çıkan haberlere daha az şüpheci yaklaşırsınız ve yanlış bilgiye karşı daha savunmasız bir hale gelirsiniz.

Yalan haberlerden nasıl korunuruz?

İlk adım şüpheci olmak. Çok güvendiğiniz bir kaynak bile zaman zaman belki isteyerek belki istemeyerek hatalı bir bilgi paylaşabilir. Dolayısıyla karşımıza çıkan haberlere şüpheci yaklaşıp analitik düşünebilirsek yanlış bilginin yayılmasını önlemeye yardımcı olabiliriz. Bir bilgiyi paylaşmadan önce doğru mu değil mi diye birkaç saniyeliğine düşünmek bile yalan haberlerin yayılım hızını epey azaltabilir.

Kaynak: Science, teyit.org, The Social Psychology of Gullibility: Conspiracy Theories, Fake News and Irrational Beliefs

ETİKETLER
Sıradaki Haber
Türkiye'nin uzay programı açıklanacak
Yükleniyor lütfen bekleyiniz