Pendik'teki Teknopark İstanbul'u ziyaret eden Oktay'ı Teknopark İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Metin Yerebakan karşıladı. İlk olarak Kuluçka Merkezine giden Oktay, girişimcilerin projelerini inceledi.
Oktay, "Siber Akıncılar" adlı genç girişimcilerle de projeleri hakkında sohbet etti. Burada yürütülen çalışmalara dair Oktay'a bilgi verilirken bazı girişimciler de projeleriyle alakalı sunumlar yaptı.
Yapay zeka teknolojisinin kullanıldığı projeleri dinledikten sonra Oktay şu değerlendirmelerde bulundu:
"Artık elimizde oluşan verinin hamallığını değil efendiliğini yapmamız lazım. Şimdi karar destek sistemlerine çalışıyoruz. Yani artık devlet veriye dayalı karar vermeye başlamıştır. Sadece olayları değerlendirmeden önce elinde her türlü verinin olduğu, veriyi işlediği, analiz ettiği ve sonrasında da o veriye dayalı karar destek sistemlerini geliştirmesi, diğer taraftan da optimizasyon sistemleri... Optimizasyondan neyi kastediyorum? Hem süreç optimizasyonunu, süreçlerin daha kısaltılması, daha iyileştirilmesi, geliştirilmesinin ama aynı zamanda da yapısal optimizasyondan bahsediyorum. Yani bu devletin yapısı olabileceği gibi herhangi bir kurumun yapısı da olabilir. Bunların optimizasyonu da dahil. Yine yapay zeka uygulamaları burada çok önemli. İnsan unsurunun gerekmediği alanlarda insan unsurunu çıkarmaya, bir anlamda bürokrasiyi azaltmaya çalışıyoruz. Tamamen bürokrasiyi çekin, insan unsuru olmayan yerde, kamuda normal otomatik olarak bütün hizmetleri verelim. Gerektiği yerde de insan unsuru nitelikli şekilde işin içerisine girsin istiyoruz. Zaten burada çok ciddi bir yol katetmiş durumdayız. Bunu Kovid sürecinde gördük."
Oktay, yapay zeka konusunda 2030 yılında 25-30 trilyon dolarlık bir pazardan bahsedildiğini aktararak "Bizim Türkiye olarak bu ekonomiden pay almamız lazım. Ana hedefimiz bu. Bu ekonomiden pay alabilecek aktörler burada, bu kuluçka merkezinin içerisinde, sizlersiniz." dedi.
"Halihazırda 2 bin 800 projemiz tamamlanmış"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Kuluçka Merkezi'ndeki programın ardından Genel Müdürlük binasında Teknopark İstanbul hakkında bilgilendirme toplantısına katıldı.
Toplantı sonrasında açıklama yapan Oktay, bugün 2053-2071 teknoloji vizyonlarının şekillendiği merkezlerden birisinde olduklarını ifade etti. Bütün Türkiye'de, özellikle AR-GE merkezlerinin, üniversitelerin ve özel sektörün bir araya geleceği, fikri, düşüncesi ve projesi olanın bunları hayata geçirebileceği, birbirleriyle entegre çalışabileceği ve sadece Türkiye'ye, bulunduğu bölgeye değil, dünyaya teknoloji üretebilecek firmaların, iş insanlarının, gençlerin çıkacağı merkezler oluşturduklarını anlatan Oktay, İstanbul Teknopark'ın bunların en özellerinden biri olduğunu söyledi.
Oktay, son 10 yılına bakıldığında İstanbul Teknopark'ın en hızlı gelişen merkezlerden biri olduğuna dikkati çekerek "2010'da buraya geldiğimizde geniş bir arazide, o zaman Sabiha Gökçen'in de tam faal olmadığını düşünürseniz, tarlaların hakim olduğu bir bölgeden neredeyse 10-11 yıl sonrasına baktığımızda bugün hem firma hem proje hem de yapılaşma bazında çok yoğun bir çalışmanın yürüdüğü bir merkezin içerisindeyiz. Bu anlamda bugün burayı ziyaret ettik. Ne tür projelerimiz var, ne tür gerçekten bizim geleceğimizi şekillendirmekle alakalı projelerimiz devam ediyor, herhangi bir ihtiyaç var mı, biz nasıl motive edebiliriz diye geldik ama kendimiz motive olduk." dedi.
Fuat Oktay, 424 AR-GE firmasının bulunduğu, 8 bin 259 mühendisin çalıştığı Teknopark İstanbul'a ilişkin şöyle bilgi verdi:
"Halihazırda 2 bin 800 projemiz tamamlanmış ve yine devam eden projelerimiz var. Kuluçka merkezimiz var. Kuluçka merkezinin özelliği, özellikle gençlerimize, fikri ve projesi olan insanlarımıza, 'Ben bunu nasıl hayata geçirebileceğim, hiçbir şey bilmiyorum.' diyenlerin geleceği ve belirli bir filtreden geçtikten, fikir ve proje kalifiye aşamasına geldikten sonrasında içeriye alınan bir merkez ki buradan yaklaşık şu ana kadar 300 firmamız mezun olmuş durumda ve fiilen artık aktif iş hayatında."
"Akıllı kemoterapi diye ifade edebileceğimiz yeni yöntemlerin çalışıldığı bir merkez"
Kovid-19 dönemindeki aşı geliştirme aşamalarını anımsatan Oktay şunları kaydetti:
"İlaç firmalarımızın, özellikle kanser araştırmalarında ve akciğer kanserine yönelik çalışmaların, faz-1 aşamasına gelen ilaçların burada çalışıldığına şahit olduk. Kısmet olursa 2023 itibarıyla da faz-2 aşamasına gelen ilaçlar ki bunlar muhteşem çalışmalar. 5 tane kanserle ilgili, tümörleri yok edecek ama dünyada halihazırdaki sistemlerden de teknolojilerden de farklı olarak 'akıllı kemoterapi' diye ifade edebileceğimiz yeni yöntemlerin çalışıldığı bir merkezden bahsediyoruz. Akıllı kemoterapiden kastım da tüm vücuda kemoterapi vermekten ziyade sadece kanserli hücreyi yakalayan ve sadece o kanserli hücreyi yok edecek bir ilaç teknolojisi, şu anda hamdolsun faz-1 aşaması bitmek üzere. Bu, Türkiye açısından da çalışan arkadaşlarımız açısından da gurur duyulacak bir çalışma. 5 ayrı ilaç devam ediyor."
Bir başka projeyi daha incelediklerine değinen Oktay, "Hem kemoterapi hem radyoterapi yine aynı alanda. Vücutta beliren bazı sıkıntılar, yaralar ve benzeri şeyler, bunların giderilmesiyle, dermatolojik ürünlerin geliştirilmesiyle ilgili muhteşem çalışmalar. Hepsi de dünya ölçeğinde çalışmalar. 20 kişiyle yapılan bir çalışma şu anda bütün dünyadan Harvard Üniversitesine kadar ilgi duyan ve burada çalışan danışmanlarıyla çok ciddi projelerin yürütüldüğü bir merkezden bahsediyoruz." değerlendirmesini yaptı.
Bilişim alanında da muhteşem projeler olduğuna dikkati çeken Oktay motor geliştirmeyle ilgili de çok ciddi projeler bulunduğundan bahsetti.
Fuat Oktay şöyle konuştu:
"Şu anda savunma sanayindeki motorlarımızdan ki bu Altay tanklarına kadarki gelen aşama, Fırtına ve Altay tanklarına kadarki tüm aşamalarda 1500 beygir gücü motorun üretilmesine kadar takvimlendirilmiş ve burada yapılan çalışmalar. MİLGEM'le ilgili çalışmalar ve şu anda sondaj gemilerimizde Fatih'te ve Abdülhamid Han'a 10 gün sonra teslim edilecek bir ürünü arkadaşlar bize getirdiler. Bu da çok ilginç. Bunu zaten Cumhurbaşkanımızın Fatih gemisini ziyaretinde de Filyos'u ziyaretinde de görmüştük. 3 bin metre derinlikte Türkiye'de, başka bir yerde olmayan yine Türkiye'de üretilen -biraz önceki bahsettiğim ürünü ifade ediyorum- cerrahi bir müdahale gibi robotla 3 bin metrede doğal gazın çıkarılmasını sağlayan bir teknolojiden bahsediyoruz ki bu merkezde çalışılan bir şey. Yani içinde bulunduğumuz merkez, binaların çok ötesinde, 2053'ün, 2071'in teknoloji vizyonunu şekillendiren yerlerden birisi. Bizim için son derece kritik."
"Türkiye'nin geleceğini inşa eden bir merkezdeyiz"
AR-GE anlamında test laboratuvar çalışmalarında, parça üretimi ve malzeme üretimiyle alakalı ileri teknolojilerin Teknopark'ta yapıldığını söyleyen Oktay, Teknopark'ın gemi sanayinde mükemmeliyet merkezine ulaşmış belki dünyadaki sayılı yerler arasında olduğunun altını çizdi.
Burasının, TCG Anadolu ve askeri MİLGEM gemileri de dahil olmak üzere hem denizaltıların hem gemilerin tasarımının, testlerinin ve seri üretimlerine dair teknolojilerin üretildiği bir merkez olduğunu vurgulayan Oktay sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sadece Türkiye'ye de değil bütün dünyaya şu anda buradan teknoloji üretir ve ihraç eder konuma gelmiş durumdayız. Biyoteknoloji yani insan düşünün artık dokuların geliştirildiği bir çağ yaşıyoruz. Bunların daha biyolojik anlamındaki biyoürünlerin, biyomalzeme teknolojilerinin üretildiği, özellikle üç boyutlu yazıcıların üretildiği ve geliştirildiği bir merkezden bahsediyoruz. Çok farklı alanlarda belki hepimizi şaşırtacak derecede, belki kamuoyunun, bizlerin gündeminde olmayan ama Türkiye'nin geleceğini inşa eden bir merkezdeyiz."
Teknopark'ta sadece bugünün değil aslında geleceğin teknolojilerinin de yer aldığını ifade eden Oktay, hafif olan kompozitlerin daha da hafifleştirilmesine yönelik malzeme çalışmalarının yapıldığını dile getirdi.
Oktay sözlerini şöyle tamamladı:
"Alanın tamamı dolmuş durumda. 900 bin metrekarelik bir alanda nihai hedef 1,5 milyon metrekarelik kapalı alana erişmek. Ne zaman? 2032 yılı itibarıyla. Bugün itibarıyla geldiğimiz nokta, bütün bu çalışmaların yapıldığı noktada 280 bin metrekarelik kapalı alan ve hemen bitmek üzere olan kapasiteyi de eklersek 380 bin metrekareye hemen ulaşmış oluyoruz ki bu kapasitenin ikiye katlanabilmesiyle alakalı da ciddi bir fırsat oluşturmuş durumda. Yani yeni firmaların bu merkezde çalışmalarını yürütüyor olabilmeleriyle alakalı ki yine aldığım bilgiler çerçevesinde de sadece Türkiye'den değil dünyanın özellikle gelişmiş ülkelerinden ileri teknoloji çalışan firmalarından burada yer tahsisiyle ilgili ciddi bir rekabetin de olduğunu öğrenmiş olmaktan duyduğum memnuniyeti ifade etmek isterim. Bir başka arzum şu idi. Biz bugüne kadar biliyorsunuz 6 unicorn çıkardık. Yani 1 milyar dolar seviyesine ulaşan startuplar, yeni başlayan girişimcilik. Birisi girişimde herhangi bir alanda yatırım yapıyor ve özellikle ileri teknoloji yatırımlı ve çok kısa bir sürede 1 milyar dolarlık miktara ulaşıyor. 6 tane çıkardık bunlardan. Yeni unicornlarımız, yeni adaylarımız var mıdır? Hamdolsun bunu da görmüş olmaktan son derece mutlu olduk. Sadece 1 milyar dolar değil, çok daha ilerisini, çok daha yüksek miktarlarda, çok daha büyük oranda şirketlerimizin buradan çıkacağına inanarak bugün buradan ayrılıyoruz."