Yazılım alanında dünya liderleri arasında olan ve Türkiye'deki dijital dönüşümle yakından ilgilenen SAP, önümüzdeki dönemde Türk şirketlerinin bu sürece adaptasyonu ve bulut bilişim alanında farklı iş ortaklıkları kurmayı planlıyor.
SAP Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Operasyon Direktörü Gonzalo Benedit, yaptığı açıklamada, önümüzdeki dönemde Türkiye'ye yönelik izleyecekleri yol haritasına ilişkin bilgiler verdi.
SAP'nin Almanya'da doğan, daha sonra Afrika, Avrupa ve Ortadoğu'daki ülkelere yayılıp oralarda şubeler açan büyük bir organizasyon olduğunu ifade eden Benedit, yatırım anlamında önümüzdeki dönemde üç farklı konuya odaklanmayı düşündüklerini söyledi.
Bunlardan birinin "gelişim merkezleri" olduğunu dile getiren Benedit, 2013'te SAP'nin 16'ncı gelişim merkezini Türkiye'de açtıklarını anımsattı. Benedit, bu tarz farklı gelişim merkezi yatırımlarının bölgede devam etmesini planladıklarını belirtti.
İkinci olarak start-up organizasyonlarıyla hali hazırdaki ilişkilerin daha da genişletilmesini düşündüklerini aktaran Benedit, SAP olarak belirli teknolojiler ve platformlar sağlayarak bu start-up'ların geliştirdikleri çözümlere katkıda bulunmaya ve birlikte pazara gidiş stratejileri oluşturmaya çalıştıklarını vurguladı.
Benedit, üçüncü olarak farklı alanlarda işbirliği arayışında olduklarını bildirdi. Sadece bir teknoloji ya da platform kullanımı yaklaşımıyla hareket etmediklerini anlatan Benedit, özellikle kamu şirketleri, kamu kurumları veya hükümetlerle işbirliklerine de fayda sağlayacak şekilde yerel oyuncularla işbirliği yapmayı planladıklarını kaydetti.
Türkiye'deki gelişim merkezinde yaklaşık 40 çalışanın görev yaptığını belirten Benedit, "SAP'nin global arenaya sunduğu büyük veri çözümlerinin lokalde geliştirildiği düşünüldüğünde, bu çözümler dünyaya daha fazla girmeye başladıkça yapılacak yatırımlar da doğru orantılı artmaya devam edecektir." dedi.
"Yenilikçi bakış açıları getireceğiz"
SAP'nin Türkiye operasyonunun performansını da değerlendiren Benedit, gelecek planlarına ilişkin şu bilgileri verdi:
"Türkiye, özellikle global arenada, son yıllarda gösterdiği büyüme oranlarıyla en hızlı büyüyen ülkelerden bir tanesi. Dolayısıyla çok önemsiyoruz. Türkiye'de bin 300'e yakın müşterimiz var ve bunların bazıları çok büyük şirketler. Diğer tarafta küçük ve orta ölçekli bir çok işletme tarafından da SAP çözümleri kullanılıyor.
Burada ileriye dönük bakıldığı zaman iki ana konuda tabii ki daha farklı yenilikçi bakış açıları getiriyor olacağız. Bunlardan bir tanesi bütün dünyadaki dijital dönüşüm ve Endüstri 4.0 trendinin Türk şirketlerine yansıması konusunda veya Türk şirketlerinin bunun adaptasyonu konusunda farklı çalışmalarımız olacağını görüyoruz. Türkiye'de özellikle perakende ve üretim sektöründe şu anda zaten çok ciddi işler yapıyoruz ve bu sektörlerin Türkiye için önemli sektörler olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla doğrudan Türkiye'ye de katkısı olabilecek birtakım kazanımlar elde ediliyor. İkinci konu da yine geleceğe dönük bakıldığında, bulut bilişimin adaptasyonunun daha hızlı olacağını öngörüyoruz. Burada özellikle kamu bakış açısıyla da bunun kullanılması noktasında farklı iş ortaklarını da göz önünde bulunduruyor olacağız."
"Türkiye önemli bir ülke"
Gonzalo Benedit, dışardan bakıldığında Türkiye'nin, nüfus, ekonomik büyüklük ve bulunduğu konum itibarıyla çok stratejik ve önemli bir ülke olduğunu vurguladı.
"Büyük resme bakıldığında Türkiye'yi özellikle üretim, tarım alanında ciddi öneme sahip bir ülke olarak görüyoruz ve bu sektörlerde SAP'nin dijital dönüşüm başlığı altında ciddi katkılar sağlayabilecek çözümleri olduğunu ve bunların değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz" diyen Benedit, Türkiye'nin dijital dönüşüm çabalarına yönelik şu önerilerde bulundu:
"Birincisi bazı şeyleri değiştirmek için öncelikli olarak büyük bir vizyon ve büyük bir plan lazım. Dışardan bakıldığında zaten Türkiye'nin bir 2023 hedef listesi var. Dolayısıyla bu yapılan bir şey. Bu büyük plan, işin detayına inmeden önce sahip olunması gereken o büyük resmi gösterebilmesi açısından önemli bir nokta. İkinci önemli kısım da bu değişim esnasında özellikle şirketler dijital dönüşüme ayak uydurabilme noktasında çok uzun soluklu bir takım değişimler ya da projeler yapmamalı. Yani sahip olunan herşey bir yana bırakılıp sıfırdan bazı şeyleri yapması gibi bir durum söz konusu olmamalı. Sahip oldukları mevcut yapılarını nasıl bu dönüşüme adapte edebilirler, onu kullanarak nasıl daha inovatif bir hale gelebilirler, bunları sorgulamaları önemli. Bunun da anahtarı, bizce daha küçük ve kısa çevrimli, kazınımlar elde edilen projelerin hayata geçirilmesi ve bunların tekrarlandığı bir yapının oluşturulmasından geçiyor. Bunu yakalayabilmenin en önemli yolu ise bu değişimi hızlı devirlerle sağlayacak bir adaptasyon modeline gitmek".
Şirketin sahip olduğu çekirdek fonksiyonların dijital dönüşüme adapte olabilecek atikliğe sahip hale getirilmesini önerdiklerini ifade eden Benedit, "Bunun için gerek kamu gerekse özel sektör açısından bakıldığında firmalar, yeni pazarlara açılabilmek, büyümek, yeni müşterilere ulaşabilmek, süreçleri değiştirmek, daha inovatif hale gelebilmek için çekirdek fonksiyonlarını dijital hale getirmeleri gerekiyor." diye konuştu.