Türkiye dünyada en fazla cep telefonu kullanıcısı olan ülkelerden biri… Ayrıca cep telefonu yenileme hızı da çok sayıda ülkeden daha yüksek. Ancak son zamanlarda yeni cep telefonu alan bazı kullanıcılar kötü bir sürprizle karşılaşıyor. Büyük bir heyecanla açtıkları telefonlarına daha ilk gün ‘IMEI nolu cihaz kayıt dışıdır ve 365 gün içinde kapatılacaktır’ mesajı geliyor.
Elektronik ürün alırken sıkıntı yaşamak istemeyenler genelde çok sayıda şubesi olan teknoloji marketlerini ya da güven duydukları alışveriş sitelerini tercih ediyor. Bu durum her ne kadar ‘telefonunuz kayıt dışı’ mesajının gelme ihtimalini azaltacak gibi görünse de bazen durum farklı gelişiyor.
Biz de son zamanlarda sıkça duyduğumuz bu sorunun detaylarını öğrenmek istedik ve Tüketici Sorunları Derneği (TÜSODER) Başkanvekili Avukat Rıdvan Yıldız’ın kapısını çaldık.
IMEI numarasına ulaşmak çok kolaylaştı
TÜSODER Başkanvekili Yıldız'a göre ‘IMEI numarası kopyalanması’ şeklinde gerçekleşen bu olay aslında uzun yıllardır karşılaşılan sorunlardan biri. Ancak son dönemlerde arttığına dikkat çekiyor Yıldız ve bunun temelinde teknolojiye kolay bir şekilde ulaşmanın olduğunu söylüyor.
Önceden sadece teknik bilgisi olanların yapabildiği kopyalama işi için süreci kolaylaştıran yazılımlar çıktığını hatırlatan Yıldız, “IMEI kopyalamadaki en büyük artışın nedeni bu. Ayrıca IMEI numaralarına ulaşmak da kolaylaştı. Öte yandan üretici firmaların da hataları var. Bu numaralar telefon kutularına yazılıyor. Kötü niyetli insanlar kolayca elde edebiliyor” bilgisini paylaşıyor.
Yıldız bunları söylerken IMEI numarasının aslında sandığımızdan daha önemli olduğunu anlıyoruz. Yıldız'ın söyledikleri de bu önemin gerekçelerini sıralıyor:
“İnsanlarımız bu tür konular maalesef çok bilinçli değil. IMEI numarası, kişisel verilerimiz, banka ve kredi kartı bilgilerimiz gibi dikkatle korunması gereken bilgilerden biri. Bazen vatandaş telefonunu tamire veriyor. Ama tamire verdiği yer ‘merdiven altı’ diye tabir edilecek türden. Yetkili servis değil… Bu gibi yerlerde de telefon sahibinin haberi dahi olmadan IMEI kopyaladıklarına dair dair örnekler görülebiliyor.”
2019 yılındaki Elektronik Haberleşme Kanunu'nda yapılan düzenlemeleri anlatarak devam ediyor konuya TÜSODER Başkanvekili. Mobil Cihaz Kayıt Sistemi'ne (MCKS) kayıtlı olmayan cihazlara GSM firmalarının hizmet vermesi bu adımla yasaklandı.
“Ciddi yaptırımlar ve cezalar getirildi” diyor Yıldız ve şunları söylüyor:
“Bunun yanı sıra MCKS’de kayıtlı iken elektronik kimlik bilgisi kopyalanmış gerçek cihazlar ve mobil haberleşme hizmeti sunan işletmeciler tarafından finansman borcu bulunduğu bildirilen cihazlar için bir ‘ara formül’ bulundu. Söz konusu telefonların, borcun devam ettiği süre boyunca sadece eşleştirme yapılan abone numaralarıyla kullanılması şartıyla açılması yöntemi benimsendi.
Burada belki de bir başka sıkıntıyı dile getirmekte fayda var. Kopyalanan cihazın tek bir GSM numarasıyla eşleştirilmesi ve ancak bununla kullanılabilmesi tüketiciler adına ciddi mağduriyetler de doğuruyor. Özellikle telefonunu satmak isterse ya da GSM numarasını değiştirmeye niyetlenirse tüketici için bu durum sorun oluşturuyor.”
Satıcıların yasal sorumluluğu var mı?
Ülkemizde özellikle elektronik eşya aldığınız zaman başınıza bir sıkıntı gelmesi halinde gerçekten de yorucu bir süreçle karşılaşabiliyoruz. Çünkü tüm kurallara ve düzenlemelere rağmen halen ‘satış sonrası’ süreç maalesef pek iyi yürütülmüyor. Haliyle, ‘marka imajına’ güvenerek alışveriş yaptığımız yerlerde bu tür sorunlarla karşılaşmak ekstra can sıkıyor.
TÜSODER Başkanvekili Yıldız’a ‘Satıcının hiç mi suçu yok?’ diye soruyoruz… Telefonun kopyalanmasında satıcı firmanın kusurunu ispat etmenin çok zor olduğunu söylüyor. Yıldız'a göre bu gibi durumlarda satışı yapan yerler ‘IMEI bilgisini siz koruyamamışsınız. Bu nedenle yapacağımız bir şey yok’ savunmasına sıklıkla başvuruyor.
Yargıtay'ın bir kararında satış sözleşmesi yapıldığı anda telefonun klonlanmış olup olmadığı, satış sonrası tüketici tarafından klonlama yapılıp yapılmadığı, ayıbın gizli ayıp, açık ayıp olup olmadığı, süresinde ayıp ihbarı yapılıp yapılmadığı konularında inceleme yapılması gerektiği üzerinde durulduğunu anlatıyor Avukat Rıdvan Yıldız.
Yıldız sözlerini şöyle tamamlıyor:
“Bahsi geçen karar bize klonlamadan satıcıyı sorumlu tutmanın çok kolay olmadığını gösteriyor. Tüketicilere özellikle alış faturalarını saklamalarını ve faturaları kendi adlarına olmasını tavsiye ediyorum. Bu sayede IMEI numaralarını bir GSM numarasıyla eşleştirip kullanabilirler. Ayrıca tüm risklerin ikinci el telefon alımında da geçerli olduğunu, hatta orada riski kimi durumlar için daha da arttığını bilmeleri gerekir.”