BBC'de yer alan habere göre Avrupa Birliği'nin (AB) kendine ait kürsel konumlama sistemi olarak kurulmasına karar verdiği Galileo uydu ağında yer alan 18 uydudan dokuzunda seyrüsefer sinyallerini düzenleyen atomik saatler bozuldu.
Bozulan saatlerden üçünün rubidyum cihazı, diğer altısının ise hidrojen meyzer aygıtı olduğu kaydedilirken, atomların titreşim frekanslarını sayarak zamanı ölçen ve bu sayede uydu ağının eşgüdüm içinde çalışmasını sağlayan saatlerin neden arıza yaptıklarının henüz anlaşılmadığı belirtildi.
Öte yandan 18 uydudan oluşan Galileo ağındaki uyduların her birinde iki rubiydum ve iki hidrojen meyzer saati bulunduğu, dolayısıyla saatlerden biri bozulsa dahi uyduların işlevini sürdürmeye devam edeceği bildirildi.
Bu arada ESA mühendislerinin arzıların sistematik hale gelmesi ihtimaline karşı tedbirler üzerinde çalıştığı belirtildi.
ESA Genel Müdürü Profesör Jan Woerner, konuyla ilgili düzenlediği basın toplantısında, arzıların sistematik hale gelmesi ihtimaline karşı tedbirler üzerinde çalışıldığı ve arızaların kaynağını kesin olarak anlamadan yeni uyduları yörüngeye gönderip göndermeme konusunda kararsız olduklarını ifade etti.
Woerner, "Bu konuda iki şekilde hareket edebiliriz. Ya arızaların çözümünü bulana kadar bekleyeceğiz -ki bu durumda yeni arızaların ortaya çıkması halinde Galileo'nun kapasitesi azalmış olacak- ya da yeni uyduları göndererek kapasitemizi artırma veya en azından koruma yoluna gidebiliriz ama bu sefer de sistematik bir problemi yok saymanın sonuçlarına katlanmamız gerekebilir." ifadelerini kullandı.
Meyzer arızalarının tamamının yörünge tayin eden ana uydularda olduğu, rubidyum arızalarının ise ağın bağlantı noktalarını doldurmak üzere gönderilen uydularda yaşandığı belirtildi.
ESA'nın Hollanda'da bulunan teknik birimi ESTEC'de çalışan mühendislerin, atom saatlerini ve uyduları üreten firmalarla birlikte çalıştıkları ve bozulan bir hidrojen saatini yeniden çalıştırmayı başardıkları bildirildi.
Galileo, Avrupa Birliği tarafından ABD Ordusunun denetimi altındaki GPS (Küresel Konumlama Sistemi) ile Rus GLONASS'a alternatif bir uydu yönleyici sistemi olarak tasarlanmıştı. Toplam 30 adet uydunun dünya yörüngesine oturtularak hizmet vermesi düşünülen tasarının ilk uydusu 2005 yılında gönderilmişti.