Düzce Üniversitesi Bilgisayar Teknolojileri Bölümü Bilgisayar Programcılığı 3. sınıf öğrencisiyken iş hayatına atılmak için eğitimini 2017'de yarım bırakan Çınar, 2 yıl önce lise öğrencisi kardeşi Veysel Çınar'la oyun geliştirmeye başladı.
Görele ilçesinde yaşayan 28 yaşındaki Serkan Çınar, bilgisayarının yetersiz olması dolayısıyla 6 ay internet kafede oyun geliştirmeyi sürdürdü.
KOSGEB tarafından uygulanan girişimcilik eğitimine katılıp hibe programından faydalanan Çınar, daha sonra kendi firmasını kurdu.
Çınar, KOSGEB'den aldığı 300 bin lira desteği oyun geliştirmek için gerekli malzemelerin temininde kullandı.
Ailesi ile yaşadığı evin müsait olmaması dolayısıyla bilgisayarları, cam ve alçıpanla kapatılan balkona yerleştiren Çınar, kardeşiyle 1,5 yıllık çalışma sonucunda ilk bilgisayar oyunlarını piyasaya sürdü. İkinci oyunu ise 3 ay önce tamamlayan Çınar kardeşler, kendilerini sektörde geliştirmeyi hedefliyor.
Serkan Çınar, oyun geliştirmeyi, İngilizce videoları izleyerek öğrendiklerini söyledi.
Oyun geliştirmek için çok zorlandıklarını belirten Çınar, "Yapıyoruz ama başarılı olamıyoruz, burada önemli olan azim. Sen ne kadar dayanabilirsin? Ne kadar zorlayabilirsin? Burada tamamen bilgisayarla konuşmayı öğreniyorsunuz, bu apayrı bir seviye" dedi.
Çınar, kardeşinin kodlama, kendisinin de oyunun olay örgüsü ve görsel tasarımını geliştirdiğini ifade ederek, "Bunun için öncesinde oyun oynamanız gerekiyor. Herhangi bir sahneyi artık oyuna dönüştürebilirim, hayal gücüm buna otomatik olarak izin veriyor. Tabii bunları yapmak çok zor çünkü ilerlemeden bilemiyorsun. Tasarlarken oyunun başı ile son hali çok farklı oluyor, zaman içerisinde çok şey değişiyor" diye konuştu.
"Oyun yapmayı, oyun yaparken öğrendik"
Türkiye'deki kullanıcılara yönelik bir oyun geliştirmek istediğini aktaran Çınar, "Baktım Türk oyunlarında korku oyunları çok az, bu 1,5 yılımızı aldı. Bilgimiz yoktu, oyun yapmayı, oyun yaparken öğrendik" ifadelerini kullandı.
Çınar, oyun için hedef pazarı tanımanın önemli olduğunun altını çizerek, şu değerlendirmede bulundu:
"En önemlisi karşı tarafı tanımak, en önemli avantajımız da biz zaten o karşı taraftık, biz oyunu oynayan kitleydik. Ben sadece oyun oynayan bir kişiydim, ne istediğimi biliyordum ancak nasıl yapacağımı bilmiyordum. Şimdi nasıl yapacağımı da öğrendim. İlk oyunun satışı iyi oldu, gizem, bilim kurgu temalı ikinci oyundan da ümitliyiz. Ben Türkler için oyun tasarlamıştım ama yabancılar çok daha ilgi gösterdi. Yurt dışında çok sevildi. İkinci oyunumuz da gerçek eserlerin yer aldığı bir müzede geçtiği için şu an yurt dışında daha çok ilgi topluyor, özellikle Avrupa tarafında oyunumuz daha çok satılıyor."
KOSGEB'den aldığı desteğin önemli olduğunu anlatan Çınar, "Yurt dışına oyun satabileceğimizi tahmin etmiyordum. Oyunun dış pazarda daha çok sevildiğini fark ettim. Birdenbire kendimi ihracat yapar halde buldum" dedi.
Bilgisayar oyunlarında Türkiye'nin adını daha öne çıkarmayı hedeflediğini vurgulayan Çınar, sanal gerçeklik projelerine ilgi duyduğunu, çalışmalarını bu yönde sürdüreceğini sözlerine ekledi.
Görele Fen Lisesi 12. sınıf öğrencisi 17 yaşındaki Veysel Çınar ise ağabeyinin isteği üzerine kodlama öğrendiğini söyledi.
Oyun geliştirdiğini öğrenen arkadaşlarının şaşırdıklarını belirten Çınar, üniversitede bilgisayar mühendisliği eğitimi almak istediğini kaydetti.