Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Canan, mutluluk, acı, öfke, reddedilme, soğan doğrama gibi farklı duygu ve durumlarda ortaya çıkan gözyaşının farklı kimyalara sahip olduğunu belirterek, bu nedenle mikroskobik incelemelerde gözyaşının görüntülerinin de farklı gözlemlendiğini bildirdi.
Canan, yaptığı açıklamada, gözün dış etkenlerden korunması ve kayganlık hali için ıslak kalmasını sağlayan gözyaşının, gözlerin üst kısımlarında bulunan gözyaşı veya "lakrimal" olarak bilinen salgı bezleri aracılığıyla üretildiğini kaydetti.
Gözyaşının bir işlevinin de gözün bakteri ve tozlardan korunması olduğunu söyleyen Canan, "bazal gözyaşı" denilen bu türün ise bolca su ve koruyucu protein içerdiğini anlattı.
Gözyaşının da farklı türleri var
Gözyaşının iyi ve net bir görüş için şart olduğunu ve % 98,2'sinin su olduğunu anlatan Canan, "Tek bir gözyaşı bezi, gelen uyarı ve salgılama örüntüsündeki değişimlere bağlı olarak çok farklı bileşimlerde salgı üretebiliyor. Duygu ve durumlara göre gözyaşı bileşenleri değişiklik gösterebiliyor. Bu açıdan gözyaşının da farklı türleri vardır diyebiliriz. Hatta mutluluktan ağlamak, üzülmek ve hasret duygularıyla ağlamak gibi farklı durumlarda da gözyaşı bileşiminin değişmesi çok olası görünüyor." dedi.
Los Angeles'ta yaşayan Rose-Lynn Fisher adlı bir fotoğrafçının, gözyaşına ilişkin mikroskobik çalışmasında da gözyaşının farklı görüntülere sahip olduğunun ortaya konduğunu belirten Canan bunun, gözyaşının farklı bileşenlerden oluşmasıyla açıklandığını bildirdi.
Canan, gözyaşının çoğu insanın bildiğinin aksine duygu ve durumlara göre çeşitlendiğini, görüntülerinin de buna bağlı olarak farklılaştığını kaydederek, "Mutluluk, acı, öfke, reddedilme, azim, kahkaha, esneme, soğan doğrama gibi farklı duygu ve durumlarda ortaya çıkan gözyaşı, farklı kimyalara sahip. Bu yüzden mikroskobik olarak incelendiklerinde görüntülerinin de farklı olduğu gözlemleniyor" ifadelerini kullandı.
Duygusal sebeple akan gözyaşının yapısı karmaşık
Canan, göze örneğin soğan öz suyu buharı gibi rahatsız edici bir uyaran geldiğinde, bu kez "refleks gözyaşı" denilen ilave bir gözyaşı salgısının ortaya çıktığını kaydetti.
"Duygusal durumlarda gözlerimizden yaş akması, yani ağlamak ise tamamen insana has bir durum. Bu durumda akan yaşlar diğerlerine göre çok daha karmaşık bir içeriğe sahip görünüyor. Ağlama sırasında dökülen gözyaşlarının bileşiminde vücudumuzda görev alan birçok hormondan izler görebiliyoruz. Hatta sinirlerin büyümesini ve gelişmesini kolaylaştıran proteinler bile mevcut. Bu karmaşık salgının nedeni halen tam belli olmasa da kişide ve çevresindeki insanlarda kimyasal sinyaller ve koruyucular olarak etki göstermesi mümkün görülüyor araştırıcılar tarafından." dedi.
Canan, "tuzlu su" gibi nitelendirilen gözyaşı çeşitlerinin çıplak gözle anlaşılamayacağına dikkati çekerek, "Camın üzerine konup kurutulduktan sonra kristalleşen gözyaşlarının mikroskop altındaki görüntüsünden bu fark gözlemlenebilir." ifadesini kullandı.