Telefon, bilim insanı Alexander Graham Bell tarafından 10 Mart 1876 yılında icat edilirken, insanlar arası iletişimde çığır açılmış oldu.
İletişim tarihinin akışını değiştiren buluş sayesinde, insan sesini çok uzak mesafelere aktarma olanağına kavuşulurken, Türkiye de bu önemli aracı 1881'de kullanmaya başladı.
İlk telefon hattı söz konusu yılda İstanbul'da kurulurken, ilk telefon santrali de 1909'da Sirkeci'deki Tarihi Büyük Postahane binasında 50 hatlık bir kapasiteyle oluşturuldu. Türkiye'de telefon hatlarının ilk olarak evlerde kullanımı ise 1925'te İzmir'de başladı.
Telefon teknolojisindeki değişim ve gelişime hızlı bir şekilde ayak uyduran Türkiye, bugün itibarıyla Avrupa'da cep telefonuyla en fazla konuşan ülke konumuna yerleşti.
Telefonun Türkiye'deki serüveni
Telefonun Türkiye'deki serüveni ve ülkenin iletişim alanında geldiği noktayı değerlendiren Türk Telekom Genel Müdür Yardımcısı Yusuf Kıraç, yurt içinde ilk kullanılan telefonların "kollu" tabir edilen "manyetolu" cihazlar olduğunu söyledi.
Bu telefonlardaki kol çevrildiğinde santralcinin kimin aradığını gördüğünü dile getiren Kıraç, "1926'da Ankara'da kurulan santral, toplamda 2 bin hattı kaldırabilecek şekildeydi. Konuşma 3 dakikayı geçtiği zaman santralciler araya girerdi." dedi.
Kıraç, tek jetonla çalışan ve süresiz hizmet veren ilk ankesörlü telefonların ise 1972'de hizmet vermeye başladığına işaret ederek, ankesörlü telefonların hala Türk Silahlı Kuvvetlerinin yerleşkelerinde ve cezaevlerinde kullanıldığının altını çizdi.
Türkiye'nin 1G teknolojisiyle 1991'de araç telefonlarında kullanılmasıyla tanıştığını hatırlatan Kıraç, bundan 3 yıl sonra cep telefonlarına, veri aktarımına ve SMS gönderimine olanak tanıyan 2G teknolojisine geçildiğini anlattı.
Kıraç, 2009'da 3G teknolojisiyle tanışılmasının ardından sesin yanında veri aktarımının da önem kazandığını ifade etti.
Menderes ve Zeki Müren'in hat başvuruları müzede
Kıraç, 1970'lerden 1980'lere geçilirken dijital telefonların kullanılmaya başlandığını belirterek, "O dönemde telefon almak kolay değildi. Gelir düzeyi iyi olan insanlar, çocuklarına yatırım olsun diye telefon hattına başvururlardı. Çünkü uzun süre bir başvuru sonrasında hat gelirdi." diye konuştu.
Türk Telekom Telekomünikasyon Müzesi'nde sergilenen hat başvuru belgeleri hakkında da bilgi veren Kıraç, ünlü sanatçı Zeki Müren ve merhum Başbakanlardan Adnan Menderes'in başvuru belgelerinin müzede sergilendiğini bildirdi.
Türkiye'nin önemli iletişim fakültelerinin öğrencilerini de müzede ağırladıklarını aktaran Kıraç, "Buraya gelip Türk Telekomünikasyonun 180 yıllık tarihini görmelerini istiyoruz." ifadesini kullandı.
"Tüm planımız fiberleşme üzerine"
Kıraç, İnsanların geçmişte ağırlıklı olarak ses iletişimi yapmalarına karşın artık daha çok data iletişimi yapılmaya başlandığını belirterek, "İçinde bulunduğumuz çağda iletişim çok kompleks hale geldi. Cihazlar ve insanlar arasında ayrım olmadan herkes birbiriyle bağlı. 2050 yılında yaklaşık 50 milyar cihazın birbiriyle bağlı olacağı yönünde tahminler var." bilgisini paylaştı.
Fiber teknolojiye sahip olamayanların 5G teknolojisini taşıyamayacağının altını çizen Kıraç, "Dolayısıyla bizim tüm planımızı fiberleşme üzerine kurduk. Fiber oranımız gün geçtikçe artıyor. Ülkemizin tüm iletişim tarihi boyunca bu önemli yolda destek vermekten, katkıda bulunmaktan ve değer kazandırmaktan gurur duyuyoruz. Yaptığımız yatırımlar, çalışmalar ve iş birlikleri ile ülkemizin 5G’ye geçen ilk ülkelerden bir tanesi olması için çalışıyoruz." diye konuştu.
Kıraç, iletişimdeki gelişimi artık yerli ve milli ürünlerle desteklemeye çalıştıklarını da kaydederek, geçen yıl sonu itibariyle 282 bin kilometrelik fiber uzunluğuna ulaştıklarını sözlerine ekledi.
Kaynak: AA