1868 yılında kurulan Kandilli Rasathanesi'nin tarihi, Osmanlı döneminde meteorolojik gözlemler yapılan Rasathane-i Amire'ye dayanıyor.
İlk müdürü Aristide Coumbary olan rasathanede, Bağdat, Köstence ve Diyarbakır'a kadar 19 merkezde test edilen hava durumunun telsizlerle aktarılmasıyla ilk gözlem çalışmaları başladı.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, 31 Mart Vakası'nın yaşandığı 1909'daki ayaklanmayla rasathanenin aletlerinin tahrip edildiğini anlattı.
Rasathanenin bugünkü yeri olan eski topçu birliğinin bulunduğu İcadiye tepesinin astronom ve matematikçi Fatih Gökmen tarafından belirlendiğini söyleyen Özener, şöyle konuştu:
"Hem meteoroloji hem de astronomi gözlemleri yapılacağı için şehrin ışığından uzak yüksek bir yer olması nedeniyle bu tepe seçilmiş. Bugünkü yerinde de 1 Temmuz 1911'den itibaren düzenli olarak meteorolojik gözlemler yapılan rasathanede, 1925'te alınan büyük ekvatoryal dürbünle astronomi çalışmalarına başlanılarak, güneş lekeleri gözlendi. Bu dürbün Türkiye'deki en eski dürbün ve hala çalışıyor. Sonrasında rasathanede zaman ve jeomanyetizma servisleri kuruldu."
1894 depremi rasathane için bir milat
Prof. Dr. Haluk Özener, 1894'te yaşanan büyük İstanbul depreminin rasathane için önemli bir milat olduğunu belirtti. Özener, kentte büyük bir yıkıma sebep olan deprem nedeniyle padişah 2. Abdülhamit'in Atina Rasathanesi ve Rasathane-i Amire'nin müdürlerini yanına çağırarak depremin sebeplerinin bilimsel olarak araştırılmasını istediğini vurguladı.
Ayrıca, 2 rasathanenin sonuçlarına dayanılarak da sismik gözlemler yapılmasına karar verildiğini anlattı.
Özener, ilk defa 1895'te satın alınan iki sismometreyle deprem gözlemlerine başlanıldığından da bahsetti.
Zamanla rasathanede optik laboratuvarın da açıldığını vurgulayan Özener, araştırma ve servis hizmetlerinin sürekli devam ettiği rasathanenin 1936'da Milli Eğitim Bakanlığına bağlandığını belirtti. 1983'ten itibaren Boğaziçi Üniversitesi bünyesinde "Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü" adı altında rektörlüğe bağlı bir enstitüye dönüştürüldüğünü de anlattı.
Özener, Rasathane-i Amire adıyla başlayarak günümüze kadar fizik ve astronomi rasathanesi gibi çeşitli isimler verilen rasathanenin, 1983'ten itibaren günümüzdeki adını aldığını söyledi.
Olası afetlere karşı bilinçlendirme çalışmaları yapılıyor
Jeodezi, jeofizik ve deprem mühendisliği ana bilim dalı kurulan rasathanede, Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi, Ankara'daki Nükleer Denemeleri İzleme Merkezi ile İznik Deprem Zararlarını Azaltma Merkezi de bulunuyor.
1999'daki Marmara Depremi'nden sonra proje olarak başlayan Afet Hazırlık Eğitim Merkezinde ise, afet öncesi ve sonrasında neler yapılabileceği konusunda bilinçlendirme çalışmaları yapılıyor.
Merkez, her hafta çarşamba ve perşembe günleri öğrenciler tarafından ziyaret edilebiliyor.
Özener, randevulu bir şekilde gelen vatandaşlara da sarsma masasında 7 büyüklüğündeki depremleri yaşatarak nasıl bir felaket olduğunu göstermeye çalıştıklarını belirtti.
Meteoroloji istasyonunda da 1 Temmuz 1911'den beri sürekli gözlem yapıldığını ifade eden Özener, "108 yıldır bu kampüste meteorolojik gözlemler yapılıyor. Meteoroloji rasathanesi olarak kurulmamızdan dolayı resmi olarak hava durumu tahmini verme yetkisi Meteoroloji Genel Müdürlüğü kurulana kadar bizdeydi. Bu bayrağı devrettik" dedi.
1925'ten beri dini günler belirleniyor
Özener, Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Rasathane, deprem ülkesi olan ülkemizde Osmanlı İmparatorluğundan Cumhuriyetimize miras kalan en önemli bilim yuvası. Sadece bir araştırma, servis hizmeti yok. Hem araştırma hem servis hem uygulama, eğitim hepsi bir arada olan günümüzdeki tek bir kurum. Deprem en önemli parametrelerden biri ama farklı özelliklerimiz de var. Hükümetler arası oşinografi komisyonu tarafından 2017'de akredite edildik. Tsunami servis sağlayıcısıyız. Ege, Akdeniz ve Karadeniz'le bağlantılı denizlerde olacak bir büyük depremden sonra tsunami tehlikesi varsa bunu sadece Türkiye'ye değil, tüm bölge ülkelerine de duyuruyoruz."
Haluk Özener, 1925'de dini günlerin belirlenmesi yetkisinin de rasathaneye verildiğini belirterek, Diyanet İşleri Başkanlığıyla ortak çalışma yaparak hicri-kameri ay başları ve dini bayram günlerinin hesaplandığını anlattı.
Özener, astronomi çalışmaları kapsamında da güneşin doğuşu ve batışıyla ilgili mahkemelere danışmanlık hizmetlerinin de verildiğini söyledi.
Kaynak: AA