Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, TBMM'nin ev sahipliğinde Hilton İstanbul Bomonti Otel'de düzenlenen NATO Parlamenterler Asamblesi 62. Genel Kurulu kapsamında Bilim ve Teknoloji Komitesi'nin "Türkiye'nin Savunma, Araştırma ve Geliştirme Programları ve Savunma Sanayi" başlıklı oturumda konuştu.
2001 yılından itibaren tehdit algısının ciddi şekilde değiştiğini ve aşırı bir perspektif aldığını dile getiren Özlü, bu bağlamda savunmanın güvenliğe dönüştüğünü, insan odaklı güvenlik politikalarına ve stratejilerine ağırlık vermeye başladıklarını söyledi.
Özlü, tehdit algısındaki paradigma değişikliğinin yeni askeri teknolojileri ve uygulamaları beraberinde getirdiğini kaydederek, gözetleme ve iletişim teknolojilerinin son derece iyileştiğini, hassas drone'ların, insansız hava araçlarının, otonom sistemlerinin ve akıllı-nano malzemelerinin güvenlik sağlamaya başladığını anlattı.
Bugün düzensiz savaşın daha esnek ve intibak edilebilen bir güç ihtiyacını beraberinde getirdiğini aktaran Özlü, silahlı kuvvetler ve güvenlik güçlerinin çatışma yelpazesinin tamamında operasyon yürütmek zorunda olduğunu bildirdi.
Özlü, çok kompleks muharebe koşulları altında, farklı arazilerde, kentlerde, dağlık arazilerde, ormanlarda operasyonların gece-gündüz yürütülmesi zorunluluğu doğduğunu belirterek, bütün bu bağlamda artık güvenlik sorununa bir çözüm aradıklarını vurguladı.
"Bunun çözümü teknoloji olabilir mi?" sorusunu yönelten Özlü, teknolojinin aslında sorunları ve problemleri çözmeyi amaçladığını, karşılaştıkları sorunları güvenlik konularını daha iyi ele alabilmelerini sağladığını bildirdi.
"Türkiye, tehditlerin en ön hattında yer alıyor"
Özlü, Türkiye'nin her zaman NATO'nun önemli bir üyesi olarak görüldüğünü ifade ederek, tehditlerin en ön hattında yer alan bir ülke olan Türkiye'nin müttefikleri için bir tampon bölge oluşturduğunu söyledi.
"Gerçekten NATO içerisindeki ikinci en büyük silahlı kuvvetlere sahip olan Türkiye bölgede caydırıcı bir güç." diyen Özlü, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Türkiye aynı şekilde müşterek savunmada, kriz yönetiminde, iş birliği içerisinde gerçekleştirilen güvenlik faaliyetlerinde önemli bir rol oynamakta. Türkiye'nin pek çok durumdaki katılım seviyesi benzer büyüklükteki üyelere kıyasla çok daha fazla. Ayrıca biz terörle mücadele çabalarına NATO Mükemmeliyet Merkezimiz aracılığıyla destek veriyoruz Türkiye'de. Bütün bu faktörler aslında Türkiye'nin daha da aktif bir rol oynaması gerektiğini gösteriyor. Ve bu faaliyetler için aslında çok ciddi bir askeri yeteneğin devam ettirilmesi ve teknolojik yeteneklerin olması gerektiğini düşündüğünüzde ülkedeki teknolojilere yatırım yapılması bir zorunluluk olarak Türkiye'nin karşısına çıkıyor."
"NATO üyeleri arasındaki teknolojik iş birliği yeterli mi?"
Özlü, 2010'da ortaya konulan stratejik konsept belgelerinin NATO'nun rolünü bir güvenlik kurumu olarak belirlediğini anımsatarak, şu ifadeleri kullandı:
"Acaba şöyle desem yanlış olur mu? 'NATO, mevcut güvenlik sınamaları karşısında aktif rol oynamada etkili değildir ve NATO'daki pek çok ülke mukabele ve katkı açısından NATO misyonlarına yeterli yeteneklere sahip değildir' desem yanlış olur mu? Ya da yine, 'NATO üyeleri arasındaki teknolojik iş birliği yeterli değildir' desem yanlış olur mu acaba? Bence bu soruların cevabı gerçekten büyük önem taşımakta.
NATO bir güvenlik teşkilatına dönüşürken kendi stratejisini de gözden geçirmeli ve müttefikler arasında teknoloji paylaşımını yeniden ele almalı. Bu sebepten dolayı müttefikler arasındaki teknoloji alanındaki iş birliğinin iyileştirilmesi belki güvenlik sınamalarıyla ilgili bize daha fazla yardımcı olabilecektir."
Özlü, Batı'ya mülteci akımının artık herkes için önemli bir güvenlik sorunu olarak algılandığını kaydederek, bunun sebebinin bölgedeki istikrarsızlık olduğunu, iş birliğinin bölgedeki sınamalar açısından önemli olacağını bildirdi.
Geçen yıllarda Türkiye'nin füze konusunda bir Çin şirketini teknoloji tedarikçisi olarak seçtiğini anımsatan Özlü, NATO müttefiki olmayan bir ülkeyi bu program için seçmeleri nedeniyle eleştirildiklerini hatırlattı.
Özlü, "NATO müttefikleri arasında teknoloji paylaşmaya gerçekten açık mıyız? Birbirimize teknoloji alanında destek vermeye hazır ve istekli miyiz? Biz füze sistemini yerel bir tedarikçiden almaya karar verdik yabancı teknik destekle birlikte. Bütün müttefikler ve dost ülkeler de teknik destek tedarikçisi olmak isterlerse bunu da memnuniyetle karşılarız." ifadelerini kullandı. AA