Önce Ukrayna, Katar ve Azerbaycan... Yerli ve milli SİHA "Bayraktar TB2" şimdi de Polonya semalarında boy göstermeye hazırlanıyor.
Türkiye bununla ilk defa NATO ve Avrupa Birliği (AB) üyesi bir ülkeye yüksek teknoloji içeren SİHA ihraç etmiş olacak.
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Murat Yeşiltaş, Polonya ordusunun envanterine girmeye hazırlanan ve sınıfının en iyisi olan TB2’nin ve diğer Türk SİHA’larının sahadaki önemini TRT Haber’de değerlendirdi.
Türkiye'nin ilk milli ve özgün SİHA'sı Polonya yolcusu...
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) May 25, 2021
Türkiye, ilk defa NATO ve Avrupa Birliği üyesi bir ülkeye yüksek teknoloji içeren SİHA satıyor. Prof. Dr. Murat Yeşiltaş, Türk SİHA'larının sahadaki önemini @trthaber'de değerlendirdi. pic.twitter.com/drYn0OULfA
Türkiye’nin Batı ve NATO pazarında SİHA ihracatı neden önemli?
Prof. Dr. Murat Yeşiltaş, Polonya’ya gerçekleşecek SİHA ihracatının, Türk savunma ihracat tarihinin en önemli satışlarından biri olduğunu vurguladı.
"Çünkü Polonya bir Avrupa ülkesi ve aynı zamanda NATO üyesi bir ülke. Dolayısıyla Türkiye’nin savunma pazarında sadece NATO dışı veya Batı dışı ülkelere yönelik satış yapmadığı, tam tersine Batı içerisinde satış yapabilme gücüne de kavuştuğunu bize gösteriyor."
"Öncelikle şunun altını çizmek lazım; Türkiye, birçok platformda savunma sanayii kompleksi ya da zinciri açısından Batı ile birlikte değerlendirilmesi gereken bir ülke. Tamamlanmış, anahtar teslim bir platform olarak Batı pazarına giriyor olmak demek başka bir oyuncuya dönüştürüyor sizi. En önemlisi bu. Türkiye bu bakımdan ilk defa NATO üyesi bir ülkeye son derece stratejik diyebileceğimiz bir platformu satmış oluyor."
"Türk SİHA'ları gerçek harp tecrübesine sahip"
Türkiye'nin artık bir drone gücü haline geldiğine değinen Yeşiltaş, drone savunma sanayii pazarında en önemli 5 aktör arasına girmeyi başardığını anlattı.
"Türkiye, Amerika, Çin, İsrail ve Fransa gibi aktörlerle birlikte değerlendirebileceğimiz bir ülkeye dönüşecek. Türk SİHA'larının en önemli
özelliği, gerçek harp tecrübesine sahip olması. Buradaki tecrübe basit bir tecrübe değil. Burada da çok az ülkenin böyle bir tecrübeye sahip olduğunu görüyoruz. Birinci özelliği birçok farklı çatışma ortamında denenmiş olması. Bu bakımdan özellikle çatışma alanlarındaki farklılığın çok yüksek olduğunu biliyoruz. ABD bile bu kadar farklı çatışma alanlarında kendi drone'larını kullanabilmiş değil. Bu birçok farklı tehdit unsuruyla Türkiye’nin drone kabiliyetini geliştirmesini beraberinde getiriyor."
Polonya’ya yapılan SİHA ihracatını stratejik açıdan da değerlendiren Yeşiltaş,
Türkiye’nin savunma sektöründeki oyuncu olma potansiyelinin giderek artan bir noktaya ulaştığını belirtti.
Yeşiltaş, Türkiye'nin ABD ve İngiltere’den sonra en önemli gerçek harp tecrübesine sahip hava kuvvetleri ülkesi olacağı ve bunun NATO için vazgeçilmez bir husus olduğunun altını çizdi.
"Bugün belki İHA üreten bir Türkiye olarak tanımlıyoruz ama yarın kendi hava savunma sistemlerini katmanlar şeklinde tamamlayacak bir ülkeye dönüşecek. Eğer özellikle Türkiye’nin savaş uçağı projesinde de beklenen yol haritasında sağlıklı şekilde başarıya ulaşılırsa bu Türkiye’yi hava gücü olarak da başka bir noktaya taşıyacak. Belki bugün İHA platformları küresel ölçekte savunma pazarının çok küçük miktarını oluşturuyor olabilir. Ancak Türkiye, yarın kendi muharip uçağını üreten, kendi savunma, uydu, deniz sistemlerini üreten bir ülke olduğu zaman bu NATO için Türkiye’yi jeopolitik ve coğrafi önemden NATO’nun savunma-saldırı kabiliyetine tam manasıyla adapte eden en önemli güç haline getirecek."