İngilizcesi ‘Unidentified Flying Object (UFO)’ olan tanımlanamayan gök cisimleri, çok eski dönemlerden beri insanlığın ilgisini çekmeyi sürdürüyor. Evrende başka yaşamlar olup olmadığı konusuna cevap arayanlar için, her türlü UFO iddiası çok önemli hale geliyor.
Meksika’da “uzaylı mumyası” olduğu iddia edilen bazı mumyaların kamuoyuna duyurulmasıyla birlikte, UFO ve uzaylıların gerçek olup olmadığı konusu yeniden gündeme geldi. Türkiye’nin önde gelen astronomi bilimi insanlarından Prof. Dr. Ethem Derman, daha önce ABD Başkanlık yarışına katılan Hillary Clinton’un da “Seçilirsem devletteki tüm UFO dosyalarını açıklayacağım…” vaadinde bulunduğunu hatırlatarak, “Kafası çalışan birtakım insanlar bu ilgiyi kendi çıkarları için kullanıyorlar. ‘Uzaylılar geldi mi gelecek mi?’ konusu, sahtekarların para kazanmak için her zaman kullandığı bir yöntemdi. Şimdi politikacılar da kullanmaya başladı…” diyor.
NASA Merkezli Tartışmalar
Tartışmaların ağırlıklı olarak NASA merkezli ve ABD’de gerçekleştiğine dikkat çeken Derman, şunları söylüyor:
“ABD Kongresi’nde UFO oturumu yapıldı. Bir milletvekili NASA’yı sıkıştırdı, çeşitli bilim insanlarından bir komisyon kuruldu. Komisyonun ilk işi ‘UFO’ yerine ‘Unidentified Anomalous Phenomena – UAP’ ifadesini kullanmak oldu. UFO’cular çok kızdı çünkü bu kelimeyi ‘uçan daire’ yerine kullanıyorlardı. Sonuçta 36 sayfalık bir rapor yazıldı ve UAP’ların uzaylılarla bir ilişkisi olmadığına karar verildi. Yine ABD’de devlette görev almış bir bürokrat medyanın önüne çıktı ve gazetecilerin sorularını yanıtladı. ABD’nin uzaylıları sakladığını ileri sürdü. Bilim insanları buna çok güldü çünkü ortada yine hiçbir kanıt yoktu. Ben açıkçası, bu açıklamaları yazan kişinin bir kitap yazmasını bekliyorum! Son olarak da Meksika’da ‘uzaylı mumyaları’ olduğu iddia edilen şeyler yine politikacılar tarafından görücüye çıkarıldı. Bunun da gerçek olmadığı çok çabuk ortaya çıktı. Zaten bulan kişi daha önce sürekli uzaylı mumyası bulan bir kişiymiş.”
Ötegezgenlerde Yaşam Olup Olmadığı Araştırılıyor
Herkesin bilinmeyene yönelik merakı olduğunu kaydeden Derman, astronomi bilimi için ise konunun ana çalışma alanı olduğuna dikkat çekiyor. Güneş sistemindeki sekiz gezegen ve güneş sisteminin ötesinde 6 bin ötegezegen keşfedildiğini vurgulayan Prof. Dr. Derman, son yıllarda ağırlıklı olarak bu ötegezegenlerde yaşam olup olmadığının araştırıldığını ifade ediyor.
Yıldızlar Arası Seyahat Mümkün Değil
Bilimsel yaklaşmayanların yıldızlararası seyahati çok kolay sandığını belirten Derman, “Gerçek bunun tam tersi. Yıldızlar çok uzaktalar. Örneğin Güneş bize 150 milyon km uzakta iken ona en yakın yıldız 40 trilyon km uzakta” diyor. İki yıldız arasındaki mesafenin bu kadar büyük olduğunu belirten Derman “Einstein, ışık hızından daha yüksek bir hız olmadığını ispatladı. O hıza ulaşan kütle de enerjiye dönüşüyor. Işık hızında giden bir uzay geminiz olsa dahi Dünya’dan Güneş’e 8 dakikada gidebilirsiniz ama en yakın yıldızı, 4,2 yılda gidebilirsiniz. Bu hesapları ilkokul öğrencisi bile yapabilir ama UFO’cular yapamıyor…” diyor.
Işıktan Hızlı Olmaları Mümkün Değil
Fizik yasalarının evrensel olduğunu, bu nedenle ne kadar gelişmiş olursa olsun, herhangi bir yaşam formunun bu yasalara tabi olduğunun altını çizen Prof. Dr. Derman, şunları söylüyor:
“Işık, saniyede 300 bin km hızla ilerliyor. Evrende ışık hızından daha yüksek bir hız olmadığı için, UFO’cuların iddia ettiği gibi ‘uzaylılar çok gelişmiş’ olsalar bile ışıktan hızlı olmaları mümkün değil. Bu nedenle ışıktan hızlı bir uzay aracına sahip olmaları da mümkün değil…” yorumunu yapıyor.
Uzaylılar Bize Gelemez, Biz Onlara Gidemeyiz
Bilinen evrende yaklaşık 2 trilyon galaksi var. Her birinde ise ortalama 100 milyar yıldız olduğu tahmin ediliyor. Güneş Sistemi ve Dünya’nın içinde bulunduğu Samanyolu galaksisinde 400 milyar yıldız bulunuyor. Ayrıca Samanyolu içinde 6 bin civarında ötegezegen var. Bu yüz milyarlarca yıldız ve ötegezegen içinde yaşam olup olmadığı henüz bilinmiyor. Derman, “Bunlar içinde yaşam bulunması olasılığı çok yüksek. Şu anda bilim dünyası ‘o yaşamı nasıl buluruz’ sorusu ile uğraşıyor. Bulursak da çok yakınımızda, ‘100 ışık yılı’ uzaklıkta bir gezegende bulabileceğiz ve ne onlar bize gelebilecek ne biz onlara gidebileceğiz…” diyerek yine mesafelere dikkat çekiyor. Uzayda yaşam bulunursa onlarla en fazla haberleşilebileceğini belirten Derman, Dünya’dan ışık hızıyla gönderilen mesajın 100 yıl sonra onlara ulaşacağını, 200 yıl sonra da cevabının geleceğini ifade ediyor ve ekliyor:
“Bilim dünyası bu geniş evrende bizden başka yaşamların olduğu konusunda genellikle hemfikir ve onları aramaya devam ediyor ama bugüne dek ne gelen ne de giden bir uzaylı olmamıştır. Bu nedenle insanlar kendilerini kandıranları değil, bilimi takip edip ona güvenmeli…”