Hayatımıza oyuncak olarak girdi. Küçük, uzaktan kumandalı model uçaklar gibiydiler. Önce maketçilerde, sonra oyuncakçılarda, teknoloji marketlerinde ve en sonunda neredeyse mahallemizdeki küçük markette bile satılır hale geldiler.
Drone'ların önce bir hobi ürünü olarak ortaya çıkması, ucuzlayıp oyuncak haline gelmesi, ardından da ticari kullanım örneklerinin oluşması çok hızlı oldu.
Hepsi 2000’li yıllarda yaşandı. Oysa drone'ların gelişimine giden süreç 1800’lü yılların ilk çeyreğine kadar uzanıyor.
Kapıyı, 1800’lü yıllarda sırp bilim insanı Nicola Tesla’nın uzaktan kumandanın atası sayılan cihazın patentini alması araladı. Elbette uçan bir cismi idare etmek üzere yapılmış bir buluş değildi bu. Ancak kullanıldığı birçok alandan biri de bu oldu.
Uzaktan kumandayla uçan ilk makinelerin neredeyse tamamının ardında askeri kullanım fikirleri vardı. 2000’li yıllara kadar, uzaktan kumandalı uçan araçların tamamına yakını askerlerin kullanması için üretildi.
Potansiyeli farkeden Kanadalı firma oldu
Drone'ların gözetleme, yer saptama, hatta saldırı için geliştirilmesi bir yana işin içinde bol miktarda eğlence olduğu da açıktı. Bunu geliştirmek isteyenler oldu fakat geniş kitlelere ulaştırılabilecek bir ürüne dönüştürebilen çıkmadı. Küçük bir kitleye hitap eden pahalı ürünler vardı. Kanadalı bir firma en basit formda eğlenceli bir ürün çıkardı. Bu ürünün büyük başarısının arkasında görüntü alma yeteneğinin de eklenmesi vardı. Teknoloji küçücük kameralarla uzaktan görüntü aktarımını mümkün kılınca drone'lara sahip olmak isteyenler için yepyeni bir motivasyon oluştu.
Yaygınlaştıkça yeni tartışmalar ortaya çıktı
Drone'ların yaygın hale gelmesiyle ortaya bir takım yasal sorular, sorunlar çıktı.
İlk soru mahremiyetle ilgiliydi. Çünkü herhangi birisi uzaktan kumandalı ve kayıt yapan bu uçan makineyle sizi görüntüleyebiliyordu. Evinin camında dolaşan drone'a ateş edenler bile oldu.
İkinci soru tehlikeyle ilgiliydi. Sonuçta döner pervaneleri olan ve yüksekten insanların üzerine düşerse yaralayabilecek bir alet vardı ortada.
Üçüncü soru kimin kullanıp kimin kullanamayacağı konusuydu. Yani bir ehliyet, lisans gerekmeli miydi?
Dördüncü soru ise güvenlikle ilgiliydi. Özellikle devlet güvenliğiyle ilgili.
Daha bir çok soru ortaya atıldı belki ama genel olarak düzenlemeler bu dört sorun etrafında şekillendi. Uçuşa yasak alanlar belirlendi, kimin kullanıp kimin kullanamayacağı konusu standartlara bağlandı, mahremiyet konusunda genel düzenlemelere drone'lar da dahil edildi. Güvenlik ise cezai şartlarla hukuka girdi.
Drone ehliyeti nasıl alınır?
Türkiye'de drone kullanım kurallarını belirleyen kurum Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM). Satın alınan drone 500 gramdan hafifse kayıt yaptırmadan kullanılabiliyor. 500 gramdan ağır olan drone’ların ise mutlaka SHGM'ye kayıt ettirilmesi gerekiyor.
2016 yılının başında yürürlüğe giren İnsansız Hava Araçları-İHA mevzuatı gereği, 25 kilogramın üzerindeki tüm drone'lar için kullanıcıların 12 saatlik eğitimlerini tamamlayarak, drone ehliyeti alması gerekiyor.
Bu kategorideki drone hobi amaçlı kullanılıyorsa, eğitim alma zorunluluğu yok. Ancak drone 25 kilogramın altında olsa bile uçuş ticari amaçlı yapılıyorsa drone ehliyeti olması şart.
Türkiye’de uçuşa yasak bölgeler
SHGM tarafından bildirilen uçuşa yasak bölgeler şunlar:
• İrtifaya bağlı olmaksızın havalimanlarında, en yakında bulunan pistin kenarından 9 km mesafeden daha yakın sahalar,
• İrtifaya bağlı olmaksızın seyrüsefer yardımcı cihazları, heliport, heliped, hava parkı, Genel Müdürlük resmi internet sitesinde yayınlanmış olan denize iniş/ kalkış alanları, vb.merkez olmak üzere 9 km yarıçaplı sahalar,
• İrtifaya bağlı olmaksızın çok kalabalık bölgeler ve kalabalık bölgeler,
• Daha önceden belirlenmiş “Yasak, Tahditli ve Tehlikeli Sahalar”,
• Askeri binalar ve tesisler, cezaevi, akaryakıt depoları ve istasyonları, silah/fişek fabrika ve depoları gibi kritik yapı, tesis ve varlıkların çevresi,
• Havacılar ve Denizciler İçin Uyarı Bildirimi (NOTAM) ile ilan edilen sahalar.
Ancak arama, kurtarma ve afet gibi öngörülemeyen acil durumlarda, Genel Müdürlük ile gerekli koordinasyonun sağlanması kaydıyla istisnai olarak uçuş izni verilebiliyor.
Kullanım alanı gittikçe yaygınlaşıyor
Gelişimine bakacak olursak drone'lar önümüzdeki yıllarda hayatımızda daha çok yer kaplayacak. Bugün bile birçok alanda kullanılıyorlar.
Askeri alandaki gelişimleri ileride savaşların insansız araçlarla yapılacağını gösteriyor. Ticari alanda yaygın olmasa da her geçen gün gelişim gösteren büyük paraların harcandığı çalışmalar var.
İleride bir insan tarafından kontrol edilmeksizin uçan, teslimat yapan, kontrol görevi yürüten drone'larla karşılaşacağız.
Haber: Tülay TOKLU