Bu sorunun cevabı tarım yapılırken kullanılan yöntemlerde gizli.
Eğer gereğinden fazla ilaçlama ve gübreleme yapılıyor, oluşan bir hastalık fark edilemiyor ve mahsule zarar veriyorsa verimli ve sürdürülebilir tarımdan bahsetmek pek mümkün değil.
Ancak gelişen tarım teknolojilerinin sunduğu görüntülüme, analiz, ilaçlama ve gübreleme gibi imkanlardan faydalanılıyorsa yüksek verimlilikte sürdürülebilir tarım yapmak mümkün.
Gıda ihtiyacının ve sürdürülebilir tarımın öneminin giderek arttığı bu dönemde, tarımda kullanılan teknolojileri ve bu teknolojilerin tarıma olan etkisini İstanbul Bilişim Vadisi'nde bu konuda çalışmalar yapan Girişimci Korhan Yüzbaşıoğlu’ndan dinledik.
Görüntüleme ve analiz sistemleri
Tarımda verimliliği ve sürdürülebilirliği artırmak amacıyla teknoloji ve yazılım geliştiren az sayıda girişimciden biri olan Korhan Yüzbaşıoğlu’na göre her şeyden önce toprağı tanımak çok önemli.
Bunun için kullanılan yöntemlerin başında uydu ve drone sistemleri geliyor. Elde edilen görüntüler bir yazılıma aktarılarak, tarım yapılan arazinin detaylı raporu çıkartılıyor. Bu sayede topraktan maksimum verim alınması için gerekli işlemler adım adım planlanabiliyor.
Görüntüleme teknolojilerinin sağladığı en kritik faydalardan birinin de hastalık tespitleri olduğunu söyleyen Yüzbaşıoğlu:
“Hassas tarım çalışmaları kapsamında uydu, drone veya farklı sensörlerle elde edilen analizler sonucunda nokta atışı çiftçiye nerelerde sorun olduğu nerelerde potansiyel risk oluştuğuna dair bilgiler verilebiliyor. Bu veriler olmadığı zaman çiftçi sorunu fark edemeyebiliyor. Çünkü tarlaya kenarından baktığınız zaman detayını göremezsiniz. Eğer sizin baktığınız yer çok iyiyse yemyeşil sağlıklı bir alan görürsünüz ama belki ortalarda bir yerde hastalık başlangıcı vardır ve siz bunu göremediğiniz için önlem alamıyor oluyordunuz. Bu sistemler olmadığı zaman sorun yaşanmadan önlem alma veya mevcut problemleri tespit etmekteki zorlanmadan dolayı yaşayacağınız verim kayıpları büyük olabiliyordu. Ama bu sistemler sayesinde önlem almak ve kontrol altında tutabilmek mümkün. Bu anlamda da katkısının büyük olduğunu görüyoruz.”
Drone ile ilaçlama ve gübreleme
Drone her ne kadar yeni bir teknoloji olmasa da, gelişen motor ve pil teknolojileriyle son yıllarda tarım alanında da etkin olarak kullanılmaya başlandı. Görüntüleme ve analiz işlemlerinin yanında ilaçlama ve gübreleme işlemlerinde de kullanılabilen insansız hava araçları bu işlemleri daha düşük maliyetle, daha az hata payıyla yapabiliyor. Drone kullanımının hangi şartlarda etkili olduğunu anlatan Korhan Yüzbaşıoğlu şu ifadeleri kullandı:
“Özellikle traktörün işlem yapmasının zor olduğu durumlarda, örneğin çok yağmur yağdı tarla çamur içerisinde ve traktörle girildiğinde tarla bozulacak. Çeltik ekili olan ve tarlada yoğun su olduğu durumlarda, mısırın belli bir yüksekliğe ulaştığı durumlarda drone kullanılması çok anlamlı. Çünkü siz orada hiçbir uygulama yapamıyorken drone ile bunu yapabiliyorsunuz. Drone kullanımı bu şekilde başladıktan sonra traktörün yerine de drone kullanmaya yönelik çalışmalara başlandı. Drone ile yapılan uygulamalar bu kapsamın dışında sıvı gübre ya da farklı kimyasalların uygulanmasında da kullanılmaya başlandı. Operasyonel anlamda bazı durumlarda traktörden daha hızlı olması gibi faydaları da var.”
Düşük maliyet yüksek verimlilik: Akıllı dümenleme sistemleri
Tarımda teknoloji dendiğinde birçok kişinin aklına ilk olarak drone gelse de, en az drone kadar önemli ve verimliliği artıran başka teknolojiler de var. Özellikle gübreleme işleminde kullanılan dümenleme yöntemi, işlem sırasında hem uygulanan gübrenin doğru miktarlarda kullanılmasını hem de fazla gübrelemeden doğan sorunların önüne geçerek tasarruf ve verimlilik sağlıyor.
Mevcut traktör sistemlerine entegre edilebilen bu akıllı dümenleme sistemlerini geliştiren ve uygulayan kişilerden biri olan Yüzbaşıoğlu şunları söyledi:
“Biz manuel dümenleme sistemi diye bir ürün ürettik. Tamamen donanım yazılım her şeyi bize ait. Dünyada da muadilleri var ama yerli olarak ilk bizim yaptığımız bir ürün. Bu ürün şunu yapıyor: tarlada gübre atarken belli bir patern izler çiftçi. Önce belki etrafını döner sonra aralarını doldura doldura ilerler. Ama bunu yaparken traktörün arkasındaki ekipmanın uyguladığı bir genişlik vardır. Bu uygulama sırasında yüzde 5 ile yüzde 40 arasında üst üste bindirme/fazla uygulama sorunu oluyor. Bu sistem bunu çok daha aza indirgiyor. Uyguladığı alanı izlemeye başladığında kendini hizalayabiliyor. Bunun adı manuel dümenleme oluyor. Bu sistem gübre maliyetini de düşürüyor. 100 dönüme gübre uyguluyorsunuz ama 120-130 dönümlük gübre atmış oluyorsunuz, 20-30 dönümlük fazladan gübre atmış oluyorsunuz ve aslında atmamanız gerekiyor. Çünkü üst üste bindirdiğinizde o bölge daha çok geliştiğinde yatma yapabilir, verim kaybedebilirsiniz, hastalık çekebilir bunların hepsi birer risk.
Bunun gibi tarımda kullanılabilen çok fazla teknoloji var, otomatik dümenleme bunlardan biri, değişken oranlı uygulamalar yapan sistemler, ekim esnasında toprağın daha önceden elektronik reçetesini ya da verim haritasını işlediğimizde ona göre farklı miktarlarda tohum bırakan akıllı mibzerler, akıllı spreylemeler. Bunların hepsi tarım teknolojilerinin birer parçası."
“Teknolojiyi daha çok kullanmamız lazım”
Çiftçinin hem zamandan hem de maliyetten tasarruf sağlamasına yardımcı olan tarım teknolojilerinin kullanımı dünyada gittikçe yaygınlaşıyor. Korhan Yüzbaşıoğlu’na göre tarım faaliyetlerinden daha yüksek verim elde edilebilmesi için her çiftçi ziraat mühendisleriyle çalışmalı ve bu teknolojiler geleneksel yöntemlerin içine hızlıca dahil etmeli:
“İklim koşulları ve küresel ısınmanın etkileriyle tarım daha zorlu bir sürece doğru ilerliyor. Bütün dünyada bu zorlu süreçte daha iyi verim alabilmek daha sürdürülebilir kılmak için teknolojiyi kullanıyorlar. Biz de kullanmaya başlıyoruz ama daha hızlı olmamız lazım. Bizde çiftçilik genelde dededen, babadan gelen bir meslek. Bu yüzden bazı algıları değiştirmek zor olsa da çiftçilerin mutlaka birer danışmanlara, ziraat mühendislerine başvurmalarını onlarla mutlaka çalışmalarını tavsiye ederim. O kişiler belki çiftçilerin geleneksel metotlarına aykırı gelecek bazı öneriler verecektir ama onlar hem yeni teknolojileri takip ediyorlar hem dünyadaki gelişmeleri takip ediyor. O anlamda da bilgileri çok kıymetli, onları mutlaka değerlendirmek lazım.”