Antarktika'ya vardıkları andan itibaren soğuk hava koşullarıyla mücadele ettiklerini anlatan Özsoy, hava sıcaklığının 2 derece iken hissedilen sıcaklığın eksi 5 dereceye kadar indiğini bildirdi. Daha önceden haritada belirledikleri noktalarda inceleme yapmak için duraklamak istediklerini, ancak kıtadaki şiddetli rüzgar nedeniyle zaman zaman gemiyi demirlemekte zorlandıklarını belirten Özsoy, bu süreçlerde mürettebatla birlikte ekip üyelerinin de ıslandığını söyledi. Rüzgar dindiğinde, özel korumalı kıyafetlerini ve kara botlarını giyerek, zodyak botlarla kıtada inceleme yapmak için açıldıklarını kaydeden Özsoy, jeodezi (yeryüzünü ölçme işlemleri bilim dalı) ölçüm aletlerini denemek üzere sahaya çıktıklarını dile getirdi.
"Foklarla ilk karşılaşma"
Özsoy, sefer sırasında ilk olarak "Arjantin Carlini Araştırma Üssü"ne gittiklerini, üssün laboratuvarlarını, hastanesini ve kantinini gezdiklerini aktardı. Arjantin araştırma üssünün ardından, Risopatron Şili Araştırma Üssü'ne doğru hareket ettiklerine değinen Özsoy, "Risopatron Şili Araştırma Üssü sürekli faaliyet gösteren bir merkez değil, Türk Antarktik Seferi Ekibi olarak biz üsse gittiğimizde yeni kapanmıştı ve etrafta hiç insan yoktu. İnsanların olmadığını bilen foklar, karada yerlerini aldıklarından hareket kabiliyetimiz sınırlı oldu ama onlarla karşılaşmak güzeldi. Ekipten 3 kişi serbest dalış yaptı ve sediman (kayaçların parçalanması, aşınması sonucu oluşmuş parçacıklar) örneği aldı. Üssün çevresinin fotoğraflarını çektik ve ölçümler yaparak oradan ayrıldık." diye konuştu.
Risopatron Şili Araştırma Üssü'nden sonra Güney Kutup Dairesi'ne gidebilmek için gemiyle yola çıktıklarını işaret eden Özsoy, yolda Bryde Adası'nda durakladıklarını, buradaki buzulların dip kısmından araştırma için önemli veriler sağlayacak toprak ve su yosunu örnekleri aldıklarını vurguladı. Güney Kutup Dairesi güzergahındaki gözlemlerini anlatan Özsoy, "Risopatron Şili Araştırma Üssü'nden, Güney Kutup Dairesi'ne ulaşana kadar zor koşullarda 4 gün geçti. Öyle anlar oldu ki bulunduğumuz noktada, deniz buzları yüzde 80'lik alanı kaplayacak kadar etrafı sardı. Gemi, güzergah üzerinde bulunan Beer Adası'nda demirledi, burada 4,7 metreye serbest dalış yapıldı, görüntü ve sediman örneği alındı." ifadesini kullandı.
"1,2 kilometre uzunluğundaki buz dağlarına rastladık"
Özsoy, demirlenen Beer Adası çevresinde, Türk Antarktik Seferi Ekibinin önemli bir tespitte bulunduğuna dikkati çekerek, "Bu koordinatlarda yer alan adalar sadece 1936 yılına ait bir karalama haritası üzerinde görülmekte. Beer Adası çevresinde, seyir haritalarında ve uydu görüntülerinde seçilemeyen U şeklinde bir ada mevcut. Türk Antarktik Seferi Ekibi, bu U şeklindeki adanın içinde kalan deniz alanının, 3 saatlik çalışma ve ultrasonik ses dalgaları yardımıyla, deniz dibi derinliğini ölçtü, dikey deniz ortamındaki cisimlerin yüzeye olan mesafesini tespit etti ve haritasını çıkardı." değerlendirmesinde bulundu.
Beer Adası'ndan, Horseshoe Adası'na doğru yola çıktıklarını ve yersel doğrulama almak için Rothera İngiliz Araştırma Üssü'nü aradıklarını bildiren Özsoy, "Temmuz ayında ziyaret tarihleri belirlenen İngiliz üssünü ziyaret edip edemeyeceğimizi sorduk, üs komutanı da 'Türk ekibinin ziyaretinden çok memnun olacaklarını' söyledi ve bizde yola koyulduk. Bir gün sürecek bu zorlu yolculukta, 1,2 kilometre uzunluğundaki buz dağlarına ve geminin sağa, sola yattığına şahit olduk. Sonunda Rothera İngiliz Araştırma Üssü'ne vardık ve üssün laboratuvarını, uydu görüntüsü indiren istasyonunu, GPS ünitesini, kütüphanesini, toplantı odasını, uçak pistini, uçak ve zodyak hangarını gezdik, detaylı incelemelerde bulunduk." şeklinde konuştu.
Özsoy, Rothera İngiliz Araştırma Üssü'nden, Anchorage Adası'na geçtiklerini ve orada topografik ölçümler dışında, fok ve kuş dışkısı ile sediman örnekleri toplandıklarını belirtti.