Facebook, Microsoft, Roblox ve Epic gibi şirketlerin milyarlarca dolarlık yatırım planıyla gündeme gelen ‘metaverse’ ile ilgili Türk araştırmacılar da çalışıyor.
ODTÜ Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tuğba Tokel, geliştirdikleri 'Sanal Okul' teknolojisini anlattı.
Facebook'un kurucusu Mark Zuckerberg'in şirketin adını "Meta" olarak değiştirdiğini hatırlatan Tokel, "Metaverse kavramını gerçek hayatın bilgisayar ekranında veya sanal gerçeklik gözlükleriyle simüle edilmiş hali olarak da tarif edebiliriz. Bu ortamda, kişiler kendilerini üç boyutlu karakterleri, yani avatarlarıyla temsil ediyorlar ve ortamdaki diğer avatarlarla etkileşimde bulunuyorlar" dedi.
"Terapiler üç boyutlu ortamlara taşınacak"
Sosyal fobisi olanları, sanal gerçeklik ortamında korkularıyla yüzleştirerek tedavi edebilen "sanal terapi" teknolojisini geliştirdiklerini dile getiren Tokel, "Sanal klinik üzerine çalışmalarımızı yoğunlaştırdık. Bu teknoloji ile psikologlarla görüşmeler koronavirüs ile artan çevrim içi ortamlar yerine üç boyutlu ortamlarda yapılabilecek. Bu ortamlarda kişiler kendilerini çok daha rahat hissediyor ve çok daha rahat ifade edebiliyor" diye konuştu.
"Bu teknolojiyi amaç değil, araç olarak kullanmayı hedefliyoruz"
Tuğba Tokel, yüksek lisans ve doktora öğrencileri ile özellikle eğitim alanında da "metaverse" üzerine pek çok çalışma yürüttüklerini söyledi.
Bunlardan birinin üç boyutlu sanal ortamlarda yabancı dil eğitimi olduğunu ifade eden Tokel, "Eğitim alanında bu teknolojiyi amaç değil, araç olarak kullanmayı ve eğitim ortamlarını üç boyutlu tasarlama konusunda uygun örnek uygulamalar geliştirme amacındayız" diye konuştu.
“Fiziksel gerçekliğe en yakın ortam sağlanıyor”
COVID-19 salgınıyla "sanal okul" projesi üzerine yoğun çalışmalar yürüttüklerini ifade eden Tokel, sosyal ve fiziksel mesafe ile birlikte aslında duygusal olarak tüm insanların birbirlerinden çok uzaklaştığını hatırlattı.
Hem öğrencilerin, hem deöğretmenlerin avatarı var
Özellikle çocukların, okul ortamından uzaklaşması ve sadece ekran başında eğitime devam etmesinin zorluğuna dikkati çeken Tokel, şöyle konuştu:
"Bu teknolojiyle uzaktan öğrenme süreçlerinde, öğrencilerin yüz yüze olmasa bile arkadaşlarıyla beraber sanal okul ortamına girebilmesine imkan sağlanıyor. Klasik iki boyutlu çevrim içi ortamlarda öğrenciler, sadece bir fotoğraf ve kullanıcı adı, pasif şekilde dersi dinliyorlar, hatta isteyenler kameralarını bile kapatıyorlar. Sanal okul gibi üç boyutlu metaverse ortamında ise öğrencilerin hem kendilerinin hem sınıf arkadaşlarının ve hem öğretmenlerinin avatarı var. Biz metaverse ortamlarında bu bulunuşluk hissine odaklanıyoruz."
"Televizyon gibi sanal gözlük de hayata girecek"
Doç. Dr. Tuğba Tokel, üç boyutlu sanal okulların geleceğine ilişkin soru üzerine;
"Bu alanda çok araştırmalar yapılıyor. Çok yakın gelecekte tüm öğrencilerin sanal gerçeklik gözlüğü olduğunu öngöremeyiz. En azından masaüstü sanal gerçeklik ile başlayarak daha sonra evlere gireceği bir dönem, belki üç-beş yıl sonra gelebilecek. Bu çok zor değil, nasıl tüm evlerde televizyon var bu teknoloji de bir şekilde hayata girecek" yanıtını verdi.