Türkiye’nin sahip olduğu yerli ve milli insansız hava araçları son yıllarda imza attıkları işlerle dünyanın en iyileri arasında kabul ediliyor… Ülkemiz sınırları içinde terörle mücadelede büyük katkılar sağlayan milli SİHA’lar gittikleri her coğrafyada ‘oyun değiştirici’ olarak anılıyor.
Bu alanda kendini çok geliştiren Türkiye, söz konusu araçları sadece güvenlik operasyonlarında değil doğal afetlerde de etkin olarak kullanmaya ve çok iyi sonuçlar almaya başladı.
İzmir’deki depremde büyük işler başardılar
Son olarak 30 Ekim 2020’de İzmir’de gerçekleşen ve 115 kişinin hayatını kaybettiği 6,6 şiddetindeki depremin ardından bölgeye karadan ilk ulaşan ekiplerden biri Jandarma personeli oldu.
Ekiplerini hızlı bir şekilde koordine eden ve depremden etkilenen bölgelerin belirlenmesi, enkaz altındakilere ulaşılması, afetin yıkıcı etki gösterdiği yerlere ulaşımın sağlanması gibi farklı konularda görevler üstlenen jandarma personeline, gökyüzünden de Jandarma Genel Komutanlığına ait helikopterler ile insanlı keşif uçakları (İKU) ve insansız hava araçları anlık olarak eşlik etti.
Bu gibi durumlarda kritik görevler üstleniyorlar
Savunma Sanayi Araştırmacısı Kadir Doğan, İzmir depreminin ardından İKU ve İHA’lar tarafından çekilen görüntüleri değerlendirdi.
Türkiye’nin ilk kez 24 Ocak 2020’de Elazığ’da gerçekleşen depremde İHA’ları kullandığını ve çok büyük faydalarını gördüğünü anımsatan Doğan, “O deprem gece olmuş ve çoğu yerde elektrikler de kesilmişti. Milli İHA’lar hemen havalandı, gecenin karanlığında dahi çok değerli görüntüler aldı ve afet yönetiminin doğru bir şekilde işlemesinde son derece yararlı oldu” dedi.
İnsansız hava sistemlerinin en önemli kabiliyetlerinden birinin ISR yani İstihbarat, Keşif ve Gözetim olduğuna vurgu yapan Doğan’a göre TB2 ve Anka gibi platformlarımızın üzerlerinde yer alan görüntüleme sistemleri içerisinde hem yüksek çözünürlüklü gün ışığı kamerası hem de yine yüksek çözünürlüklü kızılötesi kamera bulunuyor. Bu kameralar ve bu kameraları destekleyen çeşitli sensörler yardımı ile gece gündüz demeden bu gibi doğal afetlerde ciddi bir katkı sağlayabiliyor.
Kırsaldan da anlık bilgi alındı
Türkiye’nin doğal afetlerde milli İHA’larını en etkin kullanan ülkelerden biri olduğunu söyleyen Kadir Doğan, İzmir’deki depremin ardından havadan çekilen anlık görüntülerle ilgili olarak şöyle konuştu:
“Koca kentin farklı bölgelerinden dumanların yükseldiği, yıkık bina ihbarı olduğu, enkaz altından çığlık seslerinin duyulduğu bir ortamda tüm bu süreci havadan görüntüleyebilmek ve ilgili merkezlerle anlık olarak paylaşabilmek çok büyük bir avantaj.
Binaların hasar durumu, vatandaşların mevcut hali, tıkanan ulaşım noktalarının yanı sıra kırsal kesimde o an haber alamadığınız yerlerin de çok hızlı bir şekilde havadan görüntülendiğini görüyoruz.
Bu bilgiler enkaz altındaki vatandaşa daha hızlı müdahaleyi, yaralı kişinin daha hızlı bir şekilde hastaneye ulaştırılabilmesini ve eldeki imkanların en doğru, en hızlı şekilde kullanılmasını sağlıyor. Tüm bunları alt alta koyduğunuzda İKU’ların yanı sıra yerli ve milli İHA’ların bu gibi durumları havadan gözlemesi son derece kritik bir görev ve Türk İHA’ları bunu kusursuz bir şekilde yapabiliyor.”
Depremde de yangında da selde de onlar var
Savunma Sanayi Araştırmacısı Kadir Doğan’a göre söz konusu imkan sadece depremlerde kullanılmıyor.
“Türkiye yangında da selde de benzer doğal afetlerde de insansız hava araçlarından maksimum fayda sağlıyor” diyen Doğan, şöyle devam etti:
“İlk etapta sadece terörle mücadele için ve ilgili kuvvet tarafından kullanılan İHA’lar yerli ve milli olarak üretilmeye başlandıktan sonra kısa sürede çok farklı birimlere dağıtıldı.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin hemen tüm birimlerinde İHA-SİHA kullanımı var. Aynı şekilde Jandarma Genel Komutanlığından Emniyet Genel Müdürlüğüne, Milli İstihbarat Teşkilatından Tarım ve Orman Bakanlığına kadar ihtiyaç duyan her kuruma bir şekilde bu araçların tahsisi sağlandı.
Farklı araçlar da hizmete girebilir
Bunu nasıl başardığımız kısmı önemli… Bir ürünü yerli ve milli imkanlarla üretebilmenin bu tür faydaları da var. Daha düşük maliyetle üretiyor, ihtiyaç duyulan sayıya ulaşana kadar üretime devam edebiliyorsunuz. Hatta bu süreçleri yerli olarak işletebildiğiniz için kurumların ihtiyaçlarına göre de değişiklik yapabiliyorsunuz. Kullanım hakları bizde olan ürünlerde ihtiyaca göre konfigürasyonları yaparak, problem odaklı ürün geliştirme yeteneğine sahip oluyorsunuz. Bu durum, söz konusu platformları birçok alanda kullanmanıza ve birbirinden zorlu problemleri çözmenize olanak sağlıyor.
İşte bu nedenle Türkiye, terörle mücadelenin yanı sıra doğal afetlerde de İHA’ları kullanıyor ve çok büyük faydalarını görüyor. Önümüzdeki dönemlerde, ilgili kuruların ihtiyaçlarına göre daha küçük İHA’ların, hatta mikro veya nano sınıftaki platformların bu alanlarda görev alabileceği kanaatindeyim. İHA’lar ile başlayan bu süreçlerin, insansız kara aracı, insansız deniz aracı ve insansız su altı araçları ile devam edeceğini düşünüyorum.”