Yapay zeka (AI) her geçen gün hızla gelişiyor. Peki, bu teknoloji bir gün kendi başına yeni ve yaratıcı fikirler üretebilir mi? Uzmanlara göre, bu oldukça mümkün ve düşündüğümüzden de yakın bir zamanda gerçekleşebilir.
Asıl hedef, yapay genel zekaya ulaşmak. Yapay genel zeka (AGI), bugünkü yapay zekadan farklı olarak sadece belirli bir konuda değil, hemen her konuda düşünebilen ve öğrenebilen bir yapıyı temsil ediyor. OpenAI, Google ve diğer teknoloji devleri bu konuda aralıksız çalışıyor. Birçok uzmana göre AGI’nin hayata geçmesi 2030’a kadar mümkün.
Bu ne demek? Kısaca, yapay zekanın insan gibi düşünebilmesi demek.
Beynimizin en büyük yeteneği, farklı alanlar arasında bağlantı kurup yeni fikirler üretebilmesi. Şu an yapay zeka bunu tam anlamıyla yapamıyor. Daha çok belli konulara odaklanmış durumda. Ama AGI’ye ulaşıldığında, yapay zeka bu esneklikle düşünmeye ve yeni fikirler geliştirmeye başlayabilir.
Jackson Laboratuvarı Enstitüsünde bağışıklık uzmanı olan ve biyomedikal araştırmalar yapan Prof. Dr. Derya Unutmaz ile yapay zekanın fikir üreticiliği üzerine konuştuk.
Prof. Dr. Unutmaz'a göre, bugüne kadar büyük dil modelleri (LLM) dediğimiz yapay zeka sistemlerinin bile yeni fikirler ürettiğine dair elimizde çok fazla kanıt yoktu. Ancak, Stanford Üniversitesi'nde yapılan bir çalışmada bu durumun değişmeye başladığına dair ilk işaretler görüldü. Yapılan bu çalışmada, büyük dil modelleri (örneğin ChatGPT) ile dil bilimciler ve doğal dil işleme (NLP) araştırmacıları arasında bir karşılaştırma yapıldı. Sonuç ise oldukça önemli. Yapay zekanın gerçekten yeni fikirler üretebildiği ve bazı durumlarda bu araştırmacılardan daha iyi sonuçlar verdiği gözlemlendi.
Yine de Prof. Dr. Unutmaz, bu çalışmanın oldukça dar bir alan olan "doğal dil işleme" üzerine odaklandığını ve diğer geniş alanlarda yapay zekanın yeni fikirler üretip üretemeyeceğinin henüz net olmadığını belirtiyor. "Yapay zekanın becerileri hala gelişme aşamasında" diyerek ekliyor:
"Biyoloji ve biyomedikal alanında kendi deneyimlerime göre, yapay zekanın ürettiği fikirlerden sadece birkaçı gerçekten yeni ve iyi oluyor. Diğerleri ise zaten kolayca düşünebileceğim şeyler."
Bu noktada, yapay zekanın şu an için uzman bir insan kadar iyi olmadığını vurguluyor. Ancak teknolojinin hızla geliştiğini ve yeni modellerle birlikte yapay zekanın yaratıcılığının da artmaya devam edeceğini düşünüyor.
Yapay zekanın gelecekte hangi alanlarda daha faydalı olacağına ilişkin soruya Prof. Dr. Unutmaz, özellikle biyomedikal ve tıp alanlarına dikkat çekiyor. "Bu alanlar zaten karmaşık ve milyonlarca verinin analiz edilmesini gerektiriyor. Eğer yapay zeka bu verileri sentezleyip yeni hipotezler geliştirebilirse, tıpta büyük bir devrim yaşanabilir" diyor.
Yapay zekanın biyolojik verileri analiz etme ve sentezleme kapasitesi, insanların uzun yıllar sürecek araştırmalarını çok daha kısa sürede tamamlayabilme potansiyeli taşıyor. Bu da birçok hastalığın tedavisinin hızla geliştirilebileceği anlamına geliyor.
Yapay zekanın şu anki hedefi, insan gibi düşünebilen bir yapıya, yani yapay genel zekaya (AGI) ulaşmak. Yapay genel zeka, belirli konular yerine çok daha geniş alanlarda öğrenme ve düşünme kapasitesine sahip olacak. Prof. Dr. Unutmaz, büyük teknoloji devleri olan OpenAI ve Google gibi şirketlerin AGI'yi geliştirmek için yoğun çalışmalar yürüttüğünü ve bu teknolojinin önümüzdeki 3-5 yıl içinde hayata geçebileceğini belirtiyor.
Prof. Dr. Unutmaz, AGI’nin devreye girdiği anda yapay zekanın sadece odaklandığı konularla sınırlı kalmayacağını, tıpkı insan beyni gibi farklı konular arasında ilişki kurarak yaratıcı fikirler geliştirebileceğini söylüyor. Bu, insan yaratıcılığına rakip olabilecek bir yapay zekanın doğuşu anlamına gelebilir.
Sonuç olarak, yapay zekanın yaratıcılık ve yeni fikirler üretme kapasitesi her geçen gün artıyor. Prof. Dr. Unutmaz, yapay zekanın bir gün insan seviyesinde ya da insanın ötesinde yaratıcı fikirler üretebileceğinden şüphe duymuyor. Bu süreç, zamanla tamamlanacak ve hep birlikte bu gelişmelere tanıklık edeceğiz.