TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Gebze'deki TÜBİTAK MAM Gen Mühendisliği ve Biyoteknoloji Enstitüsünde açıklama yaptı. Mandal, Türkiye'deki aşı ve ilaç geliştirme çalışmalarında temel araştırma noktalarında başarılar bulunduğunu anlattı.
"Türkiye nasıl savunma sanayiinde ithal eden ülkeyken yerlilik oranını yüzde 15'lerden yüzde 70'lere çıkardıysa, şu an sadece COVID-19 için değil geleceğe yönelik Türkiye'nin hem aşıda hem de ilaçta küresel oyuncu olabileceği potansiyeli oluştu."
Mandal, en büyük güvencelerinin Türk bilim insanları olduğunu söyledi. Ayrıca, Türkiye'de araştırma noktasında dağınık bir yapı olduğuna dikkat çekerek, "TÜBİTAK MAM Gen Mühendisliği ve Biyoteknoloji Enstitüsü koordine eden bir yapı. Bu dönemde bizim dünyayla karşılaştırıldığında en önemli farklılığımız bu dağınık yapıyı bu merkezimiz vasıtasıyla koordine ettik" dedi.
436 araştırmacı bir araya geldi
Prof. Dr. Hasan Mandal, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'ın koordinasyonunda Türkiye'de aşı ve ilaç geliştirmelerine yönelik yeni yöntemle 49 farklı kuruluş ve 436 araştırmacının bir araya geldiği bir platform oluşturduklarını açıkladı.
Mandal, kültür değişimi yaşadıklarını ve seferberlik ruhuyla araştırmacıların, genç öğrencilerin gece gündüz çalıştığını dile getirdi.
"Diğer ülkelerin diğer aşı geliştirme çalışmalarında klinik aşamada SARS ve MERS'ten dolayı bir deneyimi vardı. Biz de bu çalışma esnasında belki 5 ile 10 yıl arasında bir zaman dilimini, 1 yıl gibi bir zaman diliminde kendi hücremizden başlayıp, şu anda faz çalışmalarına geldiysek bu önemli bir başarı. Bunun takibinde de planlı şekilde ilerliyoruz. Faz 1, faz 2 ve faz 3."
"7 aşı çalışmasından hiçbiri birbirinin benzeri değil"
436 araştırmacının 17 projede çalıştığını vurgulayan Mandal, şu bilgileri verdi:
"Bunun 7'si aşı, 10'u ilaç çalışmaları ve tedavi yöntemleri. 7 aşı çalışmasından hiçbiri birbirinin benzeri değil, her biri farklı bir aşı tipi. Geleneksel aşı dediğimiz inaktif ama yenilikçi inaktif. İçerisinde kullandığımız etkililiği artıran maddeden dolayı. Diğer 6 aşımız da biyoteknolojik aşılar ve bunlar yurt dışında bulunanların aynısı değil. Yani biz bir kopyalama yapmıyoruz.
Geleceğe yönelik yatırım noktasında hocalarımızın geliştirmiş olduğu tasarımlar dünyada yenilikçi bir tasarımla gerçekleşiyor. Yenilikçi tasarımdan kastımız, etkililiğinin daha yüksek olması ve özellikle bu tip varyasyonlara ve mutasyonlara karşı da hızlı tasarımlarının yenilenebilmesi. Bu anlamda 7 aşıdan 3'ü daha ön planda gitti. Biri virüs benzeri parçacıklara (VLP) dayalı aşı, diğeri yenilikçi inaktif aşı, birisi de adenovirüs tipi aşı."
BioNTech tesisi ne zaman kurulabilir?
Alman biyoteknoloji firması BioNTech'in kurucu ortağı Prof. Dr. Uğur Şahin'le salgının ilk döneminden bu yana iletişim halinde olduklarını söyleyen Mandal, bilim insanı olarak kendisini tebrik ettiğini vurguladı.
Şahin'le iletişimlerinin birlikte neler yapabilecekleri noktasında olduğunu anlatan Mandal, "Hocamızın geçenlerde Almanca yaptığı bir açıklaması ne yazık ki sosyal medyada farklı bir yoruma sebep oldu. Hocamızın 'Şu an Türkiye'nin acil ihtiyacı tedarik. Biz Türkiye'de TÜBİTAK'la bir çalışma içindeyiz.' şeklindeki açıklamaları kendisinin tesis kurması, aşı ve ilaç odaklı çalışmalarıyla ilgili Türkiye'yle neler yapılabileceği noktasındaydı. Şu an BioNTech olarak kendisi tesis kurma noktasında 2022 yılı sonundan evvel tesisin kurulamayacağını ifade ediyor ama bu BioNTech tarafından dolayı yoksa şu an Türkiye'deki altyapılarımızda aşı üretimimiz mümkün" dedi.
Mandal, TÜBİTAK'ın, hücreden faz çalışmalarında pilot ölçekte üretimin yapıldığı bir yer olduğunu ancak üretim merkezi olmadığını belirtti. Bunların üretim merkezinin gerekli yetkinliğe sahip firmalar olduğunu, Türkiye'de de bu anlamda yetkin firmalar bulunduğunu açıkladı.