Duman 10ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Bilim Teknoloji
TRT Haber 08.06.2020 10:15

Yerli ve milli atılım uzayda da devam edecek

Türkiye’nin ilk yerli ve milli metre altı çözünürlüklü yer gözlem uydusu İmece’de çalışmalar tüm hızıyla sürüyor. Bu alanda yerli/milli bir uydunun çok önemli olduğunu anlatan uzmanlar, Türkiye'nin bir sonraki hedefinin SAR uydusu olduğunu söylüyor.

Yerli ve milli atılım uzayda da devam edecek

Uzay her zaman bilinmezliklerle dolu olmasının yanı sıra gelişen teknolojiyle beraber küresel güçlerin rekabetinde en önemli unsurlardan biri oldu. Zaman içinde uzay teknolojileri konusunda adımlar atmaya başlayan Türkiye, önümüzdeki yıl yeni bir gözlem uydusunu yörüngeye oturtabilmek için çalışmalarına devam ediyor.

Türkiye’nin gözlem uydusu yolculuğunda geçtiğimiz günlerde kritik bir süreç daha tamamlandı ve İmece ismi verilen gözlem uydusu modelinin son montajı tamamlandı. Model üzerinde yapılacak testlerin tamamlanmasının ardından bir ileri aşamaya geçilecek ve uzaya gönderilecek uydunun çalışmalarına başlanacak.

Peki, yerli ve milli imkanlarla üretilen bir gözlem uydusu neden önemli? Hem askeri hem de sivil ihtiyaçlar için kullanılacak İmece ülkemize neler kazandıracak?



İmece ismi rastgele seçilmedi

Savunma politikası analisti Turan Oğuz, söz konusu modelde yapısal ve işlevsel testlerin yapılacağını belirterek, eylül ayına kadar vibrasyon ve ısı dayanım testlerinin tamamlanmasının planlandığını söyledi.

İmece’nin Türkiye’nin üçüncü askeri keşif gözetleme uydusu olduğunu hatırlatan Oğuz, “Göktürk 1 ve Göktürk 2 vardı. Şimdi de İmece geliyor. 90 cm çözünürlüklü ilk yerli ve milli gözlem uydumuz bu ve üretiminde çok sayıda yerli firma yer alıyor. Bu nedenle adı İmece” bilgisini paylaştı.

Turan Oğuz, İmece’de çok sayıda yerli bileşen olacağına işaret ederek, şöyle devam etti:

“İmece ilk yerli metre altı çözünürlükte gözetleme uydumuz olacak. Yüksek çözünürlüklü kamera, yeni nesil uçuş bilgisayarı ve yazılımları, elektrikli itki motoru, yönlendirilebilir anten, tepki tekeri, yıldız izler, güneş algılayıcı gibi çok önemli yerli alt sistemlere sahip.

İlk milli gözetleme uydumuz Göktürk 2'den bu yana hem uydu teknolojisi hem de biz ülke olarak çok ilerledik. Burada yazılımın yerli ve milli olmasının üzerinde özellikle durmakta fayda var. Çünkü yazılım kısmının milli olmadığı bir platformda başka bir yere bilgi aktarıp aktarmayacağı konusunda içinizde hep bir şüphe olur ve bu konuda yabancı ülkelere ancak bir yere kadar güvenebilirsiniz. Türkiye, İmece ile milli yazılıma sahip gelişmiş bir gözlem uydusuna daha kavuşmuş olacak.”

'İmece'nin modeli üzerindeki çalışmalarda geçtiğimiz günlerde 'son kaynak' yapılmış ve projede yeni bir aşamaya geçilmişti. Foto: AA['İmece'nin modeli üzerindeki çalışmalarda geçtiğimiz günlerde 'son kaynak' yapılmış ve projede yeni bir aşamaya geçilmişti. Foto: AA]


Göktürk projelerinde önemli dersler aldık

Türkiye’nin gözlem uydusu konusunda daha önce Rasat ve ardından Göktürk 1 ve Göktürk 2 ile farklı süreçler yaşadığını anımsatan Oğuz, o dönemlere ilişkin şunları söyledi:

“2007 yılında yerli Göktürk 2 projesinin sözleşmesini imzaladık. 2009’da ise ithal Göktürk 1’in imzaları atıldı. Programa göre, adlarından da anlaşılacağı üzere, önce Göktürk 1 daha sonra da Göktürk 2 göreve başlayacaktı.

İsrail’in isteğini Türkiye kabul etmedi

Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. O dönemde İsrail ile yaşanan sıkıntılar sonucunda Göktürk 1 projesi oldukça gecikti. İsrail, ‘Türk uydusu İsrail’in üzerinden görüntü almasın’ talebiyle Göktürk 1’in yüklenicileri İtalyan ve Fransız firmalara baskı yaptı. Türkiye de doğal olarak böyle bir talebin kabul edilmeyeceğini bildirdi ve süreç Asya ülkesinden yeni bir yüksek çözünürlüklü kamera temini yapılıncaya kadar uzadı. Sonuçta 2012’de atılması planlanan Göktürk 1 uydusu da ancak 2016 yılında uzaya gönderilebildi.

Göktürk 2 uydusu ise yerlilik oranı daha yüksek olduğu için herhangi bir engelle karşılaşmadı ve daha önce yani 2012’de uzaya gönderildi.

Türkiye, savunma sanayiinin hemen her alanında bu acı tecrübeleri yaşayan bir ülke. O gün İsrail baskı yaptı, yarın başka bir ülke farklı taleplerde bulunabilir ve bunlar milli çıkarlarımızla örtüşmeyebilir. Bu nedenle yerlilik oranın yüksek olmasının, yazılımların milli olmasının önemini görüyoruz. İmece’de de bu bilgiler ve tecrübelerden yola çıkarak planlamalar yapıldı ve adımlar buna göre atıldı.”

Göktürk 2 uydusu aralıklarla Kandil başta olmak üzere terörle mücadele edilen bölgelerin üzerinden görüntüler alıyor. Foto: AA[Göktürk 2 uydusu aralıklarla Kandil başta olmak üzere terörle mücadele edilen bölgelerin üzerinden görüntüler alıyor. Foto: AA]


Uydularımız hem yenilenmeli hem de sayısı artmalı

Oğuz, Türkiye’nin daha yeni ve daha fazla sayıda uydu hedefi olduğunun altını çizerek, “Göktürk 2 fırlatılırken hesaplanan ömrü 5 sene idi, halen görüntü vermeye devam ediyor. Göktürk 1 halen aktif. Rasat uydusu 2011’de fırlatıldı, görevine devam ediyor.

Ancak bir süre sonra bu uydularımız ömürlerini tüketecek. Türkiye bu uydularının ömrü bitmeden daha gelişmiş yenilerini uzaya göndermeli. Ayrıca uzaydaki toplam askeri uydu sayısını da artırmalı.

Daha gelişmiş ve daha fazla sayıda uydu demek, Türkiye’nin daha kısa sürede daha fazla noktadan görüntü alabilmesi demek. Daha fazla görüntü de daha ileri istihbarat anlamına geliyor ki bu da özellikle TSK başta olmak üzere tüm güvenlik güçlerimiz için çok önemli bir ihtiyacın giderilmesi anlamına geliyor.

Uyduların sivil açıdan da önemli faydaları oluyor. Örneğin o yıl tarım arazilerindeki ekinlerin durumu dahi bu yolla takip edilerek, ilgili kurumların buna göre aksiyon alması sağlanabiliyor.

Türkiye 2021'de İmece'nin hizmete başlaması sonrası kısa bir süre içinde eskiyen uydularının yerine ilk elektrooptik yenileme uydusunu uzaya göndermeyi hedefliyor."

2025'te ilk 'SAR uydusu’ geliyor

Turan Oğuz, mevcut elektrooptik kameralı uyduların zorlu hava koşullarında görüntü alamadığına işaret ederek, “Türkiye’nin uydu programındaki bir diğer hedefi de 2025 yılında yörüngeye yerleştirilmesi planlanan 'Göktürk 3 Keşif Gözetleme SAR Uydu Sistemi' olarak görülüyor. Uydudaki Sentetik Açıklıklı Radar (SAR) faydalı yükü ile gece ve gündüz her hava şartında görüntü alınabilecek. Ülkemizin bu hedefini de başarıyla tamamlayacağına gönülden inanıyorum” dedi.

Sıradaki Haber
Sahillerin güvenliği yerli yazılıma emanet
Yükleniyor lütfen bekleyiniz