Raporda, mikroplastiklerin insan sağlığı üzerindeki olası tehlikelerine de dikkat çekiliyor. Bilim insanları, bu küçük plastik parçacıklarının kanser, kısırlık ve kalp hastalıklarıyla bağlantılı olabileceğini ifade ediyor.
Bu miktarın, yaklaşık 18 milyon balinanın midesini dolduracak seviyede olduğu belirtiliyor.
Oceana’nın kurumsal çevre kirliliğiyle mücadele kampanyalarını yöneten Matt Littlejohn, “Coca-Cola, açık ara dünyanın en büyük içecek üreticisi ve satıcısı. Bu yüzden okyanus kirliliği üzerindeki etkileri büyük önem taşıyor” dedi.
Coca-Cola, PepsiCo, Nestlé, Danone ve Altria, 2024 yılında Science Advances dergisinde yayımlanan bir çalışmaya göre dünyanın en büyük plastik atık üreticileri arasında yer alıyor.
Oceana, Coca-Cola’nın 2018-2023 yılları arasında kamuoyuna açıkladığı ambalaj verileri ile satış artış tahminlerini birleştirerek, şirketin plastik kullanımının 2030’a kadar yıllık 4,13 milyon tonu aşacağını öngörüyor.
Plastik atıkların su ekosistemlerine karışma oranını hesaplamak için ise 2020 yılında Science dergisinde yayımlanan hakemli bir yöntem kullanıldı.
Bu hesaplama sonucunda, Coca-Cola’nın plastik atığının her yıl yaklaşık 220 milyar adet yarım litrelik plastik şişeye denk geleceği belirlendi.
Oceana, plastik atığın azaltılması için en etkili yöntemin tekrar kullanılabilir ambalaj sistemlerine dönüş olduğunu belirtiyor. Dönüştürülebilir cam şişelerin 50 defa, daha kalın PET plastik şişelerin ise 25 defa yeniden kullanılabildiği vurgulanıyor.
Coca-Cola, 2022 yılında tekrar kullanılabilir ambalajların “atık azaltmada en etkili yöntemlerden biri” olduğunu kabul etmiş ve 2030 yılına kadar ambalajlarının %25’inin bu yöntemle sağlanacağını taahhüt etmişti.
Ancak şirket, Aralık 2024’te yayımladığı yeni sürdürülebilirlik yol haritasında bu hedefi sessizce kaldırdı.
Şirket, güncellenen hedeflerinde geri dönüştürülmüş plastik kullanımını artırmayı ve toplama sistemlerini geliştirmeyi önceliklendirirken, gazlı içecek şişelerinin geri dönüşümünün zorluklarına ve tüketici alışkanlıklarını değiştirme konusundaki güçlüklerine dikkat çekti.
Çevre savunucuları, geri dönüşümün tek başına çözüm olmadığını ve genellikle şirketlerin sorumluluğu tüketicilere yüklemek için kullanıldığını savunuyor. Littlejohn, “Geri dönüşüm harika bir şey, yanlış anlaşılmasın. Ancak eğer geri dönüştürülmüş plastiği, tek kullanımlık plastik üretmek için kullanıyorsanız, bu büyük bir sorun” dedi.
Plastik üretiminin fosil yakıtlarla bağlantılı olması, şirketlerin plastik kullanımını doğrudan iklim değişikliğine katkı sağlayan bir unsur haline getiriyor.
Ancak uzmanlar, Coca-Cola’nın yeniden kullanılabilir ambalaj sistemlerini genişletme kapasitesine sahip olduğunu belirtiyor. Şirket, Brezilya, Almanya, Nijerya ve ABD’nin güneyindeki bazı bölgeler de dahil olmak üzere pek çok ülkede büyük ölçekli yeniden dolum sistemleri işletiyor.
Littlejohn, “Coca-Cola, sektördeki en büyük yeniden kullanılabilir ambalaj altyapısına sahip. Bunu genişleterek diğer içecek şirketlerine de örnek olabilir” ifadelerini kullandı.
Coca-Cola ise AFP’ye yaptığı açıklamada, geri dönüştürülmüş malzeme kullanımını artırmak ve toplama sistemlerini geliştirmek üzerine çalıştıklarını belirterek, “Yeniden kullanılabilir ambalaj seçeneklerini genişletmeye yatırım yapmaya devam ediyoruz ve bu çalışmalarımız tüketici odaklı stratejimizin bir parçası olarak sürecek” dedi.