Sadece balık türlerine zarar vermekle kalmayıp, balıkçılık kaynaklarına da zarar veren istilacı türler, ekolojinin dengesini bozarak yerel türlerin zaman içerisinde kaybolmasına veya yayılış alanlarında önemli düşüşlere sebep olabiliyor.
Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü de yürüttüğü çalışmalarla bu tehdidi en aza indirmeyi hedefliyor.
Her yabancı tür istilacı değil
Doğası gereği bulunduğu bölgedeki ekosistemi değiştiren, habitatlara, dolayısıyla biyoçeşitliliğe zarar veren, insan sağlığının yanı sıra ekonomik kayıplara sebep olan yabancı türlere ‘denizel istilacı yabancı türler’ deniyor.
Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğünün verilerine göre Türkiye’nin sularında 540 yabancı, 105 de istilacı yabancı tür bulunuyor.
Türkiye’deki iç su ve denizlerde bulunan en önemli sucul istilacı türler arasında Balon Balığı (Lagocephalus sceleratus), Beyaz Sokar Balığı (Siganus luridus), Esmer Sokar Balığı (Siganus rivulatus), Göçmen Denizanası (Rhopilema nomadica), Aslan Balığı (Pterois miles) Deniz Kestanesi (Diadema setosum) geliyor.
Bu türlerin yanı sıra Sivrisinek balığı (Gambusia holbrooki), Zebra midyesi (Dreissena polymorpha), Gümüşi havuz balığı/israil sazanı (Carassius gibelio), Güneş levreği (Lepomis gibbosus), Çakıl balığı (Pseudorasbora parva), Gümüş balığı (Atherina boyeri) türleri de yayılım gösteren diğer istilacı türler.
Stoklar baskı altına alınmaya çalışılıyor
Sucul biyolojik çeşitliliği tehdit eden istilacı yabancı türlere karşı yürütülen çalışmalarda ilk hedef, giriş yolları kontrol ederek yeni giriş oranlarının azaltılması. Bunun için gerekli bilimsel çalışmalar, mevzuat düzenlemeleri ve farkındalık çalışmaları Balıkçılık ve Su ürünleri Genel Müdürlüğünce aralıksız yürütülüyor.
Bu sayede istilacı tür stoklarının baskı altına alınması ve olumsuz etkilerin en aza indirilmesi amaçlanıyor.
Özellikle Balon balığı ve diğer istilacı türlerin ekosistemine girişinden itibaren yürütülen projelerle yayılımı, popülasyon parametreleri ve etkileri bilimsel olarak takip ediliyor.
Stokların azaltılması için yapılan çalışmalardan biri de, istilacı yabancı türlerin üzerinde av baskısı oluşturmak. Bu sayede istilacı yabancı türlerin stoka katılım oranın düşürülmesi hedefleniyor. Çalışmaların en yakın örneği ise 2020 yılında başlatılan ve 2023 yılına kadar devam edecek olan, balon balığı avcılığının desteklenme uygulaması.
5 milyondan fazla balon balığının katılımı engellendi
En çok rastlanan ve en geniş yayılıma sahip olduğu tahmin edilen yabancı istilacı türlerin başında Balon balığı geliyor. Aslan balığı, göçmen denizanasında olduğu gibi balon balıklarının da popülsayonu av baskısı oluşturarak engelleniyor. Bu çalışmaların en önemli paydaşı ise geçimini denizden sağlayan balıkçılar.
Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğünün 2020 yılında başlattığı çalışmayla, Balon balıkları üzerinde av baskısı oluşturularak ekosistemdeki yoğunluklarının azaltılması ve stoka katılımlarının düşürülmesi amaçlanıyor. Bunun için avlanan balık başına balıkçılara ücret ödeniyor.
2020 ve 2021 yıllarında toplam 198 adet balıkçı tarafından avlanılan 56 bin 78 adet balon balığı balıkçılara yapılan destekleme ödemesi karşılığında alınarak ekosistemden uzaklaştırılırdı. Bu sayede 5 milyondan fazla yeni balon balığının stoka katılmasının engellendiği tahmin ediliyor.