Kahve gibi günlük hayat ürünleri, kök boya ve kumaş gibi malzemeler onun tuvalinde bir araya geliyor. Ressam ve Tasarımcı Neslihan Yetişkin ortaya çıkardığı sıra dışı eserleriyle dikkat çekiyor. Yetişkin, sağlık sorunu nedeniyle yöneldiği ekosanatta keşfettiği malzemelerle herkesi şaşırtıyor.
Çocukluk yıllarından itibaren resme ilgi duyan Neslihan Yetişkin’in sanat hayatındaki dönüm noktası bundan altı yıl önce ortaya çıkan alerjik rahatsızlık oldu. O güne değin bütün ressamlar gibi kırtasiyeden aldığı malzemelerle resim yapan söyleyen sanatçı, rahatsızlığı nedeniyle resimde doğal malzemeye yönelmiş.
“Nefes açlığı çekmeye başladım. Zatürre yüzünden çok uzun süre hasta yattım. Resmi artık karakalem yapmam veya hiç yapmamam gerektiğiyle ilgili doktorumdan bir uyarı geldi. Tabii kabul edilebilir bir durum değildi. Bu süreci doğru yönetmek gerekiyordu. Aşırı zordu.”
Çözümü doğada buldu
Kimyasal boyalar kullanarak resim yapamayacak olması üzerine arayışa girdi Neslihan Yetişkin... Çok sevdiği sanatından kopmak yerine çıkış yolunu böylece buldu. Sağlığına zarar vermeyecek doğal boyalar keşfetmesiyle resim macerasına devam etme şansı yakaladı. Bu elbette kolay olmadı kendisi için. Sanatçı, bu süreçte yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
“Türkiye’de birkaç köyle irtibat halindeyim. Reçeteler dokumaya uygun fakat kağıt farklı… Kumaştaki gibi değil; tuvalin üzerindeki malzeme güncel. Sürdüğünüz ham pamuk dokumada oluyor fakat kağıt almıyor. Bazı kağıtlarda doğaya zıt düşen kimyasallar var. Kimi boyayı emiyor kimi kenarda kalıyor. Aslında ben orada zorlandım. Sonra baktım ki bu iş böyle olmayacak, doğal kağıt kullandım. Doğal kağıt, doğal boya derken yelpaze gitgide genişlemeye başladı.”
“Bir sanatçı için bu bile zenginlik”
Doğal boyalarla yaptığı ilk resim sanatçı için çok özel. Atölyesinde, tam karşısında duruyor. Bu eserin kendi için neden bu denli önemli olduğunu şu ifadelerle anlatıyor:
“Bu resmi yaptığımda mor, pembe, fuşya kullandım. ‘Allah’ım buldum, nefis bir şey bu başardım’ dedim. Renkler soldu, rengarenk bir tablo mat pastel tonlara dönüştü. Hiç resim yapamazsın denilen bir sanatçı için bu bile zenginlik. Benim hikayem, benim hayatım... Burada sizi sorgulayacak, ‘Ya bu böyle olmaz sanatta’ diye bir otorite yok. Bu benim için yeterli. Gerisi çok fazla beni ilgilendirmiyor. Benim için bir çıkış yolu mu? Evet, çıkış yolu... Beni mutlu ediyor mu? Sonsuz…”
Araştırmalar sonucunda reçeteler elde etti
Ressam ve Tasarımcı Neslihan Yetişkin doğal malzemelere ilk yöneldiğinde yaşadığı en önemli sıkıntı, boyalara ilişkin herhangi bir reçete ya da kaynak bulunmayışı oldu. Yetişkin, umudunu kaybetmeden sıkı bir araştırmaya girişti:
“Eski arşivlerle başladım. Zaten bu benim icat ettiğim bir durum değil. Fakat hiçbir usta dört dörtlük ‘ölçüsü şu’ diye yazmamış. Ve yapan ustayla birlikte de hepsi ortadan kaybolmuş. Biraz oralardan biraz yurt dışındaki dostlarımdan bilgi aldım. Tek bir yerden, öğrendim diyemiyorum. Dünyada bu işi yapanlar var. Onlarla irtibat halindeyim. Kitapları var, reçetelere bakıyorum. Hocalarla diyalog halindeyim.”
“Olmaz dediler...”
Doğal boya ve malzemeler kullanılarak yapılan eserlere çok rastlanılmıyor. Hele Yetişkin’in bu işe soyunduğu 6 yıl önce neredeyse hiç rastlanılmıyormuş. Yetişkin, o günlerde eserlerine verilen tepkileri unutmuyor:
“Bu resimler neden böyle diye bir anlamadılar... Ben de anlatamadım. Önce bir ‘Yok daha neler, boyanı da kendin yapacaksın tasarımını da… Ve bununla bir sergi açacaksın, olmaz’ dediler. Çok zor ve meşakkatliydi. Önce bir şaşırdılar... Sonra yavaş yavaş uluslararası firmalar, ‘Biz bunu kendi mağazamızda sergileyebilir miyiz?’ demeye başladılar. Altı yılın sonunda, şu an Milli Eğitim Bakanlığıyla işbirliği yapıyoruz. Üniversitelere gidiyoruz. Uluslararası mağazaların ortasındayız. Artık anlaşılabiliyorum, bu benim için çok keyifli, inşallah daha güzel yerlere gelir, daha güzel amaçlarla devam ederiz.”
Eserlerini üretirken doğaya saygılı
Sanatçı Neslihan Yetişkin, sayesinde resim yapmaya devam edebildiği doğaya karşı da son derece duyarlı. Buna eserlerini üretme aşamasında da azami özen gösteriyor:
“İster istemez doğadan bir şeyler alarak üretiyoruz. Doğadan aldığım birazcık kaya parçası bana bir yıl yetiyor. Evimin balkonunda bir ağaç var. 12 ay boyunca üzerinde minik meyvecikler var. Karga oraya konuyor. Tek bir tane yiyip ayrılıyor. Doğal boyada buna çok dikkat ediyorum. Boya yapacağız derken doğayı tahrip edip ‘Ben doğal boyadan resim yapıyorum’ diyerek bir meşe ağacındaki bütün meşeleri indirip stoklayamam. Tahribat değil, sohbet gibi; biraz senden biraz ondan… Bunları yaparken meşe ağacı da dikmemiz lazım. Alma verme dengesini doğru kullanmak gerektiğini düşünüyorum. Çünkü doğanın içinde de böyle bir sistem var. Bu sistemde doğru ilerlememiz gerekir.”