Evinizdeki elektronik cihazları düşünün... Tüm o kablolardan beyaz eşyalara, televizyonlardan şarj cihazlarına kadar sadece tek bir evde bile ne çok elektronik eşya var öyle değil mi? Bir de apartmanınızdaki, mahallenizdeki her hanede aynı oranda elektronik cihaz olduğunu ve birçoğunun görece kısa süre içerisinde de kullanım dışı kalacaklarını düşünün. Zira elektronik eşyalar dünyada en hızlı atığa dönüşen ürünlerden. Eğer önlem alınmazsa elektronik atık miktarının 2050 yılında iki katına çıkması bekleniyor.
Bunun en büyük nedeni, planlı eskitme.
Elektronik cihazların hızla yenisi üretiliyor, yenisi üretilirken de eskisi ya yakılıyor, ya da çöp dağlarında yerini alıyor. Zira üretimi hızlı olsa da, elektronik cihazların geri dönüşümü hiç kolay olmuyor. Her yıl dünyada atığa dönüşen 54 milyon ton elektronik cihazın sadece yüzde 10'u geri dönüştürülebiliyor. Geri dönüşümün uluslararası standartlara göre yapılması gerekiyor çünkü yeterince denetlenmeden yapılan dönüşüm, zararlı maddelerin doğaya salınmasına yol açıyor. Toprak ve içme suyu kirleniyor, atıklar hem doğayı hem de sağlığı tehlikeye atıyor.
Gelişmiş ülkeler elektronik atık çıkarma konusunda zirvede. Amerika, Avrupa ve Çin elektronik atık üretiminde başta geliyor. Elektronik cihazların sürekli daha akıllısı, daha yeni modellerinin çıktığı bu çağda, kullanılmayan elektronik atıklar çığ gibi büyüyor. Ayrıca her yıl madenlerden çıkarılan altının da yüzde 10’u e-atık haline geliyor. Yani dünyanın değerli kaynakları da kayboluyor.
Elektronik Atıkların Geri Dönüşümünü Destekleme Derneği Başkanı Burak Köktürk'e dünyada artan elektronik atık tehlikesini sorduk.
Elektronik atıklar nereye atılıyor, nasıl imha ediliyor?
Gündelik hayatımızın bir parçası olan cep telefonlarından büyük beyaz eşyalara, televizyon ve küçük ev aletlerine kadar tüm elektronik eşyalar kullanım dışı kaldığında elektronik atık haline geliyor. Tamir edildiğinde ise eski elektronik eşya statüsünde kullanmaya devam edebiliyoruz. Bizler tüketiciler olarak elektronik atıkları ne yazık ki çöpe atıyor, hurdacılara veriyor veya evimizde belki bir gün lazım olur diye biriktiriyoruz. Türkiye'de lisanslı toplama oranı yüzde 5 civarı olduğu ve oluşan elektronik atığın yüzde 95'i doğru geri dönüştürülemediği için, ekonomik ve çevresel kayba yol açıyor.
E-atıkların nasıl imha edilmesi ya da geri dönüştürülmesi gerekir?
Evimizde artık gözden çıkardığımız elektronik atıklarımız veya tamiri mümkün olmayan, tek kullanımlık dizayn edilen aydınlatma ekipmanları, florasan lamba, yazıcı kartuşu gibi atıklar varsa bunları belediyelerin atık getirme merkezlerine veya elektronik atık toplama kutularına bırakmamız gerekir. Ancak, ne yazık ki elektronik atıklar bilinçsizlik ve umursamazlık nedeniyle merdiven altı tesislerde veya hurdacılarda ilkel yöntemlerle çevre ve sağlık hiçe sayılarak geri dönüştürülüyor veya doğrudan çöpe atılıyor ve düzenli depolama tesislerinde yeraltında kalıyor. Elektronik atıklar içerdikleri tehlikeli maddelerden dolayı uluslararası standartlara uygun şekilde geri dönüşüm yapan tesislerde işleme tabi tutulması gereken atıklar ve bu tesislerde işlenmesi gerekiyor.
Geri dönüşümü doğru yapılamayan e-atıkların doğaya ve insan sağlığına zararı var mı?
Elektronik eşyaların daha verimli çalışmasını sağlamak için ağır metaller dahil birçok zehirli bileşen kullanılıyor. Tüplü televizyonların içinde kurşun, fosfor, piller; florasan lambalarda civa, soğutma ekipmanlarında soğutucu gaz ve lazer yazıcı kartuşlarında kanserojen toz kullanılıyor. Bunlar havaya, suya, toprağa karıştığında insan ve çevre sağlığı bakımından büyük riskler oluşturuyor.
Türkiye'de ne kadar elektronik atık çıkıyor? Nasıl bir geri dönüşüm süreci izleniyor?
Ülkemizde her yıl yaklaşık 847 bin ton elektronik atık ortaya çıkıyor ve sadece yüzde 5'i geri dönüştürülebiliyor. Lisanslı firmalar ve belediyelerin işbirliği ile toplanan bu atıklar uluslararası standartlara uygun şekilde geri dönüştürülüyor. Elektronik eşyaların içinde metal, plastik gibi Türkiye'de geri dönüşümü olan parçalar çıktığı gibi içinde değerli madenler olan kart grubu da çıkıyor. Ancak kart rafinasyonu yüksek maliyetli ve sürekli bir kart tedariği gerektirdiği için, geri dönüşüm rafinerisi ülkemizde yok ve yurt dışına gönderiliyor.
Dünyada e-atık toplama süreci doğru yönetiliyor mu? Dünyayı ve Türkiye'yi nasıl riskler bekliyor?
Elektronik atık her yıl yüzde 6 'lık artış hızıyla tüm dünyada en hızlı artan atık türü olma özelliğini koruyor. Ancak ne yazık ki toplama oranları hala çok düşük. Dünyada toplama ortalaması yüzde 10, Avrupa ortalaması yüzde 33. Buradan da anlayabileceğimiz gibi aslında ambalaj atıkları gibi kolayca toplanabilen bir atık türü değil. Kirleten öder prensibinden hareket ile elektronik üreticilerinin tüm toplama maliyetini karşılaması bekleniyor ancak bu çok maliyetli bir süreç olduğu için üreticiler bu konuda adım atmaya istekli değiller. Elektronik atık sorunu aslında kolektif bir şekilde çözüme ulaşılabilecek bir problem. Üreticiler, tüketiciler, belediyeler, yetkilendirilmiş kuruluşlar ve bakanlıklarla tüm paydaşların bir araya gelerek üretecekleri çözüm daha kalıcı ve verimli olacaktır.
Grafik: Şeyma Özkaynak