Türkiye yer altı zenginlikleri açısından şanslı bir ülke… Topraklarında birbirinden değerli madenler ve mineraller bulunuyor. Bunlardan biri de pek bilinmeyen ama aslında önemli bir endüstriyel hammadde olan zeolit.
Zeolit, özellikle son yıllarda büyük rağbet görüyor. Bunun nedeni de organik tarımdan besiciliğe hatta endüstriyel atıkların temizlenmesine kadar çok sayıda alanda kullanılmasından ileri geliyor.
Bu denli önemli bir hammadde olan zeolit, nerelerde bulunuyor ve önemi nereden geliyor? İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Mühendislik Fakültesi Maden Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. İlgin Kurşun ile zeolit mineralini ve bu mineral hakkında merak edilenleri konuştuk.
1950’li yıllardan sonra saptanmaya başladı
Zeoliti mikro boşluklara sahip alüminosilikat mineraller olarak tanımlıyor Prof. Dr. Kurşun ve bilinen 170’in üzerinde sentetik, 40’ın üzerinde ise doğal zeolit minerali bulunduğunu söylüyor.
Dünyada zeolit oluşumlarının 1950’lerden sonra saptanmaya başladığını belirten Prof. Dr. Kurşun, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Hemen hemen tüm kıtalarda yaygın olduğu görüldü. Volkanik kayaçlara ek olarak deniz ve göl tüflerinin de zeolit içerdiğinin saptanması sonucu, doğal zeolitlerin kullanım alanları hızla genişledi. Yeryüzünde sedimanter kayaçlarda en fazla klinoptilolit oluşumları mevcut olmakla beraber mordenit, filipsit, şabazit, erionit ve analsim minerallerine de sıklıkla rastlanıyor.”
“Dünya üretiminin yaklaşık yüzde 60’ı Küba’da”
Peki dünyada ne kadar doğal zeolit rezervi bulunuyor? Prof. Dr. Kurşun, konuyla ilgili, “Dünyadaki doğal zeolit rezervleri konusunda kesin bir bilgi olmamakla beraber 1989 yılında 250 bin ton olan dünya doğal zeolit üretimi, 2017 yılında 1milyon 100 bin tona ulaştı. Yine dünya üretiminin yaklaşık yüzde 60’ı Küba tarafından gerçekleştiriliyor. Çin, Kanada, Japonya ve ABD ise diğer önemli üreticiler” diyor.
En önemli zeolit yatakları Balıkesir-Bigadiç ve Manisa-Gördes’te
Gelelim Türkiye’ye… Zeolitin Türkiye’de ilk defa 1971 yılında tespit edildiğini ifade eden Prof. Dr. Kurşun, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Ülkemizde zeolit adına yapılan ilk keşif 1971 yılında Gölpazarı-Göynük civarında bulunan doğal bir zeolit türüne aittir. Türkiye’deki önemli zeolit oluşumları klinoptilolit, şabazit, mordenit, erionit ve analsim mineralleridir.”
Türkiye’de Balıkesir, Bigadiç, Manisa, Gördes, Kütahya, İzmir, Bolu, Kapadokya gibi yörelerde zengin zeolit yatakları bulunuyor. Bunlar arasında en önemli olanları ise Balıkesir-Bigadiç ve Manisa-Gördes’te bulunan yataklar.
“Manisa-Gördes’te Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) tarafından detaylı rezerv etütleri yapıldı. 18 milyon ton görünür ve 20 milyon ton zeolitik tüf rezervi tespit edildi. Balıkesir-Bigadiç bölgesinin ise yaklaşık 500 milyon ton rezerve sahip olduğu tahmin ediliyor.”
2021’de 36 bin 947,78 ton zeolit üretildi
Diğer bölgelerde detaylı bir çalışma yapılmadığını ifade eden Prof. Dr. Kurşun, “Türkiye genelinde toplam rezervin 50 milyar ton civarında olduğu tahmin ediliyor. Ülkemiz genelinde MTA’nın 2017’de yapmış olduğu çalışmaya göre klinoptilolit ve hölandit minerallerinin görünür ve muhtemel rezerv miktarı 344 milyon 217 bin 73 ton” diye açıklıyor.
Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün raporuna göre 2021’de 36 bin 947,78 ton zeolit üretildi.
“Geleneksel açık ocak madenciliği teknikleriyle kullanılıyor”
Zeolit direkt kullanılabilen bir mineral değil. Kullanıma hazır hale gelmesi için çeşitli aşamalardan geçiriliyor. Süreci Prof. Dr. Kurşun’dan öğreniyoruz:
“Doğada bulunan zeolitleri üretmek için geleneksel açık ocak madenciliği teknikleri kullanılır. Öncelikle cevhere ulaşmak için örtü tabakası kaldırılır. Sonrasında önden yükleyici makineler veya kesici bıçaklarla donatılmış traktörler gibi modern iş makineleri vasıtasıyla cevher ana kayadan koparılır. Cevherin sert ve mekanize kazıya elverişli olmadığı durumlarda ise delme ve patlatma tekniği ile üretim yapılır.”
Çevre kirliliği kontrolünden enerji sektörüne geniş kullanım alanı
Zeolitin hayli geniş bir kullanım alanı bulunuyor. Enerji, madencilik, tarım, kağıt sanayii, metalürji gibi pek çok alanda zeolitten faydalanılıyor. Bunlara daha yakında bakmak gerekirse en fazla kullanıldığı alanlardan birinin çevre kirliliğini kontrol olduğunu görüyoruz. Çevre kirliliği kontrolünde zeolit, özellikle sanayi atık sularından çeşitli ağır metalleri uzaklaştırmak için kullanılıyor. Yine şehir atık suları ve içme sularından toksik etkiye sahip amonyum uzaklaştırılmasında, baca gazlarının temizlenmesinde ve çöp depolama alanlarında da başvuruluyor.
Enerji sektöründe ise zeolit, doğal gazların saflaştırılmasında ve kurutulmasında, ısı depolayıcısı olarak, oksijen üretimi ve güneş enerjisi depolama sistemleri gibi çalışmalarda öne çıkıyor.
Ve tarımda zeolit kullanımı… Tarımda da zeolitten sıkça faydalanılıyor. Gübre katkısı olmasının yanı sıra, bitki besin maddelerinin yıkanmasını engellemede, bitki yetiştirme ortamında besleyici iyonların bitkiye aktarılması buna sadece birkaç örnek.
Zeolit bunların da yanı sıra madencilikte uranyum yataklarının araştırılmasında, akvaryumda amonyak ve hidrojen sülfür seviyelerinin azaltılmasında, kağıt üretiminde dolgu maddesi olarak da kullanılıyor.
Grafik: Hafize Yurt