Havanın da bir kalite indeksi var ve hepimizi yakından ilgilendiriyor. Hava kalitesi nedir, nasıl takip edilir, nasıl önlemler alınır? Bu soruların cevabını İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesinden Prof. Dr. Filiz Koşar’a sorduk.
Havanın kalitesi neden düşüyor?
Toros, soluduğumuz havanın içinde bir doğal bileşenler bir de bilhassa sanayileşmeyle beraber sonradan katılmış sıvı, gaz ya da katı halde maddeler olduğunu söylüyor. Sonradan katılan bu maddelerin oranına göre hava kalitesi belirleniyor. Yani havada az miktarda kirletici madde varsa havamız kaliteli, çok miktarda varsa hava kalitesi düşük olarak isimlendiriliyor.
Sanayi tesislerinde hava kirliliğini önleyici süzgeçlerin varlığı, fosil yakıtlar, iklim değişikliği etkileri, şehir planlaması, sanayi tesislerinin nerede konumlandırıldığı, meteorolojik ve topoğrafik şartlar, trafik yoğunluğu, şehrin konumu gibi etkenler hava kalitesi üzerinde belirleyici rol oynuyor.
Toros şunları söylüyor:
“Eğer bulunduğumuz bölge civarında bol miktarda sanayi tesisi varsa ve evimiz daha çok rüzgâr altı tarafında, yani rüzgârlar sanayi tesislerinden evimize doğru geliyorsa veya trafiğin yoğun olduğu bölgeler rüzgârın geldiği tarafta ise maalesef diğer taraflarda havanın kalitesinin düştüğünü görüyoruz.”
Altı farklı renkle ifade ediliyor
Türkiye’nin tüm illerinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlı hava kalitesi ölçüm istasyonları var. Bununla birlikte belediyelerin de kendi bölgelerinde hava kalitesini ölçtüğü istasyonlar bulunuyor. Toros’un aktardığına göre bu istasyonlarda ölçümler belirli mevzuatlara göre yapılıyor.
Ölçüm istasyonlarından çıkan sonuçlar ‘havaizleme.gov.tr’ adresinden takip edilebiliyor. Sonuçların herkes tarafından anlaşılabilir olması için hava kalitesi düzeyi genel olarak altı renkle ifade ediliyor.
Toros, şu an hava kalitesinin en düşük olduğu yerlerin Çin, Hindistan, Pakistan, Afganistan, İran, Mısır’ın farklı bölgeleri ve Brezilya’daki bazı bölgeler olduğunu söylüyor. Orta Avrupa’da sanayinin yoğun olduğu bölgelerde de zaman zaman hava kalitesinin düştüğünü belirtiyor.
Türkiye’de durum nasıl?
Bakanlığın verilerine göre Türkiye’de hava genel olarak iyi ya da orta düzeyde.
Toros, “Ülkemizde tamamen, sürekli kirli bir şehirden bahsedemeyiz ama tüm şehirlerimizde zaman zaman hava kalitesinin düştüğünü veya arttığını görebiliyoruz” diyor.
Hava kalitesinin düşmesinden kimler etkileniyor?
Prof. Dr. Filiz Koşar, hava kalitesinin düşmesinin birtakım sağlık sorunlarına yol açtığını belirtiyor. Buna duyarlı olan grupların öncelikle çocuklar, yaşlılar, solunum yolu hastalıkları olanlar, KOAH, astım, bronşit gibi kronik hastalığı olanlar, kalp damar hastalıkları olanlar olduğunu söylüyor.
Gebeler ve daha fazla maruz kaldıkları için dış ortamda çalışanlar da hava kalitesinin bozulmasından etkileniyor.
Tehlike anne karnında başlıyor
Koşar, çocukların henüz anne karnındayken hava kalitesindeki bozulmadan etkilenebildiğini söylüyor.
Dış ortamdaki hava kirliliği kadar iç ortamdaki hava kirliliği de önemli. İç ortamdaki hava kirliliğini en çok bozansa sigara dumanı. Koşar, şunları söylüyor:
“Çocuklar hem gebelik döneminde, yani annelerinin karnındayken hem erken çocukluk döneminde kalitesiz, kötü hava koşullarına maruz kaldıkları zaman birtakım hastalıklar için risk artıyor. Şöyle ki erken çocuklukta hışırtılı çocuk sendromu, astım gelişimi, alerjik duyarlanmanın artışı, akciğerlerin ve hatta beyin yapısının gelişiminde bozulma gibi ciddi problemlere neden olabiliyorlar.”
Nasıl önlemler alınabilir?
Fosil yakıt kullanımının azaltılması, yenilenebilir enerjiye yönelme gibi büyük ölçekli önlemlerin yanında bireysel olarak yapılabilecekler de var. Bunların başında ev içi hava kalitesini düzenlemek geliyor.
Koşar, trafiğin yoğun olduğu saatlerde pencereleri kapatmayı, dış ortamda spor yapmamayı, iç ortamda sigara dumanına maruz kalmamayı öneriyor. Maske önerisinde de bulunuyor:
“Maske takılması, maskenin hava kirliliğinin önlenmesi ya da solunması açısından çok ciddi yararları bilimsel olarak gösterilememişse de yine de biz çok kötü kalite hava solunan zamanlarda öneriyoruz. Burada maskenin kalitesinden çok yüze sağlam bir şekilde oturması daha önemli.”
Ciddi sağlık problemleri olanlarınsa kirliliğinin yoğun olduğu bölgelerde yaşaması tavsiye edilmiyor.
İç ortam havasını temizleyen cihazlar
Koşar, “İç ortam havasını temizleyen birtakım ticari, ozan gazı veya farklı gazlar kullanan temizleyiciler var. Bunların da dikkatli ve titiz bir şekilde değerlendirilmesi gerekli. Her zaman bunlar yarar getirmeyebiliyor. Bazen temizlik yerine solunum veya kardiyak açıdan zararlı etkileri de olabiliyor. Bu tip aletleri kullanırken dikkatli olunması, hangi gaz kullanılıyor, ne yapılıyor bunlara özen gösterilerek seçilmesini önermek istiyorum” diyor.
Hava kalitesi takip edilmeli
Bakanlığın web sitesinden hava kalitesinin durumunu sürekli takip etmek de öneriliyor.
Toros, “Bulunduğumuz şehirde kırmızı, kahverengi veya mor renkleri gördüğümüz zaman sağlığımız açısından faaliyetlerimizi azaltmakta ve soluduğumuz havanın daha temiz olması için ne gerekiyorsa yapmamızda fayda var diye düşünüyorum” diyor.