Sıcaklıkların yükselmesi, fırtına, dolu ve hortum gibi ani gelişen ekstrem hava olaylarından gezegendeki tüm canlılar etkileniyor. Peki ya kuşlar bu değişimden nasıl etkileniyor?
Bu sorunun yanıtını almak için işinin uzmanı bir isme danıştık. Dünyanın birçok noktasında kuş gözlemi yapan yaban hayatı uzmanı Emin Yoğurtçuoğlu küresel ısınmanın kuşlar üzerindeki etkisini anlattı.
“Yaklaşık bin 600 kuş türü tehlike altında”
İklim değişiklikleri neticesinde çok sayıda türün tehlike altında olduğunu söyleyerek söze başlıyor Yoğurtçuoğlu...
“Küresel iklim değişikliği sadece insanlığı etkileyen bir durum değil. Dünyadaki birçok canlı adaptasyon gösteremediği için yok olma eşiğine gidiyor. Ve bu bir zincirleme reaksiyon gibi, işin ucunda bize dokunacak bir şey. 10 bin 800 kuş türünden yaklaşık bin 600 tanesi yakın bir gelecekte yok olma tehlikesi altında.”
Kuşlar değişimden nasıl etkileniyor?
İklim değişikliği sonucu yaşanan hava olayları kuşlar üzerinde birbirini takip eden olumsuzluklara yol açıyor. Kuşlar için ilk değişiklik bulundukları yaşam alanlarından başlıyor. Habitatları ile birlikte besin kaynakları da değişen kuş türünün nesli beslenme sorunundan dolayı tehlike altına giriyor. Kuşların yaşadığı bu olumsuz süreci Emin Yoğurtçuoğlu şu örnekle anlatıyor:
“Tropik bölgede bir dağ düşünelim. Bin ile 2 bin metre arasında yaşayan kuş türleri ısınmadan dolayı yukarı doğru gidiyor. Ama o bin ile 2 bin metre arasındaki yerde onun besleneceği ağaç ve canlılar var. Eğer bu hayvan bu ısınmadan dolayı hızlı yer değiştirirse bu sefer kendi beslenme düzeninin dışına çıkıyor. En yukarıda yaşayan canlıları düşünelim. 3 bin metre sınırına yakın ağaç sınırında yaşayan kuşlar ise gidecek bir yer bulamadığı için sayıları azalıyor.”
Rotalar değil döngü değişiyor
Konuyla ilgili en çok merak edilenlerden biri de kuşların göç rotalarını değiştirip değiştirmedikleri. Göç eden kuşların kullandığı rotaların milyonlarca yılda oluştuğunu ve tamamıyla değişmesinin mümkün olmadığını belirtiyor Emin Yoğurtçuoğlu. Dikkat çeken değişikliklerin kuşların göç ettiği dönemlerde olduğunu söylüyor:
“Mevsimlerden dolayı leylekler eskisine göre daha çok kalıyor ülkemizde. Kışın Afrika'ya gitmesi gerekirken birçok leyleğin gitmediğini görüyoruz. Kalıyorlar. Kırlangıçlar daha geç gidiyorlar. Ya da sinekkapan kuşları kışın etrafımıza sinek kalmadığı için Afrika'ya giderler. Daha erken geliyorlar. Havalar erken ısındığı için.”
Yoğurtçuoğlu, iklim değişikliğinin kuşlar üzerindeki etkisinin en çok da deniz kuşları üzerinde görüldüğünü vurguluyor.
“Biz bunu uluslararası camiada deniz kuşları üzerinde çok iyi görüyoruz. Okyanus akıntılarının yönleri ve zamanlamaları değiştiği için İzlanda'da ya da İskoçya'nın kıyılarında üreyen kuşlar balık popülasyonları yeteri kadar olmadığı için aç kalıyor, hastalanıyorlar. Yavrularını besleyemiyorlar. Bunun neticesinde toplu ölümlerle yok oluyorlar. Bu çok kritik derecede şu an, bizi endişe ettiren boyutta. Çünkü deniz kuşlarının popülasyonları ciddi düşüşte.”
“Yaşadığımız gezegenle bir bütün olduğumuz unutulmamalı”
Pek çok kuş türü için sulak alanlar hayati öneme sahip. Emin Yoğurtçuoğlu, onların yaşam alanı olduğu için bu bölgelerin korunmasının önemine değiniyor. Bireysel olarak atılacak ilk adımın ise gözlem ve farkındalıktan geçtiğini söylüyor:
“Bizim Türkiye'de yapacağımız çok fazla iş var. En başta sulak alanların kontrol altında tutulması. Küresel iklim değişikliğine karşı durmak bireysel olarak zor olabilir. Ama çevrenizi fark etmemiz hepimize faydası olan bir şey. Etrafımızda yaşayan canlıları fark etmek, oradaki değişimi idrak etmek adına ilk adımdır. Biz bugün doğamızda bir yere gittiğimizde her yeri çöp içinde buluyoruz. Yaşadığımız gezegendeki yaşamla bir bütün olduğumuzu unutursak bu değişimler yakın gelecekte hepimizi çok ciddi etkileyecek.”