OMÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Uzun, yaptığı açıklamada, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti'ni içine alan 56 bin hektar alana sahip deltayı Kızılırmak Nehri'nin taşıdığı alüvyonların oluşturduğunu anlattı.
Kıyı erozyonunun deltayı yıldan yıla aşındırdığını, bunun için mendireklerle çözüm arandığını anlatan Uzun, "Dalgalar, kıyı erozyonuna sebep olurlar ama akarsuların getirdiği alüvyonlar bu gerilemeyi azaltmakta hatta akarsu ağızlarında birikme yaparak delta oluşumlarına sebep olmaktadır." dedi.
Prof. Dr. Uzun, şunları söyledi:
"Öncelikle Kızılmak Deltası'nın hemen gerisinde Kızılmak üzerinde Altınkaya ve Derbent barajlarının yapılmasından sonra denize gelen sediment (tortu) bütçesi ciddi manada azalmıştır. Daha önce yaklaşık 23 milyon ton civarında bir sediment denize gelirken bu barajlardan sonra yıllık 300 bin tona kadar gerilemiştir. Dolayısıyla da deltayı besleyen sediment azalırken diğer taraftan kıyı erozyonu aynı hızla devam ediyor. Bu da kıyıların gerilemesine sebep oluyor."
Mendireklerin yapılmasının ardından Kızılırmak Nehri artık doğu ve batı yönünde deltayı besleyemediği için bu kez özellikle doğu tarafta kıyı gerilemesi başladığına vurgu yapan Uzun, "Yani kıyıda dalga erozyonu devam ediyor ve bunu durduracak bir faaliyetimiz yok. Bütçenizi düşünün bir kişi olarak geliriniz azalmış, gideriniz artmışsa borca giriyorsunuz. Şu anda cepten yiyor Kızılırmak Deltası diyebiliriz." ifadelerini kullandı.
İklim değişikliğine bağlı olarak deniz seviyesinde yükselmelerin olduğunu ve yakın gelecekte kıyılarda ciddi sıkıntılar yaşanacağının öngörüldüğünü belirten Uzun, şöyle devam etti:
"Küresel ısınma artmaya devam ederse iyimser senaryoya göre deniz seviyesinin 100 yıl sonraki yüksekliği yarım metre, normal senaryoya göre yaklaşık 1 metre ve kötümser senaryoya göre yaklaşık 3 metre. Eğer deniz seviyesi 1 metre yükselirse kıyı çizgisi, özellikle böyle alüvyon arazilerde, bir birim yükseldiğinde deniz seviyesi, kıyı çizgisi 100 birim geriye gidiyor. Bizi bekleyen tehlikelerden bir tanesi deniz ilerlemesi özellikle alçak arazilerde devam ediyor. Bugün bazı yükseltisi fazla olmayan ada devletleri daha şimdiden gelecekte ülkeleri su altında kalırsa nereye taşınacağız diye tedbir almaya çalışıyor. Bizim de özellikle alçak kıyı ovalarımız, delta ovalarımız gelecekte büyük bir arazi kaybına uğrayacak. Ülkelerin tarihi için 100 yıl çok büyük bir rakam değil. Biz 100 yıl için konuşacak olursak deniz 1 metre yükseldiğinde deltanın önemli bir kısmı su altında kalacak. Bütün kıyılarda geleceğe dönük planlı bir yönetim uygulanması gerekiyor."
İklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için en son Paris İklim Anlaşması, Kyoto Protokolü gibi uluslararası tedbirler alınmaya çalışıldığını hatırlatan Uzun, bireysel olarak da karbon ayak izinin (atmosfere salınan sera gazlarının karbondioksit cinsinden karşılığı) küçültülmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Samsun'un Bafra, 19 Mayıs ve Alaçam ilçeleri sınırlarında bulunan Kızılırmak Deltası, Türkiye'nin önemli sulak alanlarının başında geliyor.
İçinde subasar Galeriç Ormanı bulunan delta, 365 kuş türünün yanı sıra 554 bitki, 35 balık, 42 memeli, 260 omurgasız, 13 sürüngen ve 12 amfibi türü için yaşam alanı sağlıyor.