Düşünün, bir çocuk sınıfta oturuyor, gözleri tahtada ama zihni bambaşka bir yerde... İşte dissosiyasyon tam olarak bunu ifade ediyor. Kişi bedenen bir yerde olsa da zihni orada değil. Kimi zaman yetişkinlerde de görülen bu durum, çocuklarda daha derin ve etkili bir şekilde kendini gösterebiliyor. Çocuğun içine kapanması ya da ani duygusal değişiklikler yaşaması, dissosiyasyonun işaretlerinden biri olabilir.
Uluslararası kaynaklar, "zihnin travmadan kaçışı" olarak tanımlanan dissosiyasyonun yaygınlığına dair çarpıcı veriler sunuyor. Amerikan Psikiyatri Birliği'ne göre, çocukların yaklaşık yüzde 10'u hayatlarının bir döneminde dissosiyatif belirtiler gösteriyor. Savaş bölgelerinde ya da aile içi şiddet ortamında büyüyen çocuklar bu riski daha yoğun yaşıyor. UNICEF ise savaş bölgelerinde travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ve dissosiyasyonun çocukların yüzde 60’ında görüldüğünü bildiriyor.
Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Önder Küçük ile dissosiyasyonun çocuklar üzerindeki etkilerini ve bu durumun nedenlerini detaylı bir şekilde ele aldık.
Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Önder Küçük, dissosiyasyonun bedenin travmaya karşı geliştirdiği bir savunma mekanizması olduğunu ifade ediyor. Küçük, özellikle çocukların sınırlı baş etme kapasiteleri nedeniyle bu duruma daha yatkın olduklarını vurguluyor.
"Kaçmanın ya da savaşmanın mümkün olmadığı durumlarda birey donma ve kopma tepkisi vermektedir. Çocuklar, onları çok korkutan, strese sokan veya baş edemeyecekleri kadar zor durumlarla karşılaştıklarında dissosiyasyonu bir baş etme ve 'hayatta kalma' yöntemi olarak kullanabilirler. Çocuklar, yaşadıkları travmayı bilinçaltına iterek gerçeklikten kopuyor ve bu kopuş, genellikle dikkat dağınıklığı ve hafıza problemleri şeklinde kendini gösteriyor."
Dissosiyasyon, çocukluk döneminde yaşanan travmatik deneyimlerin bir sonucu olarak ortaya çıkabiliyor. Peki, hangi travmalar bu duruma yol açıyor?
"Fiziksel, cinsel veya duygusal istismar, ihmalkar ya da güvensiz ebeveynlik tarzı, psikolojik bozukluğu veya bağımlılık problemi olan bir yetişkinle yaşamak, ağır stres, kazalar, savaşlar, doğal afetler, ölüm ya da boşanma gibi büyük kayıplar çocuklar için travmatik olabilir. Çocuklar, bu tür deneyimler sonucunda dissosiyasyon geliştirebilir."
Dissosiyasyon yaşayan bir çocuğu fark etmek kolay olmayabilir, ama dikkatli bir göz birçok ipucu yakalayabiliyor. Peki, aileler ve öğretmenler, hangi belirtileri gözlemleyerek bu durumu anlayabilir? Önder Küçük belirtileri şöyle sıralıyor.
"Çocuklar dissosiye olduklarında hayal kuruyormuş ya da dalmış gitmiş gibi gözükebilirler. En sık görülen belirtinin gözlerini bir noktaya dikip çevreden gelen uyaranlara cevap vermedikleri durumlar olduğu belirtilmektedir. Dissosiyasyon yaşayan bir çocuk belli durumlarda kendi duygularına, anılarına ve kimliklerine uzak bir hale gelebilir. Bu tür durumlarda karşısındakini aldırmıyormuş, görmezden geliyormuş gibi gözükebilir ya da diyalog veya sohbetten kopabilir."
Küçük ayrıca, yaşanan önemli ya da travmatik olayların unutulmasının, sık sık dalgın ya da transa geçmiş bir görünüm sergilemenin ve bir anda olduğundan daha küçükmüş gibi davranmaya başlamanın da belirtiler arasında olduğunu ifade ediyor. Bunun yanı sıra, çocukların kendilerine üçüncü bir kişiymiş gibi hitap etmeleri, işitsel ya da görsel sanrılar yaşamaları da dissosiyasyonun diğer dikkat çekici işaretleri arasında yer alıyor.
Çocukların, dijital içerikler ve sosyal medyada maruz kaldıkları travmatik içeriklerden kaçınmak için gerçeklikten koparak sanal bir dünyaya sığındığını ifade eden Önder Küçük, bu durumun dissosiyasyonu tetiklediğini vurguluyor.
"Sosyal medya platformlarında görülen, gösterilen 'harika hayatlar' eşleşmediği zaman, özellikle çocukların, bu durumdan kaçınmak için gerçeklik yerine, sanal bir gerçeklik yaratmaya çabaladıkları bilimsel çalışmalarda gözlemlenmiştir. İnsanların sosyal medyada vakit geçirirken de dissosiye olabildikleri ve geçen zamanı kontrol edemiyormuş gibi hissettikleri de yapılan birçok çalışmada gözlemlenen bir durumdur."
Peki, tedavi ve çözüm yöntemleri neler?
Önder Küçük, dissosiyasyon yaşayan çocukların düzenli bir uyku düzenine ve sağlıklı beslenme alışkanlıklarına ihtiyaç duyduğunu vurguluyor. Bunun yanı sıra, stresle başa çıkmalarını kolaylaştıracak destek mekanizmaları ve güçlü sosyal ağların önemine de dikkat çekiyor. Uluslararası araştırmalar da bu görüşü destekliyor. İngiltere'de yapılan bir araştırma, erken yaşta başlanan terapilerin dissosiyatif bozuklukların şiddetini azalttığını ve çocukların topluma daha kolay uyum sağladığını ortaya koyuyor. Erken müdahale, çocukların gelecekte daha sağlıklı ve dengeli bireyler olarak yetişmelerine olanak tanıyor.