Konuşma bozuklukları, genellikle konuşma ve dil becerilerinin normal gelişim sürecindeki sapmalardır. Kekeleme ise, konuşurken tekrarlamalar, takılmalar, uzatmalar, blokajlar veya sözcükleri atlamalar şeklinde kendini gösterir.
Erken yaşta görülen kekemeleme ise çocukların konuşma becerilerini geliştirme sürecinde yani genellikle 2-5 yaş arasında ortaya çıkabiliyor. Bu dönem çocukların konuşma becerileri hızla geliştirdiği bir süreç olduğundan, bazı çocuklar kekeleme sorunu yaşayabiliyor.
Peki, kekemelik kalıcı olur mu? Uzmanlara göre, bu durum çocukların konuşma becerilerinin normal gelişim sürecinde bir sapma olarak görüldüğünden, genellikle zamanla kendiliğinden düzeliyor. Fakat, ebeveynler böyle anlarda panikleyebiliyor ya da endişelenebiliyor. Çocuk Psikoloğu Pınar Daldikler, çocuklarda görülen kekelemenin neyin göstergesi olabileceğini değerlendirdi.
“Nörolojik ve odyolojik değerlendirme esastır”
Daldikler bu durumu, öncelikle, beynin fizyolojik yapısından kaynaklı yaşanan organik bir sıkıntı olarak tanımlıyor ve erken yaş dönemindeki kekemeliğin birçok sebebinin olabileceğini anlatıyor. Daldikler, kekemelik gibi bir konuşma sorununun psikolojik temelli olup, olmadığının anlaşılması gerektiğinin de önemine işaret ediyor:
“Kekemelik gibi bir konuşma sorununun psikolojik bir sebepten kaynaklı olmadığını anlamak için önce nörolojik bir muayene ardından odyolojik bir değerlendirme esastır.
Nörolojik ve odyolojik bir sıkıntı olmadığı takdirde travmatik yaşantıdan kaynaklı bir kekemelikten bahsediyorsak çocuğun yaşına uygun psikoterapötik sürecine başlıyoruz.”
Peki, kekemeliğe ne sebep olabilir?
Erken yaşta görülen kekemelik sorununun birçok psikolojik temeli olabiliyor. Daldikler, bu sebepler arasında işitmeye yönelik bir sıkıntının olabileceğine dikkati çekerken, çocuğun konuşurken doğru nefes alamamasının da kekemeliğe neden olduğunu söylüyor.
Çocuk sol elini kullanmaya yatkınken ebeveynlerin onları sağ elini kullanmaları için yönlendirmesi de kekemeliğin nedenlerinden biri. Bazı çalışmaların bu durumu gösterdiğini söyleyen Daldikler, bu durumun beyinde konuşma merkezine baskı yaptığından kekemeliğin gerçekleşebildiğini belirtiyor.
Zeka gelişimi ve dil gelişiminin aynı hızda ilerlememesi de bir neden. Daldikler, çocuğun gelişimsel dönemine göre zeka gelişiminin dil gelişiminden önde gitmesinin kekemeliğe neden olabileceğini söylüyor. Bu durumdan kaynaklı yaşanan kekemeliğin zaman içerisinde çocuğun dil gelişiminin tamamlanmasıyla geçeceğini de ekliyor.
Daldikler, her çocukta aynı sonuca neden olmayan yoğun kaygı, korku yaşamanın da çocuklarda kekemeliğe yol açabileceğini ifade ediyor. Her korku ve kaygı yaşayan çocukta kekemelik görülmediğinin de altını çiziyor. Dolayısıyla kekemelik görülen çocukların yapısı ve genetik faktörleri bu durumun oluşmasında önemli oluyor.