Sınırlar, kurallar, disiplin... Çocuklar genellikle bu kavramlara tepkili görünse de aslında bu durum gerçeği tam olarak yansıtmıyor.
Kurallar ve sınırlarla çevrili bir ortamda çocuklar kendilerini daha güvende hissediyor, belirsizlikten kaynaklanabilecek kaygıları ise azalıyor. Burada dikkat edilmesi gereken nokta ise, ebeveynlerin disiplini uygulama şekli... Sert, katı veya tutarsız disiplin yöntemleri, çocukların kurallara karşı daha fazla direnç göstermesine neden olabiliyor.
Peki, sınırlar çocuklara nasıl fayda sağlıyor ve ebeveynler kuralları çocuklarına nasıl etkili bir şekilde öğretebilir?
TRT Çocuk Psikolojik Danışmanlarından Esra Er, bu konudaki sorularımızı yanıtladı.
"Sanılanın aksine, kuralların olmadığı bir düzen çocuğun ihtiyacı olan bir düzen değildir."
Psikolojik Danışman Esra Er, kuralların önemini anlatarak başlıyor sözlerine. Er’e göre, çocuklar kuralları sevmese de aslında öngörülebilir bir düzende yaşamaktan hoşlanıyor.
"Çocukların büyüme sürecinde güvenlik, istikrar, sağlıklı bağlar kurmak, dünyayı anlamlandırmak, öngörülebilir bir düzende yaşamak gibi bazı psikolojik ihtiyaçları bulunmaktadır. Adil ve tutarlı kuralların varlığı, tüm bu ihtiyaçları karşılar.
Rutinlerin olduğu bir düzen, çocuklara güven verdiği gibi sosyal çevrelerini de ebeveynler tarafından belirlenmiş makul sınırlar içerisinde keşfetmelerini sağlar. Özellikle erken çocukluk döneminde, öngörülebilir bir günlük yaşam; güven duygusunun inşası için gereklidir. Çocuk, güvenli sınırlar içinde dünyayı keşfetmeye ihtiyaç duyar. Bu da ancak kurallarla mümkündür."
Kurallar, çocukların duygusal ve sosyal gelişimlerini olumlu yönde etkileyen ve onların sağlıklı bireyler olmalarını sağlayan önemli araçlardır. Sanılanın aksine, sınırlar ve kurallar aslında çocukların kendilerini daha güvende hissetmelerine yardımcı olur. Günlük rutin için bazı kuralların olması, yaşamı çocuklar için öngörülebilir kılar. Belirsizliğin olmaması kaygıyı azalttığı gibi güven duygusunu da olumlu yönde destekler.
Kurallar, çocuklara neyin kabul edilebilir olduğunu öğretirken, ebeveynlerin kuralları uygulama şekilleri onların gelişimini doğrudan etkiliyor. Tutarlı ve adil bir yaklaşım, çocuklara güvenli bir ortam sağlıyor, öte yandan, sert ve ödüllendirme yerine cezalandırma odaklı bir tutum ise kaygı ve düşük özsaygı gibi olumsuz duygusal sonuçlara yol açabiliyor.
Esra Er ebeveynlerin sınırları nasıl çizmesi gerektiğini şöyle anlatıyor:
"Yaş grubuna göre değişiklik göstermekle birlikte, kuralların basit ve açıklayıcı olması mühimdir. Karmaşık ifadelerden uzak biçimde kısaca ifade edilen kuralların uygulanabilirliği daha yüksektir. Bir diğer unsur, kuralların anlaşılabilir nedenlerinin olması ve bunların çocuklara açıklanmasıdır. Koyulan kuralın arkasındaki nedeni bilen ve mantığını kavrayan çocuk, kurala uymak konusunda da istekli olacaktır. Kurallar belirlenirken pozitif bir dil kullanılması, çocuğun yaklaşımını da olumlu etkiler. 'Odanı dağıtma' yerine 'odanı toplu tut' demek, daha etkili olabilir."
Er, kurallara uyulmamasının bir yaptırımı olması gerektiğini ancak ebeveynlerin bu süreçte adil ve tutarlı tutumlarının önemine vurgu yapıyor.
"Kurallara uymamanın sonuçları, kurallarla eş zamanlı olarak oluşturulmalıdır. Çocuk, kurala uymadığında nasıl bir sonucu olacağını yolun başındayken bilmeli, bu sonuç adil ve tutarlı bir biçimde belirlenmeli ve uygulanmalıdır. Uygulama sürecindeki en önemli madde, tutarlılıktır. Kuralların tutarlı bir şekilde uygulanması, öngörülebilirlik ihtiyacının karşılanmasını sağlar. Anne ve babanın kurallar konusunda ortak bir tutum sergilememesi karmaşa yaratır. Bunun yanında, çocuğa kuralların kolaylıkla göz ardı edilebileceği mesajını verir."
"Kuralları uygulamak konusunda tutarlı olunduğu kadar esnekliğe de alan tanınmalıdır" diyor Esra Er ve esnekliği şöyle örneklendiriyor:
"Çocuğun misafir varken geç yatmasına izin vermek, hasta olduğunda odasını toplamasını beklememek gibi istisnalar, tutarlılığı bozmaz, aksine çocuğa hayat boyu kullanacağı esneklik becerisini kazandırır. Burada önemli olan, bu istisnanın sebebinin çocuğa açıklanmasıdır.
Kuralları uygulamak konusunda model olmak önemlidir. Çocuk, kendisine “Çöplerini çöpe at” diyen ebeveynini yere çöp atarken görürse o kurala uymakta güçlük çeker. Çocuk bir sorumluluğunu yerine getirdiğinde onu takdir etmek (odanı topladığın için teşekkür ederim) kuralın uygulanabilirliğini yükselten önemli yöntemlerden biridir."
Peki, tutarsız kuralların çocukların davranışlarına etkisi ne?
Belirsizlik ve kaygı: Tutarsız kurallar, belirsizlik yaratır. Bu belirsizlik çocukta kaygıya neden olur ve güven duygusunu zedeler.
Kafa karışıklığı: Kuralların tutarsız uygulanması, çocukların doğru ve yanlış kavramlarını anlamalarını zorlaştırır. Bu kafa karışıklığı, çocukların neyin kabul edilebilir olduğunu öğrenmelerini engeller.
Sınırları test etme: Belirsizlik ve kafa karışıklığı, çocukların sınırları test etmelerine neden olabilir. Bu durum, istenmeyen davranışların artmasına yol açar.
Özdenetim eksikliği: Tutarsızlıkla yetiştirilen çocukların özdenetim mekanizmaları yeterince gelişmez. Bu, çocukların kendi davranışlarını yönetme becerilerini olumsuz etkiler.
Uzun vadeli disiplin sorunları: Özdenetim eksikliği ve tutarsız disiplin uygulamaları, uzun vadede disiplin sorunlarına neden olabilir.
Bakım verenler arasındaki çatışma: Çocuğa bakım veren herkesin (anne, baba, anneanne, babaanne) ortak bir tutum benimsememesi, çocukların bakım verenler arasındaki çatışmalardan faydalanarak kuralları esnetmesine neden olabilir.
Grafik: Sena Nur Pehlivan